SEVGÜL EROĞLU
10. Antakya Film Festivali için Antakya’dayım. Sanata, sanatçıya, kültür değerlerimize önem veren, bu mistik şehri dünyaya anlatmaya çalışan bir elçi Mehmet Oflazoğlu…
Sımsıcak bir güz günü yaptığımız sohbete sizi de ortak etmek istedim.
Bu sevda en az Antakya kadar renkli, ayakta kalmak, gelecek nesillere ışık tutmak için ısrarcı ve de geçmişten geleceğe açılan bir köprü gibi. Her şey nasıl başladı?
Tıpkı bir rüya gibiydi. Sanat aşığı biri olarak şehrimize uluslararası bir festival kazandıralım, hatta şehrimiz neden ‘Festivaller Şehri’ de olmasın dedik. Şehirde sinema bilgisi olan birkaç arkadaşla yola çıktık. 13 medeniyete ev sahipliği yapmış bu şehre yakışır bir festival yapalım istedik. Cannes kadar kıymetli şehrimiz var, neden rakip olmayalım dedik. Bana medyada ki arkadaşlar, hedefiniz nedir diye sorunca ben hep Cannes’e rakip olacağız derim. Sık sık bu motto ile manşet oluyoruz.
10 yıl dile kolay gelen ama değişken bir dünyanın hızlı neferleri içinde oldukça mücadele gerektiren bir süreç. Nasıl zorluklar yaşadınız, yaşıyorsunuz?
Elbette ki sanatsal etkinlikler desteklerle yaşar. Kültür Bakanlığı, belediyeler, kişiler, basın ve kurumlardan destek alarak bu güne geldik. Ama söz verip de festivale 2 gün kala destekten vazgeçenler de olmuyor değil. Bu zamanda varlıklı kişiler bile maddi destekte zorlanıyor. (İronik bir gülüş içindeyiz.)
Geçmişte yaşadığınız ilginç bir anınız vardır mutlaka.
Beni en çok üzen ve kızdıran durum, az önce de dediğim gibi festivale iki gün kala ‘pardon’ demeleri. Akşam destek verecek restoran o günün sabahında biz konuklarınızı ağırlamaktan vazgeçtik diyebiliyor. Tabii bunları kimseye hissettirmeden çözmeye çalışıyoruz.
Antakya sizin gözünüzde nasıl bir kenttir? Halkı sanata bakışı nedir?
Çok şanslıyız. Ülkemiz de şehrimiz çok güzel. Maalesef kıymetini bilmiyoruz. Medeni bir şehir, sanata ve sanatçıya saygıları var. Yerel yöneticiler bu pencereden baksa her şey çok güzel olurdu. Bizler yine de en güzel şekilde festival düzenleyip, düzenlemeye devam edeceğiz.
Festivallerinizin geri dönüşümü nasıldır? İnsanlar sinemaya ilgi duyuyorlar mı? Sizce festivallerin bu konuda etkisi nedir?
Festivallerin şehre ve şehir halkına çok büyük katkısı var. Antakya tarihiyle entelektüel yapısıyla tanınıyor. Biz festivale başladıktan sonra her sene 2-3 film ve televizyon dizileri burada çekiliyor, burayı doğal platform olarak kullanıyorlar. Gençlerimiz de sinema eğitimini sanatçılarla perçinliyorlar. Onlara bu ortamı yaratmaktan gurur duyuyoruz.
Bir festival nasıl başlar ve gelişir? Film Festivali teması nasıl oluştu?
Başlamak için ya deli ya da sanat aşığı olmalı, yoksa asla başaramazsınız. Elbette ki maddi kazanç beklemeden düzenlemek gerekiyor. Yoksa başladığınız yerde kalırsınız. Tema ise, ortamın sosyolojik durumuna göre belirlenir.
Antakya’da sinema salonu ve izleyicisi hakkında ne dersiniz?
Avmlerin sinema salonları festivale yer vermiyor. Maddi olanaklarımızla gittiğimiz halde izin vermediler. Biz de mecburen odaların ve bakanlığımızın tahsis ettiği salonlarda gösterim yapıyoruz.
Sizin sinemaya olan aşkınızdan bahsedelim. Çocukluğunuzun sinemaları sizin bu konuda geçirdiğiniz süreçler? Yaptığınız bu festivallere yansıyan tarafları…
Ben fotografçıyım, kendimi bildim bileli fotoğraf çekerim. Biliyorsunuz ki fotograftan sonra sinema gelir. Ben de hem kendimi bu konuda biraz daha geliştirmek hem de şehrimize uluslararası film festivali kazandırmak için bu yola baş koydum.
Günümüze dönersek, ilk festival ile bugün arasında nasıl güzel adımlar atıldı?
İlk festivale başlarken duyduğum heyecanla, 10. Düzenlerken duyduğum heyecan aynı. Ama işi öğrendik. Çevre edindik. Şimdi sorunları biraz daha kolay çözebiliyoruz. Çok güzel işler bunlar. Zor ama bir bu kadar heyecanlı......
Festivalin açılımı ve hitap ettiği kitle potansiyeli hakkında düşüncelerinizi alabilir miyim?
Bu konuda alt yapısı sanat olan bir şehirde yaşıyoruz. Hem iletişim fakültemiz var hem de teknik liselerde radyo -televizyon bölümleri var. Bu çocukların hepsi potansiyel sinemacı. Dolayısıyla festivalden en çok çocuklar faydalanıyorlar. Zaten asıl amaç da bu, Geleceğimiz, çocukların hayatına dokunmak değil midir? İçlerindeki cevherin parlamasına katkı sunmak bence büyük bir erdem.
Uluslararası bir festival nasıl bir ekiple oluşur? Ünlü isimlerle çalışıyorsunuz bu bir tesadüf değil tabii ki. Bu güzel, pozitif zincir nasıl oluştu?
10 yıldır bu sektörde olunca onlar yakın çevrem arkadaşlarım destek olmaktan hiç çekinmediler. Sanırım en önemlisi iyi niyet ve pozitif bakış. Bunlar bir arada olunca bazı şeyler daha kolay çözülüyor.
!0. Antakya Film Festivali programında neler var? Görkemli bir açılışa yine böyle vurgulu bir kapanış olacak görüşündeyim. Haydi heyecanınızı bizlerle paylaşın…
Programda, ülkemizde ilk defa festivalde gösterilen filmler var. Şehir sinema severler için çok güzel rastlantı. Amerika’dan konuklarımız var, bu da iyi bir aşama, aslında 45 ülkeden filmler geldi, keşke her filmi ülkesinden bir temsilci ile ağırlayabilsek. Zaten bunu başarmak için mücadele ediyoruz.
Gelecekteki planlarınızı, hedeflerinizi, katkılarınızı öğrenebilir miyim?
Dünyada bilinen festival olmak, her filmin temsilcisini şehrimizde ağırlıyor olmak, Sinema endüstrisini uluslararası cazibe merkezi kılmak ve tabi ki Cannes’e rakip olmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.
Bunu başaracağız. Zaten T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, yerel belediyeler, gönüllü arkadaşlar ve kurumların desteğiyle bu günlere ulaştık. Yola devam.
Yüreğimizin sesi oldunuz size ve Önce Vatan Gazetesi ailesine çok teşekkür ederim.
Başarılarınızın devamı dileklerimle ben çok teşekkür ederim.
