Her hafta büyük bir katılım kılınan Cuma namazı için, bu hafta Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından belirlenen hutbe konusu "Zulüm asla payidar olmaz" oldu. 4 Ekim 2024 tarihli cuma hutbesinin tamamını haberimizde okuyabilirsiniz.
Muhterem Müslümanlar!
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:
Cuma hutbesi: Şahsiyetimizi imar eden kutlu mekân cami
Yüce dinimiz İslam’ın haram kıldığı günahlardan biri de zulümdür. Zulüm; adaleti gözetmemek, hak ve hukuk tanımamaktır. İnsanların canına, malına, namus ve haysiyetine kastetmektir. Zulüm, insanın Rabbine, kendisine ve çevresine karşı işlediği bir suçtur. Dünyanın huzur ve barışı, insanlığın geleceği için büyük bir tehdit ve tehlikedir. Toplumların helak olma sebeplerinin başında zulüm gelmektedir.
Cuma hutbesi: Çevremiz emanettir
Kıymetli Müslümanlar!
Cenâb-ı Hak, yeryüzünde adaletin tesis edilmesini, zulmün ortadan kaldırılmasını emretmiştir. Gönderdiği bütün Peygamberlere hakkın hâkim kılınması için zulüm ve zalimlerle mücadele görevi vermiş, zulme ve zalime karşı durmaktan kaçanları ise uyarmıştır. [Tâhâ, 20/ 24,43; Sâd, 38/ 26; Nâziât, 79/17; Enfâl, 8/15.] Bu sebepledir ki zulüm ne kadar büyük bir günahsa zulme rıza göstermek de o kadar büyük bir günah, ağır bir vebaldir. Mazlumun yanında olmak, maddi ve manevi imkânları onlar için seferber etmek, imanın gereğidir. Her ne sebeple olursa olsun zalime destek olmak, onlara meyletmek, zulmü görmezlikten gelmek ise yapılan her suça ortak olmaktır. Yüce Rabbimiz, bu hususta bizleri şöyle uyarmaktadır:
Cuma hutbesi: Peygamberimiz ve şahsiyet inşası
Değerli Müminler!
Yıllardır Filistin’de uygulanan zulüm, son bir yılda benzeri görülmemiş bir soykırıma dönüştü. Dünyanın gözü önünde bir millet topyekûn tarihten silinmeye çalışılıyor. Siyonist zalimler, çocuk, kadın ve yaşlı on binlerce masumu Gazze’de katlettiler, katletmeye de devam ediyorlar. Şimdi de küresel suç ortaklarıyla birlikte aynı katliamı diğer İslam beldelerine yayarak, dünyayı savaş alanına çevirmek istiyorlar. Ancak şu husus unutulmasın ki, her geçen gün İslam beldelerinin kan ve gözyaşı diyarı haline gelmesinin başlıca sebebi, Müslümanlar arasındaki ümmet bilincinin, kardeşlik hukukunun zayıflamış olmasıdır. İnananların ilim, bilim ve teknoloji alanında üstünlüğünü kaybetmesidir. Hâlbuki Cenâb-ı Hak,
buyurmakta, birlik ve beraberliğimizi her zaman güçlü tutmamızı, her türlü tefrikadan uzak durmamızı istemektedir.
ayetiyle de düşmanlarımıza karşı her alanda güçlü olmamızı emretmektedir.
Cuma hutbesi: Müslüman takva sahibidir
Aziz Müslümanlar!
Zulüm asla payidar olamayacaktır. Zalimler hain emellerine ulaşamayacaktır. Kâfirler istemese de Allah nurunu tamamlayacaktır. Bize düşen ise, her türlü ihtilafı ve çekişmeyi bir kenara bırakmak, İslam kardeşliğini esas almaktır. Ümmet bilincini canlı tutmak, birlik ve beraberliğimize sahip çıkmaktır. Maddi ve manevi her alanda güçlü olmak, barış ve huzuru temin etmek için gayret göstermektir. Zulme destek verenlere, binlerce masumun kanında eli olanlara her alanda kararlılıkla karşı durmaktır. Zulme ve zalimlere karşı yapılacak olan etkinliklere kayıtsız kalmamaktır. Unutmayalım ki zalimlere karşı atılan her adım, söylenen her söz, gösterilen her tavır, İslam beldelerinde barış ve esenliğin yeniden hâkim olmasına, mazlumların gözyaşlarının dinmesine vesile olacaktır.
Hutbemi Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in bizi her an kötülere ve kötülüklere, zulme ve zalimlere karşı uyanık ve tedbirli olmayı emreden şu hadis-i şerifiyle bitiriyorum:
Cuma hutbesi: Tebbet sûresinden mesajlar