Parkinson, "Sosyal medyada nefret dolu veya tehdit edici eylemlerde bulunan herkes, sokaklarımızdaki şiddet dolu kargaşaya potansiyel olarak katkıda bulunuyor" dedi.
İnternette ırkçı nefret söyleminde bulunan iki kişiye dava açtıklarını belirten Parkinson, "Bir şeyi retweet ederseniz, onu yeniden yayınlıyorsunuz demektir. Tek görevi interneti ve sosyal medyayı taramak olan özel polis memurlarımız var. Odaklandıkları şey bu" diye konuştu.
İngiltere'nin Southport kentinde 29 Temmuz'da 17 yaşındaki saldırgan, 3 çocuğun öldüğü, 8'i çocuk 10 kişinin yaralandığı bıçaklı saldırı gerçekleştirdi.
Aşırı sağcı şiddet olayları, 2 Ağustos'ta ülkenin doğu kıyısındaki Sunderland'e sıçradı. Kentteki "Masjid-e Anwaar-e Madinah" Camii'nin dışında toplanan aşırı sağcı kalabalık polisle çatıştı. Kalabalık, kentteki polis karakolunu ateşe verirken bazı kamu kuruluşlarını da yakmak istedi. Yaşananlar nedeniyle 3 polisin yaralandığı kentte 10 aşırı sağcı gözaltına alındı.
Sunderland'le aynı gün Hartlepool, Liverpool, Glasgow ve Dover'de de aşırı sağcılar, kent meydanlarında ve camilerin önlerinde toplandı.
4 Ağustos'ta Weymouth, Middlesbrough ve Rotherham kentlerinde toplanan aşırı sağcılar, yine göçmenleri ve Müslüman toplumu hedef aldı. Rotherham'da düzensiz göçmen ve sığınmacıların tutulduğu otelin önünde bir araya gelen aşırı sağcılar, binaya taş ve sandalye gibi yabancı maddeler attı.
Bu kentlerde aşırı sağcılar, yer yer karşıt görüşlü gruplar, dini ve ticari yapıları korumaya çalışanlarla da karşı karşıya geldi. Özellikle Hull ve Stoke-on-Trent'te iki aşırı sağcının bıçaklandığı haberi, olayların şiddetlenmesine neden olurken polis, bu haberlerin yalan olduğunu duyurdu. Blackpool ve Manchester'da eylemlerin sona ermesi çağrısı yapan polis, yeniden toplanmayı da yasakladı.