Lübnan'a kara harekatına başlayan işgalci İsrail'in, ülkenin çeşitli bölgelerine yönelik şiddetli bombardımanı sürüyor.
Katil İsrail ordusu, sivillerin yaşadığı yerleşim yerlerinde okul ve hastane gibi yerlere saldırıyor.
Katil İsrail Lübnan-Suriye sınırındaki El-Masna Sınır Kapısı'na hava saldırısı düzenledi
Tüm bu gelişmeler, Lübnan ordusunun varlığı ve etkinliği konusunda soru işaretlerine neden oluyor. Halk arasında, Lübnan ordusunun neden İsrail'e karşılık vermediği ve gücünün ne ölçüde olduğu tartışılmaya başlandı.
Lübnan'ın elbette bir ordusu var ve Lübnan Silahlı Kuvvetleri olarak biliniyor. Ancak Lübnan ordusu, Hizbullah gibi silahlı grupların ülkedeki güçlü varlığı nedeniyle kısıtlı bir rol üstlenmek zorunda kalıyor. Hizbullah, Lübnan içinde kendi askeri gücüne sahip ve özellikle İsrail ile sınır bölgelerinde etkin bir rol oynuyor.
Derin Tarih Genel Yayın Yönetmeni Taha Kılınç, krizler ülkesi Lübnan’ın askeri ve siyasi yapısını anlattı.
Kılınç, Lübnan'da başka hiçbir İslam ülkesinde görülmeyen bir sistem olduğunu ve Hizbullah'ın ordu başta olmak üzere ülkede nasıl 'patron' olduğunu aktardı.
Lübnan ordusu, bölgedeki diğer ülkelere kıyasla nispeten daha küçük ve zayıf bir askeri güce sahip. Lübnan'ın askeri kapasitesi, sınırlı bütçe ve altyapı eksiklikleri nedeniyle kısıtlı.
Mepa News'te yer alan habere göre, "International Institute for Strategic Studies"in "The Military Balance 2024" raporuna göre Lübnan ordusunun mevcut gücü şu şekilde:
Lübnan Kara Kuvvetleri 5 ayrı komuta merkezine sahip. Bunlar
Kara Kuvvetleri bünyesindeki askeri birlikler şu şekilde:
Lübnan Kara Kuvvetleri'nin sahip olduğu askeri araçlar ve teçhizat şu şekilde:
Lübnan İçişleri Bakanlığı'na bağlı olan jandarma güçleri ise şu şekilde:
İsrail ile çatışmalarda Lübnan ordusu değil Hizbullah yer alıyor. Hem mali hem de en ileri cephane anlamda Batılı güçlerden en büyük desteği alan İsrail ordusuna karşı, Lübnan ordusunda bu tür bir çatışmayı sürdürebilmek için gereken malzeme ve cephanelik yok.
Buna ek olarak, BBC News'te yer alan habere göre, bir dizi üst düzey yetkilinin ifadelerinin de desteklediği yaygın inanca göre,
ABD'den Lübnan'a silah yardımı
Hizbullah'ın en büyük düşmanı olarak gördüğü ABD'nin Lübnan Ordusu'nun başlıca bağışçısı olması bu dengeyi daha da karmaşık hale getiriyor. Bir dönem Washington, Lübnan ordusu personelinin maaşlarının ödenmesine yardımcı oldu. Ancak araç, çeşitli malzemeler ve bireysel silahları kapsayan ABD yardımı, Washington'ın İsrail'e sağladığı kapsamlı destekle kıyaslandığında oldukça sınırlı.
Lübnan ordusu, son çatışmalarda doğrudan bir rol üstlenmiş değil ancak yine de güneydeki sınır bölgesinde varlık gösteriyor.
Lübnan Başbakanı'nın açıklamalarına göre, gelecekteki olası bir ateşkeste daha fazla Lübnan askeri konuşlandırılabilir. Ancak bu, büyük bir mali yük getirecek. Lübnan ordusunun yeterli asker sayısını karşılayabilmesi için önemli ölçüde maddi kaynaklara ihtiyaç duyuluyor. Ne yazık ki, şu anki ekonomik koşullar göz önüne alındığında, ordunun bu gereksinimleri karşılayacak mali kaynağı bulunmuyor.
Soykırımcı İsrail’in karadan işgal başlattığı Lübnan’daki gelişmeleri yakından takip eden Yeni Şafak Muhabiri Neslihan Önder, geçtiğimiz günlerde Lübnan ordusunun tutumunu gözler önüne serdi. Günlerdir sokaklarda devriye atan Lübnan ordusunun, Hristiyanların yaşadığı Eşrefiyye Mahallesi’ne adeta asker yığdığını, her sokakta en az 10 askerin Hristiyan Lübnanlıları koruduğunu ve Müslüman mahallelerinde ise tank geçişleri haricinde asker ya da polisin bulunmadığını aktardı.
Ortadoğu'nun en güçlü orduları belli oldu! Türkiye, Lübnan, İran, İsrail...
Lübnan Sağlık Bakanlığı: Başura bölgesinde 9 kişi ölü 14 yaralı