İşgalci İsrail, pazar günü erken saatlerde yaptığı açıklamada, Hamas'ın 7 Ekim'de esir aldığı ve aralarında, serbest bırakılması için ailesinin kampanya yürüttüğü İsrail-Amerika vatandaşı Hersh Goldberg-Polin'in de bulunduğu altı rehinenin cesedine ulaştığını duyurdu.
Terör devleti İsrail'in Ordu Sözcüsü Daniel Hagari, altı cesedin işgal güçlerinin aylardır kara operasyonu yürüttüğü Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah bölgesinde bir tünelde bulunduğunu söyledi. Hagari, sözlerinin devamında esirlerin Hamas üyeleri tarafından 'infaz edildiğini' ve ayrıntıların araştırıldığını belirtti.
İsrail işgal ordusu bugün erken saatlerde Gazze Şeridi'nde cesetlerin bulunduğunu duyurmuş, ancak cesetlerin sayısını ya da sahiplerinin kimliğini açıklamamış ve İsraillilere “spekülatif haberlere aldanmama” çağrısında bulunmuştu.
Hamas Siyasi Büro Üyesi İzzet el-Rişk yaptığı açıklamada, “Direnişin elindeki rehinelerin ölümünden kim sorumluysa, soykırım savaşını sürdürmekte ısrar eden ve ateşkes anlaşmasına varmaktan kaçınan işgalci İsrail ile bu saldırganlıktaki desteği ve ortaklığı nedeniyle ABD yönetimidir” dedi.
Rişk, mahkumların katil İsrail bombardımanı sonucu öldüğünü ve eğer ölenlerin hayatları çok umurundaysa ABD Başkanı Joe Biden'ın İsrail'e verdiği desteği kesmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.
Hamas Siyasi Büro Üyesi Rişk, “Mahkumların hayatları konusunda Biden'dan daha endişeliydik, bu yüzden onun önerisiyle birlikte Güvenlik Konseyi kararını da onayladık ama Netanyahu bunları reddetti. ABD yönetimi ile Biden'ın kendisini Gazze Şeridi'nde işlenen suçlardan, bugüne kadar %69'u çocuk ve kadın olmak üzere 150.000'den fazla şehit ve yaralıya ulaşan soykırım savaşından sorumlu tutuyoruz” diye ekledi.
İşgalci İsrail medyası, katil Ordu Sözcüsü Daniel Hagari'nin "Hamas, rehineleri infaz etti" sözlerini sürekli yayınlamaya devam ederek algı kontrolü uyguluyor. Rehinelerin son durumuyla ilişkili hiçbir fotoğraf bulunmazken, hadisenin faturası işgalciler tarafından Hamas'a kesiliyor.
Hamas, 7 Ekim'den bu yana rehinelere gösterdiği hoş muamele ile sık sık dünya medyasında gündeme gelmiş ve gönüllere girmişti. İsrailli rehinelerin aileleri yanına döndükten sonra röportajlarda söyledikleri ifadeler sosyal medyada çokça paylaşılmış, Batı medyasının Hamas hakkındaki spekülatif algıları bu röportajlar ile bir bir kırılmıştı.
7 Ekim'den bu yana Hamas-İsrail arasında süregelen gelişmeler detaylı incelendiğinde işgalci İsrail'in 'infaz' iddialarının doğruluğuna delalet edecek benzer olaylara hiç rastlanmıyor. Ancak işgalci İsrail'in kara defterleri açıldığında, kendi rehinelerini bombalamak gibi bir adetinin, hatta Hannibal Protokolü adında bir 'devlet politikasının' dahi olduğu biliniyor. Terör devleti bu protokolü 20 yıl boyunca medyadan gizlemişti.
Aralarında İsrail-Amerikan vatandaşı Hersh Goldberg-Polin'in de bulunduğu altı rehinenin Gazze'de ölmesi, aylardır İsraillilerin Netanyahu hükümetine karşı biriktirdiği nefreti de açığa çıkardı. Terör devletinin medya kanallarındaki bilgi kirliliği ile belirsizlik, rehinelerin İsrail tarafından işgal edilen topraklara geri dönmesini destekleyen çevrelerce hoş karşılanmıyor.
İşgalci İsrail'in en büyük işçi sendikası Hisdatrut'un Başkanı Arnon Bar-David, konuşmasında ülke genelinde yarın greve gidileceğini belirterek, "Yarın İsrail işe gitmeyecek, limanlar, fabrikalar, ofisler kapalı olacak." dedi. Grev kapsamında, İsrail'in dünyaya açılan kapısı niteliğindeki Tel Aviv'in Ben-Gurion Havalimanı'nda yerel saatle 08.00'den itibaren uçuşların durdurulacağı bildirildi.
Gazze'de tutulan İsrailli esirlerin ailelerinin oluşturduğu platform, son olarak "Gazze-Mısır sınır hattındaki Philadelphi Koridoru'nda işgali sürdürmekte ısrar eden ve esir takası anlaşmalarını baltalayan" Gazze Kasabı Binyamin Netanyahu'yu, altı İsrailli esirin ölümünden sorumlu tuttu.
Netanyahu ise hükümetin kalan esirlerin serbest bırakılması için anlaşmaya varmakta kararlı olduğunu iddia ederek, anlaşma olmamasındaki suçu Hamas'a atmıştı.
Terör devleti İsrail'de yüz binlerce kişi, Gazze'de ateşkes ve esir takası anlaşmasını imzalamak istemeyen Gazze Kasabı Binyamin Netanyahu ve hükümetine karşı protestoda bulundu. Gösteriyi organize eden gruplar, Tel Aviv'in merkezinde yaklaşık 300 bin kişinin toplandığını açıkladı.
Protesto alanında kurulan sahneye, ölen altı esir için İsrail bayrağına sarılı altı tabut yerleştirildi. Gazze Şeridi'ndeki İsrailli esirlerin yakınları ve sanatçılar, sahnede konuşma yaparak Netanyahu ve hükümetinin "esir takası anlaşması karşısında kayıtsızlığını ve isteksizliğini" eleştirdi.
Ellerinde İsrail bayrakları bulunan protestocular, Gazze Kasabı Netanyahu ve hükümetindeki siyasetçiler aleyhinde pankart, afiş ve dövizler de taşıdı. İsrailli esirlerin bir an önce evlerine dönmesi çağrısında bulunarak davul ve düdük çalan protestocular, "Hepsi hemen eve", "Yardım" yazılı dövizler taşıdı. Göstericiler, "Netanyahu esirleri serbest bırak", "Başımızda sen varsın, suçlu sensin" şeklinde sloganlar attı.
Tel Aviv, Hayfa ve Batı Kudüs'ün yanı sıra işgal altındaki çeşitli noktalarda yapılan yürüyüş ve protestolarda da hükümetin istifası ve esirlerin geri getirilmesi talep edildi. Hayfa'da toplanan binlerce kişi, kentin merkezindeki kavşağı trafiğe kapattı. Bunun yanı sıra Tel Aviv'de göstericiler, kentin ana otoyollarından birini tek yönlü trafiğe kapatarak yolda lastik yaktı.
On binlerce İsrailli katil Netanyahu’ya istifa çağrısı yapıyor