MOSSAD'ın Türkiye'deki hedeflerini özel dedektifler aracılığıyla takip eden Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), İsrail istihbarat servisine çalışan çok sayıda hücreyi çökertti. MİT, 2024 yılı içinde MOSSAD’a yönelik kamuoyuna yansıyan üç operasyon gerçekleştirdi. Çok sayıda İsrail ajanı ve saha elemanı deşifre edildi. Son olarak ise Doğu Avrupa ülkelerinden Türkiye’ye soktuğu parayı MOSSAD’ın ağına dağıtan Kosova uyruklu Liridon Rexhepi, İstanbul’a inince takibe alındı ve tutuklandı.
Yeni Şafak yazarı Yahya Bostan bugünkü köşe yazısının son bölümünde İsrail’in, İran’da olduğu gibi Hamas yöneticilerini Türkiye’de de hedef almak istediğini ancak MİT’in MOSSAD’a yönelik kararlı operasyonlarının bu tehdidin önüne geçtiğine dikkat çekti.
Liridon Rexhepi’nin yönettiği para ağının ortaya çıkarılmasını, şeklinde analiz eden Bostan, MİT’in MOSSAD hücrelerini çorap söküğü gibi çözdüğünü, bir kaynağının “İpin ucu yakalandı, gerisi geliyor” sözlerini aktararak vurguladı.
Yahya Bostan’ın yazısında yer alan ilgili bölümü şöyle:
“İsrail’in, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu bazı ülkelerde Hamas yöneticilerini hedef alacağı tehdidi gerçekçiydi. Nitekim bunu yaptılar. Hamas lideri -ve müzakerelerin beyni- Haniye’yi İran’da hedef aldılar. Türkiye’de ise yapamıyorlar. Sebebi MİT’in MOSSAD’a dönük kararlı operasyonlarıdır.
Bugüne kadar birçok MOSSAD hücresi MİT operasyonlarıyla çökertildi. Yapılan -ve kamuoyuna yansıyan- son operasyon İsrail istihbaratının para kasasına yönelikti. Çıkan haberlerden detayları okudunuz: MOSSAD’ın Türkiye’deki para ağını yöneten, Doğu Avrupa ülkelerinden Türkiye’ye soktuğu parayı Suriye’deki MOSSAD ağına dağıtan Kosova uyruklu Liridon Rexhepi, Türkiye’ye giriş yapınca takibe alındı ve tutuklandı.
İstihbarat dünyası iki şeye önem veriyor:
Bunları takip ederek sonuca ulaşabiliyor. Bu operasyon, daha önce MOSSAD’a yapılan operasyonlar zincirinin yeni bir halkasıydı. Bir kaynağım diyor ki “İpin ucu yakalandı, gerisi geliyor.” MOSSAD çorap söküğü gibi gidiyor da diyebiliriz.”
İsrail istihbarat servisi MOSSAD'ın casuslarına yönelik yürütülen operasyonlar 2021'de başladı.
2024 yılındaki ilk operasyon 5 Ocak tarihinde İstanbul merkezli 8 ilde düzenlendi. Mossad adına "uluslararası casusluk" faaliyeti yaptıkları iddiasıyla gözaltına alınan 34 şüpheliden 15'inin tutuklandığı soruşturmada dikkat çeken detaylara ulaşıldı. İsrail İstihbarat Servisi ile bağlantılı kişi veya kişilerin, aktarılan bilgiler karşılığında uluslararası para transfer şirketleri, havale ofisleri ve canlı kuryeler vasıtasıyla bilgi aktaran kişilere para transfer edilerek ödeme gerçekleştirildiği tespit edildi.
Mossad'a yönelik operasyonların şubatta yapılan ikinci ayağında özel dedektifler aracılığıyla MOSSAD'a bilgi sattığı iddiasıyla 7 kişinin tutuklandığı soruşturmada 4 şüpheli ifadelerinde MOSSAD ile bağlantılı olduklarını kabul etti.
Bu yolla maddi menfaat elde eden G.K'nin 6 kişi hakkında bilgi toplama eylemlerini, aralarında eşi ve üvey oğlunun da bulunduğu S.A.Y, F.S.K, S.Y ve Y.A.D. ile birlikte gerçekleştirdiği bilgisi verilen yazıda, şüphelinin ayrıca, devletin veri tabanındaki bilgileri kamu kurum ve kuruluşlardaki irtibatları aracılığıyla elde ettiği ve bunları "casusluk" suçundan tutuklu olan diğer şüpheli M.K. ile maddi gelir karşılığında paylaştığı bildirildi.
Mart ayındaki üçüncü operasyonda para karşılığı MOSSAD’a bilgi sattığı için gözaltı alınan eski polis şefi, özel dedektif Hamza Turan Ayberk’in de arasında olduğu 6 kişi tutuklandı. Hamza Turhan Ayberk, Mossad ajanlarıyla "Victoria" kod adlı kişi aracılığıyla 2019'da bağlantıya geçti.
Karşılığında banka hesapları ve kripto para üzerinden maddi kazanç sağladı. Ayrıca ajanlarla yüz yüze görüşmeler yapmak için Belgrad'a seyahat ettiği ve seyahat masraflarının İsrail istihbaratı tarafından karşılandığı tespit edildi. Ayrıca, İsrail istihbaratına Türkiye'deki eylemler ve emniyet tedbirleri hakkında bilgi aktardığı da tespit edildi.
Operasyonlar sonrası yürütülen soruşturmalarda Mossad'ın edindikleri bilgileri özel dedektifler aracılığıyla İsrail istihbarat servisi MOSSAD'a sattıkları belirlenen şüphelilerin seçilme süreçleri ve eylemleri ortaya çıkarıldı. İlk teması araştırma şirketi kisvesi altında kuran MOSSAD, her özel dedektifle çalışmayıp, iş birliğine yatkın olanları seçiyordu.
MOSSAD, hedeflerinin resmi kayıtlardan özel bilgilerine ulaşıp, dedektifleri bu bilgilere göre yönlendiriyordu. Casuslar, maddi kazanç uğruna bu ilişkilerini sürdürüyorlardı.
Peki, MİT'in İsrail menşeli casusluk faaliyetlerini hedef alan, Mossad'a yönelik son büyük operasyonu nasıl yapıldı? Türk istihbaratının operasyonel gücü ne seviyede ve nasıl gelişti? Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Merve Seren, Mossad'a yönelik son büyük operasyonu AA Analiz için kaleme aldı.
Operasyon, uzun bir hazırlık sürecinin ardından İstanbul merkezli 8 ilde düzenlendi ve 46 kişi gözaltına alındı. Ele geçirilen belgeler, Mossad'ın Türkiye'deki yabancılar üzerinden keşif, takip, darp ve adam kaçırma planlarını açığa çıkardı. Mossad, operasyonlarında genellikle kendi ajanlarını kullanmak yerine
Türkiye’nin Mossad’a karşı yürüttüğü operasyonun 2 temel amacı vardır. Birincisi, İsrail’in Türkiye’nin ulusal çıkarlarına doğrudan yahut dolaylı olarak zarar veren tüm istihbarat faaliyetlerini deşifre etmek ve başarısızlığa uğratmaktır. İkincisi, MİT’in Türkiye topraklarını, örneğin İsrail-İran arasında cereyan ettiği şekilde, iki farklı ülkenin istihbarat savaşlarının "eylem üssüne çevirme" teşebbüslerini engellemekti.
Mossad Süleymaniye’yi neden çekti?