Türk Nöroloji Derneği (TND) Başkanı Prof. Dr. Şerefnur Öztürk, vücudun bir yanında uyuşma, konuşma bozukluğu ya da yüzdeki asimetrinin 'inme' habercisi olabileceğini belirterek, "Kişi ilk 4.5 saatte bir nöroloğa başvurursa trombolitik (damar açıcı) tedavi şansına ulaşabilir" dedi.
Antalya'daki 51'inci Ulusal Nöroloji Kongresi'ne katılan TND Başkanı Prof. Dr. Şerefnur Öztürk, beyin damar hastalıklarının beyin damarlarında tıkanıklık ya da kanamayla ortaya çıkan ve ani fonksiyon kayıplarına neden olan bir hastalık grubu olduğunu söyledi. Dünyada hastalıktan ölümlerde 2'nci sıradaki nedenin beyin damar hastalıkları olduğunu dile getiren Prof. Dr. Şerefnur Öztürk, bu oranın Türkiye'de yüzde 15 olduğunu söyledi.
İNMEDE İLK 4.5 SAAT ÖNEMLİ
TND olarak inme belirtilerinin tanınması konusunda çalışmalar ve eğitim seminerleri düzenlediklerini aktaran Prof. Dr. Öztürk, "İnmenin en yaygın belirtileri konuşmada bozulma, vücudun bir tarafında kuvvet kaybı ya da uyuşukluk, görme kaybı, baş dönmesidir. Ama en yaygın belirtiler ise yüzde asimetri ile aynı taraftaki kol ve bacakta uyuşukluk hissidir" diye konuştu. İnmede erken teşhisin hayati risk taşıdığını vurgulayan Prof. Dr. Öztürk, hastanın ilk 4.5 saatte nöroloğun bulunduğu merkeze başvurması gerektiğini anlattı. Erken teşhiste trombolitik tedavi şansının arttığına değinen Prof. Dr. Öztürk, "Hatta 6 saate kadar damar içinden pıhtıyı alan ya da damar içinde eritebilen tedavi yöntemine ulaşmak mümkün. Bunları yapabilecek merkezlerin ve nörologların sayısının da artırılması için eğitimler veriyoruz" dedi.
ALZHEİMERA KARŞI YABANCI DİL ÖĞREN, FARKLI MÜZİK ALETİ ÇAL
En önemli beyin ve sinir hastalıklarından alzheimerın kişinin en az kendisi kadar yakınlarını da etkileyen bir beyin hastalığı olduğunu aktaran Prof. Dr. Öztürk, kişinin günlük aktivitelerini yerine getirememesi, mesleğini sürdürememesi ya da ailesine katkısının kesilmesinin büyük kayıplara neden olduğunu söyledi.
Sağlık adına dünyada en fazla yatırım bu alana yapılmasına karşın yaşamı boyunca biriktirdiği tüm mental kaynağını yavaş yavaş kaybetmeye başlayan hastanın tedavisi için henüz etkin bir tedavi oluşturulamadığına değinen Prof. Dr. Şerefnur Öztürk şunları söyledi:
"Hastalığın daha yavaş ilerlemesi ve duraklaması yönünde birtakım girişimlerimiz olabiliyor. Aşı gibi birtakım çalışmalar var ama henüz sonuçlanmış değiller. Koruyucu anlamda sağlıklı bir vücut, sağlıklı bir beyin için en önemli faktör. Beyin damar hastalıkları için geçerli risk faktörleri alzheimer için de geçerli. Obeziteden ve hipertansiyondan kaçınmak, diyabetin kontrol altında olması, yeterli egzersizin yapılması, sebze ve meyve tüketimi çoğu ilaçtan daha faydalı. Bunun yanı sıra beyindeki hücreleri zenginleştirecek mental aktiviteler gerekli. Gençlik çağından itibaren yeni bir dil öğrenmek, müzik aletlerini çalmaya çalışmak, yeni hobiler edinmek, yeni yerler görüp okumak gibi aktivitelerin alzheimer gibi hastalıkları geciktirdiği kesin olarak gösterilmiştir."
(DHA)