Yeni Şafak köşe yazarı ve Derin Tarih Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Taha Kılınç, İslâm şehirlerini anlattığı yeni bir eser yayımladı. Ketebe Yayınları’ndan çıkan “İslâm Şehirleri Atlası” kitabı, 40 İslâm şehrini çizimlerle ve önemli notlarla okura aktarıyor. 9 yaş ve üzeri okurlara hitap eden 178 sayfalık kitap, okurken sizi yedirip, gezdirip bilgilendiriyor. Fes’ten Mekke’ye, Bahçesaray’dan Kurtuba’ya, kadar farklı bölgeden şehirlerin kültürü, mimarisi, doğa güzellikleri, hayvanları, önemli kişilerin mezarlarının yanı sıra yerel tatları da ele alıyor. Metinlerde; bu şehirlerin neden İslâm şehri olduğu, İslâm’la ve Osmanlı’yla bağını anlatan çeşitli olaylara da yer veriliyor.
Her başlık altında şehirlerin kuruluş ve isimlendirme öyküleri, yetiştirdiği önemli şahsiyetler, barındırdığı tarihî eserler ve abideler, kültürel ve folklorik birikimleriyle, bugünkü durumu ele alınıyor. Kitabın ilk sayfasında şehirlerin coğrafî konumunu gösteren bir harita yer alıyor. Yıllardır İslâm coğrafyalarına geziler düzenleyen, yazılarında bu yerleri konu edinen Kılınç, birikimlerinden hareketle yazdığı kitabın uzun zamandır hayali olduğunu söyledi. Şehirlerin akılda kalıcı olmasını hedeflediğini belirten yazar, şunları ifade etti: “İçinde yetiştiğim atmosfer gereği, yıllardır zaten İslâm coğrafyasıyla iç içeyim. Aynı zamanda bu büyüleyici, çok katmanlı ve çok renkli coğrafyaya sürekli seyahat de ettiğim için, gönül ve zihin dünyama bir misyon yerleşti: Gördüklerimi, buraya ve bizim insanımıza anlatmak. İslâm Şehirleri Atlası, yıllardır içimde gezdirdiğim rüya projelerimden biriydi. Hamd olsun, gerçekleşti. Böylesine renkli bir coğrafyayı, iki kapak arasına sığdırabildiğim iddiasında değilim elbette, ama en azından genel bir manzara çizebildiğimi ve okura daha fazlasına merak duyması için bir pencere açabildiğimi umuyorum. Atlaslar ve görsel malzemeyle bezenmiş çalışmalar, içeriğin akılda kalması için çok önemli.”
Çizimlerle süslenen kitabın hem hazırlık hem de yazım sürecine çocuklarının şahitlik ettiğini söyleyen Kılınç, atlastaki bazı şehirlere beraber seyahat ettiklerini dile getirdi. Yazar, ilk metinleri 14 yaşındaki kızı Meryem’e okutup, onun görüşlerinden faydalandığını sözlerine ekledi. Kitaba Türkiye’den şehir almayan yazar, 40 şehrin nasıl seçildiğini şöyle anlattı: “İslâm coğrafyasını sadece 40 şehirle özetlemek, takdir edersiniz ki imkânsız. Seçimleri yaparken elbette ‘tarihî ehemmiyeti olanlar’ı önceledim. Her bölgeyi temsil edebilecek çapta, öyküsü olan, derinlikli şehirleri tercih ettim. Bunun yanında -Derbend veya Cible gibi- herhangi bir ‘İslâm şehirleri listesi’nde hemen akla gelmeyecek şehirleri de ekledim, çünkü buraların özel hikâyeleri var. Hal böyle olunca, mesela Herat liste dışı kaldı; ama onu da Lahor veya Haydarâbâd’la dengeledim diye düşünüyorum. Türkiye’nin kitapta yer almamasının iki sebebi var: Evvela, İslâm Şehirleri Atlası, Türkiye’de yaşayan ve İslâm dünyasına Türkiye’den bakan insanlar için hazırlandı. İkincisi de ‘İslâm şehirleri’ çerçevesinde Türkiye’de öylesine derin bir birikim var ki sadece sınırlarımız içinden 50 şehri listeye yazmak gerekir. Türkiye, benzer konseptte özel bir çalışmaya konu olacak kadar zengin bir mirasa sahip.”
Mahmud Derviş’in şiirleri ‘afiş’ oldu
Urartu eserleri Kars’ta sergileniyor
9. Uluslararası İstanbul Arapça fuarında yayıncılar telif köşesinde buluşuyor