Dünya gittikçe ısınıyor. Kaynaklarımız hızla tükeniyor. Ormanlardaki ağaçlar, denizlerdeki balıklar, gökyüzündeki kuşlar. Hepimizin başı dertte. Eğer Ay Kâşifi Ay’daki su kütlelerini tespit edebilirse, Dünya’nın elinden tutup kaynaklarımızı çoğaltabileceğiz. Acaba Peri ve Peli, yolculuğu yarım kalan Ay Kâşifi’ne yardım etmeyi başarabilecek mi?
Esra Bulut’un kaleme aldığı, çizer Afra Elif’in rengarenk çizimleriyle “Ay Kâşifi: Pelikanım Peli” kitabı, geçtiğimiz yıl yayımlanan “Yeniden Parlayan Güneş- Pelikanım Peli” kitabının devamı olarak Timaş Çocuk etiketiyle okurlarıyla buluştu. “Ay Kâşifi: Pelikanım Peli” kitabı, çocukların bilime ve uzaya olan ilgisini artıran ilham verici bir hikâye sunuyor. Peli ve arkadaşlarının Ay’a yaptığı macera dolu yolculuk, çocuklara hayal gücünün ve keşfetmenin önemini gösteriyor. Hikâye, işbirliği ve azmin gücünü vurgulayarak, çocukların cesaret ve kararlılıkla her şeyin başarılabileceğini öğretiyor.
Esra Bulut, daha önce Peli’nin doğuşunda ilham kaynağının kızı olduğunu belirtmişti. “Yeniden Parlayan Güneş- Pelikanım Peli” ile “Ay Kâşifi: Pelikanım Peli” kitabın da dramatik yapısına baktığımızda bu hikâyelerin temel olarak bir dostlukla güçlendiğini görüyoruz. Bulut, “En büyük dileğim dostluk çatısı altında çocukların sevginin tüm kapıları açacak tek anahtar olduğunu görmeleri ve bu anahtarın ceplerinde olduğunu bilerek yola çıkmaları. Çünkü önlerine çıkacak tüm engelleri-bu engel uçağın kuyruğuna takılmış güneşi kurtarmak ya da su buzu kütleleri keşfi için uzaydaki Ay Kâşifi’ne yardım etmek bile olsa-yalnızca bu anahtarla aşabileceklerine tüm kalbimle inanıyorum.
Pelikanım Peli, temelde bir kız çocuğu ve bir pelikanın dostluğunu konu ediniyor. Fakat biraz daha yakından bakıldığında iki kitapta da aslında bir rezonans etkisi ile Peli ve Peri’nin etrafında kurulan ve ahenkle genişleyen dostluk çemberlerini görüyoruz. Ben çocukların bu çemberlerin bir yerinde kendilerine kolayca yer bulacaklarına inanıyorum. Peli, Peri, Bay Albert, Layma, Serik ya da Fafi... Kitabın karakterlerinden biri ya da birkaçı ile kolayca empati kurabileceklerini düşünüyorum” sözleriyle açıklıyor.
“Ay Kâşifi- Pelikanım Peli” kitabında değinmek istediği diğer konuların ise iklim krizi ve denek olarak uzaya gönderilen hayvanlar olduğunu dile getiren Bulut, “İsteğim çocukların zihninde küresel ısınma ile ilgili ufakta olsa bir soru işareti bırakmak. Elbette bu sevgi ve dostluk çemberinde yol alan çocukların kitabın iki yerinde durup iklim krizi ve denek olarak kullanılan hayvanlar konusunda soru sormalarını bekliyorum. Ayrıca bu kitap hem denek olan hayvanlar konusunda farkındalık yaratma hem de bu konu üzerinden ‘diğerleriyle’ empati kurmayı sağlama niyeti taşıyor. Bu yüzden denek olarak gönderilen hayvanlar için uzayda alternatif bir dünya kurdum. Çocukların fantastik bir düzlemde diğer canlıların nasıl zorluklarla karşılaşabileceğini hayal etmelerini istedim. Örneğin, uzaydaki hayvanlar kendi milletlerine ve türlerine ait davranışlarda bulunuyor; kimisi yıllar için nasıl asimile olduğunu yansıtıyor, kimisi Dünya'ya ilişkin en büyük özleminden dem vuruyor” şeklinde kitabı anlatıyor.
Esra Bulut, çocuklara dünyadaki kaynaklarımızı nasıl anlatmamız ve tüketmemiz gerektiği konusunda da “Öncelikle farkındalığı yüksek ülkelerin bile iklim krizi ya da küresel ısınma ile mücadele konularında kafasının son derece karışık olduğunu söyleyebilirim. Bu karmaşanın içinde yol olmaya çalışan topluluklar genellikle şu mesajı veriyor; ‘Biz öyle ya da böyle dünyayı kullandık ve ayrılıyoruz. Umudumuz çocuklarımız.’ Aslında henüz doğru düzgün global bir strateji planını bile başlatmamışken çocuklara baş edemeyecekleri büyüklükte bir sorun yumağı armağan ediyoruz. Bu ortamda çocukların bilinçli olmama lüksünün kalmadığını düşünüyorum. Çocukların küresel ısınma konusunda devlet destekli bilinçlenmesi ve her çocuk için ortalama bilincin geliştirilmesi ilk adım olarak çok kıymetli. Böylelikle belki her çocuk kaynakları nasıl kullanacağına dair ileri sorgulamalara varamasa da tüketimin neden dünyada bu kadar fazla olduğunu ya da geri dönüşüm meselesini diline dolayan gelişmiş ülkelerin neden her şeyi plastik kutularda tükettiğini kendiliğinden sorgulayabilir” sözleriyle tavsiyede bulunuyor.
