Ülkemizde kadına yönelik şiddet toplumsal vicdanı yaralamaya devam ediyor. Kadın cinayetlerini bir sonuç olarak değerlendirdiklerini belirten Kadın ve Demokrasi Vakfı (KADEM) Başkanı Saliha Okur Gümrükçüoğlu, şiddet vuku bulmadan önüne geçmenin önemine dikkat çekerek, zamanında müdahale edilmeyen psikolojik şiddetin zamanla fiziksel şiddet ya da cinayete dönüşme potansiyeli olduğunu söyledi. Devlet kurumlarının attığı adımlarla toplumsal bilinç oluştuğunu hatırlatan Gümrükçüoğlu, kadınların artık çaresiz hissetmediğini vurguladı.
2024 yılı geride kalırken ülkemizde kadın meselesine dair atılan adımlara da dikkat çeken Gümrükçüoğlu, “Kadınlar şiddet vakalarını adli mercilere taşınması konusunda aile, çevre veya toplumsal engellemelerle karşılaşıyor. Çoğu zaman “kol kırılır yen içinde kalır” kabulüyle aile içi şiddet karşısında sessiz kalıyorlar. İstanbul ve 55 farklı şehirdeki temsilciliklerimizle 515 gönüllü eğitimcimiz ile 3 bine yakın eğitim verdik. 215 bin kişiye ulaştık” ifadelerini kullandı.
İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme tartışmalarına da açıklık getiren Gümrükçüoğlu, “Türkiye, İstanbul Sözleşmesi’nden çekildi ancak yasa halen mevzuatta yer alıyor. Kadına yönelik şiddetle mücadelede 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, halen en etkili yargısal önlemlerden biri. Özellikle kanun çerçevesinde şiddet görenin lehine eşin evden uzaklaştırılması, koruma talep etme hakkı gibi mekanizmalarla kadınlar artık kendini yalnız ve çaresiz hissetmiyor, sesini çıkarabiliyor” diye konuştu.
