FETÖ'nün “emniyet imamı” olduğu iddiasıyla “silahlı terör örgütü kurma-yönetme” suçundan hakkında dava açılan ve şimdiye kadar birçok FETÖ davasında tanıklık yapan Kemalettin Özdemir dün 6 yılın ardından ilk kez hakim karşısına çıktı. Özdemir, örgüt içinde “Alkol kullanılabileceği, kadınların başlarının açılabileceği gibi dinde fetvası olmayan talimatların” verilmesi üzerine 2010'da FETÖ'yle irtibatını kopardığını söyleyerek örgüt içinde tasvip etmediği eylemleri anlattı.
Örgütün elebaşı Fetullah Gülen'in kendisini 1999’da aradığını ifade eden Özdemir, ‘FBI seni bana sordu ve ben de olumlu konuştum. Buraya gel sen’ dediğini aktardı. FBI’ı duyunca rahatsızlık duyduğunu belirten Özdemir, olayın ardından FBI’ın Türkiye sorumlusuna ulaştığını ve ABD Büyükelçiliği’ne çağrıldığını anlattı. Özdemir dikkat çeken görüşmeye ilişkin, “Bir saate yakın görüştük. Ben ‘neden beni soruşturuyor-sunuz?’ diye sordum. Benim itirazlarım, rahatsızlıklarım galiba bu yapı içerisinde rahatsızlık getirmiş” diyen Özdemir, ABD’li yetkililerin, “Bu adama (Gülen’e) biz güveniyoruz ve bu adama rahatsızlık veren insanlara da ulaşmaya çalıştığımızda sizin isminizi gördük” dediğini aktardı.
Yurt dışında FETÖ okullarının açılması konusunda teşviklerde bulunduğunu beyan eden Özdemir okulların yöneticiliğini yapmadığını belirtti. Özdemir, “Ben sürekli hareket halindeydim. Ben bu yapı içinde yetiştirilmedim. Burs da almadım. Kitap satıyordum, babamın gönderdiği harçlıklarla okudum“ diyerek kendini savundu. İddianamede tanık beyanlarının kendisinin ‘kıta imamı’ olduğu ve 2011 yılına kadar örgütün Afrika’daki kurumlarına temas ettiği konusundaki iddiaları soran mahkeme başkanına “Ben örgütte imam olarak görev almadım. Vaaz verdiğim için öyle nitelendirmişlerdir” diyerek cevap verdi.
2010’dan itibaren FETÖ’yle aktif bir mücadeleye giriştiğini iddia eden Özdemir, “17-25 Aralık öncesinde ben Cumhuriyet Başsavcısı’na giderek bu yapının ihanetlerini biliyorum” dediğini aktardı. Özdemir paralel yapıyla olan mücadelesine ilişkin, “Benim talebim ve savcılığın onayıyla da Emniyet’in pek çok biriminden gelen personellere bu yapının ihanetlerini anlattım. Bunu yaptığım için o dönem çok tehditler de aldım. Nazlı Ilıcak benim hakkımda iftiralarda bulundu, para cezası aldı ardından da zaten bu yapıyla ilişkisi olduğu için o içeri alındı” diyerek savunmada bulundu.
“İçişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu beni çağırdı, onlara da bildiklerimi anlattım” diyen Özdemir, “Madem yönetici değildiniz de devletin bunca makamı sizi nasıl çağırdı da sordular?” sorusuna, “Örgütten ayrıldıktan sonra bu konuda araştırmalar yaptım. Bu yapıdan rahatsız olmuş kimselerden, iş adamlarından, değişik kurumlarda çalışan kimselerden derledim bu bilgileri. ‘Yurtta Sulh’ grubunun içerisinde Ömer Faruk Harmancık uçaktan talimat verenlerden bir tanesiydi. Ailesini tanırdım çok iyi insanlardı ama kendisi ihanet etti. ‘Akıncılar’ grubunu da tanırdım isimle değil fiilen tanırdım ben onlarla sohbet ederdim, abileriydim”
beyanında bulundu.
Özdemir, mahkeme başkanının “Yönetici kadroda olmadığınızı söylediğiniz halde elebaşı direkt sizle iletişime giriyor. Bu nasıl mümkün oluyor?" şeklindeki sorusu üzerine ise "Babam çok tanınan birisiydi. Diyanette görevliydi. Benim de hayatım bu yüzden çok dolu geçti” cevabını verdi. Mahkemece bir sonraki duruşma 19 Kasım’a ertelendi.
22,5 yıla kadar hapsi istenen Özdemir, birçok FETÖ soruşturmasında ve ana davasında tanık olarak dinlendi ve darbe girişiminden önce, 2015 yılında Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne giderek itirafçı oldu. Kemalettin Özdemir hakkında ilk kez 2018 yılında şüpheli sıfatıyla soruşturma başlatılmıştı. Adli kontrol hükümlerinin devamına karar veren mahkeme, aralarında örgütün eski üst düzey sorumlularından biriyken ayrılan bir diğer isim olan Nurettin Veren’in de aralarında bulunduğu 6 tanığın bir sonraki celseye getirilmesine karar verdi.
