Yenikapı’da yapılmaya başlanan Marmaray ve Metro Kurtarma Kazıları’nda yakın tarihe kadar sekiz “kara batığı” çıktı. Bu batıkların bulunduğu yer bir zamanlar İstanbul’un en büyük limanı olan Theodosios Limanı’dır. 379 ila 395 yılları arasında Roma İmparatorluğu yapmış olan Thedosius’un adıyla anılan bu limanda birçok gemi batığı bulunmuştur.
Bu konuda çalışma yapan ekibin başında olan İstanbul Üniversitesi Taşınabilir Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarımı Bölümü’nden Yard. Doç. Dr. Ufuk Kocabaş’ın editörlüğünde hazırlanan, “Yenikapı’nın Eski Gemileri”, konuyu titizlikle ele alıyor. Bu çalışmada, Yenikapı’daki liman içinde bulunan batıkların çeşit ve sayıları bakımından dünyanın en önemli batık buluntuları olduğu belirtilmektedir.
Bu çalışmalar ile elde edilen veriler, (“Antik Çağ gemi yapım teknolojisi hakkında bilinenleri kökten değiştirecek; özellikle İstanbul’un kültür ve denizcilik tarihine önemli katkılar sağlayacak nitelikte.”)
İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin çalışmaları arasında; “Theodosius Liman tabanı dolgusu altında devam eden kazılar sırasında, günümüz deniz seviyesinin yaklaşık -6,30 metre altında Neolitik Döneme ait basit taş temelli dal örgü mimari kalıntılar bulundu. Ayrıca bu kalıntıların çevresinde büzülmüş pozisyonda (Hoker) ve urne gömülerin tespit edilmesi bölgenin Neolitikleşme sürecinin anlaşılmasına önemli katkılar sağladı. 2011yılı başlarında Yenikapı Metro kazı alanı içinde Neolitik Dönem mezar mimarisi içinde oldukça nadir görülen ahşap kullanımı ile karşılaşıldı. Son dönem çalışmalarında açığa çıkartılan yeni gömüt, Neolitik mezar mimarisi açısından eşsiz bir veri sundu. Bu yeni gömütte ölü, güneybatı- kuzeydoğu yönünde, büzülmüş (hoker) pozisyonda yatırılan erişkin bireydir. Ölünün altında paralel ince ahşaplar belirli aralıklarla yerleştirilmiş ve bunun üzerine ise gövde yatırılmış ve ölünün üstü dikey pozisyonda olasılıkla yek pare geniş bir ahşap ile kapatılmıştır. Ahşaptan oluşturulmuş bu gömüt mimarisinin yakın benzeri henüz bilinmemektedir. Gömüt ahşap organizasyonu açısından çok ilginç ve dikkat çekicidir. Arkeolojik dolgular içerisinde ahşap malzemenin korunmasının imkânsıza yakın olduğu hatırlandığında bu keşfin öneminin çok büyük olduğu anlaşılacaktır.
Yenikapı Neolitik yerleşmesi, Tarihi Yarımada'nın yerleşim tarihi günümüzden yaklaşık 8500 yıl geriye taşıdı. Bu alandan elde edilen Neolitik Dönem buluntularının İstanbul bölgesi Neolitik Dönem toplulukları olarak adlandırılan "Fikirtepe Kültürü" ve "Yarımburgaz 4" evresi ile yakın benzerlik gösterdiği görüldü.”
Bu çalışmalar sırasında Yenikapı'da gün ışığına çıkartılan Theodosius limanı ve kalıntılar Neolitik yerleşme, Sirkeci ve Üsküdar kazılarında tespit edilen Osmanlı ve Bizans dönemine ait buluntular kent tarihi açısından olduğu kadar, dünya kültür tarihi açısından da önemli sonuçlar vermiştir.
Özellikle içinde yaşadığımız kentin 8500 yıllık süreç içinde geçirdiği kültürel, sanatsal ve jeolojik değişimi, gemi teknolojisi, kent arkeolojisi, jeo-arkeoloji, osteo-arkeoloji, arkeo-botanik, sanat tarihi, deniz ticareti, filoloji ve dendrokronoloji konularında önemli belgeler sunmuştur.
Öte yandan M.Ö. 5000 yıllarından itibaren başta Kadıköy Fikirtepe olmak üzere Çatalca, Dudullu, Ümraniye, Pendik, Davutpaşa, Kilyos ve Ambarlı'da yoğun bir yerleşimin başladığı sanılmaktadır. Bunlar ile ilgili kaynaklar yetersizdir.
Pendik Dolayoba köyü sınırları içerisinde Temenye mevkiinde MÖ. 6000 dönemlerine ait ve epi-paleolitik dönemlere ait buluntulara rastlanmıştır. Bu dönemde kesici taştan ziyade yuvarlak taştan yapılan buluntular çıkmıştır. Yine bu dönemin arkeolojik buluntularından bu dönemde yaşayan insanların koyun, keçi, sığır ve domuz gibi hayvanlar ile deniz hayvanlarından beslendiği ortaya çıkmaktadır. Son dönem neolitik dönem olarak da tarihlendirilir.
Fikirtepe kazılarında Buluntular üzerinde yapılan radyokarbon tarihleme yöntemi sonuçlarına göre Fikirtepe'de yerleşmenin MÖ 6400 -5800 yıllarına dayandığı anlaşılmaktadır.
“Bölgede MÖ. 7000 yılının ikinci yarısında dışarıdan gelen ilk çiftçiler ile yerel Mezolitik-Epi Paleolitik toplumlar arasındaki etkileşim” ve “kalkolitik dönemin başlarında bölgede yeni bir etkileşimin izleri görülür. İlk çitçi toplumların tam hâkimiyeti” izlenebilmektedir. Yani bölgedeki insan toplulukları Yunanlıların bölgeye gelmesinden binlerce yıl öncesine dayanmaktadır. “Burada yaşayan insanlar yerleşik hayata geçmiş olup basit tarım ve balıkçılık ile geçimlerini sağlamakta olup Yarımburgaz ve diğer İstanbul’daki çağ öncesi buluntularda aynı dönem özellikleri gösterir.”
İstanbul Sözlüğü adlı bir kaynakta semt olarak Galatasaray anlatılırken “adını M.Ö. 2700 yılında buraya gelen Galyalılardan almıştır.” denilmekte. Bu kayıt ilkçağda Yunanlılardan 2000 yıl önce buraya Galyalıların yada Galatlıların geldiği hakkında bilgi vermektedir.
Yani İstanbul, yerleşim yeri olma özelliğini Yunanlılar ile almamıştır. Istanbul’da Yunanlılardan önce gemi yapacak kadar teşkilatlı insanlar yaşıyordu ve İstanbul’a gelen Yunan asıllı topluluklardan binlerce yıl önce gelmişlerdi.
İstanbul tarihi incelendiğinde Byzantion adını almadan önceki devirler hakkında yazılı bilgi yoktur ya da bulunamamıştır. Ama İstanbul’un Yarımburgaz ve Fikirtepe gibi diğer yerlerinde çıkan arkeolojik buluntulardan yola çıkılarak MÖ. 6000 yıldan önceki tarihi kesinlik kazanmaktadır. Bu nedenle Yenikapı’da çıkan liman ve öncesine ait buluntulardan sonra İstanbul’un yazılı kaynaklara geçen tarihi hakkında bilgi verilmelidir ki; İstanbul’un tarihinde az bilinenlerin ve Fatih’in İstanbul önlerinde yapacağı mücadelenin önemi ortaya çıksın.
Yenikapı Marmaray ve Metro İstasyonu dışarısında Her ne kadar ziyaretçi Merkezi denilse de henüz ziyaretçilere açılmamıştır.
Theodosius Limanı
Yenikapı’daki kazı çalışmaları 9 Mayıs 2004 tarihinde Tayyip Erdoğan’ın temel atmasıyla başladı. Yıllar süren Yenikapı Kurtarma Kazıları çalışmaları sonucunda İstanbul’un Neolitik, Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerine ait birçok buluntu elde edildi. Bunlardan en önemlileri Bizans dönemi ile tarihlenen ve İstanbul’un bilinen ilk ticaret limanı olan 1600 yıllık Theodosius Limanı yanında çeşitli gemi batıkları, deniz seviyesinin 1 ila 6.30 metre aşağısında arasında keşfedilmişti. Bu bilgiler ışığında 2011’in Haziran ayında İstanbul’un denizcilik tarihine ilişkin önemli veriler sunan bir ahşap gemi kalıntısı bulundu. Theodosius Limanı yöresinde ahşap gemi yanında ayrıca 35 adet gemi batığında bulunması, Bizans döneminde İstanbul’da deniz ticaretinin ne denli gelişkin olduğunu ortaya koymaktadır.
İstanbul Büyükşehir Belediyesine ait Yenikapı Marmaray ve Metro bağlantılarının bulunduğu Yenikapı Marmaray İstasyonunda İstasyon koridorlarında birçok Yenikapı buluntusu sergilenmekte veya muhafaza altında ziyaretçilere kapalı tutulan birçok tarihi eser vardır. Bunlar ile bilgi verilirken duvarlarda sergilenen şu bilgi vardır:
“İstanbul’da..
Marmara Denizi kıyısında, Yenikapı’dan tarihi Langa bostanlarının olduğu alana uzanan liman, İ. Theodosius (379-395) tarafından Bayrampaşa (Lykos) deresi ağzına kurulmuştur.
Theodosius Limanı, küçük gemi ve teknelerin barındığı bir liman olarak faaliyetini 11. Yy. a kadar sürmüştür.
Marmaray Yenikapı kazıları ile liman ve 37 adet batık günyüzüne çıkarılmıştır.
Bu batıkların en ilgi çekeni Yk 12 Batığıdır. 9. Yy ait yük teknesidir. Çıkan fırtına sonunda teknenin çıkamadan battığı, üzerinin deniz kumu ile örtülmesinden dolayı amphoralarının deniz dibine dağılmadan yerinde kaldığı düşünülmektedir.
K12 ve tüm diğer batıkların Arkeoloji Kazıları İstanbul Arkeoloji Müzeleri Başkanlığı’nda yapılmış İ. Ü. Edebiyat Fakültesi Arkeolojik Sualtı Kalıntıları Konservasyon Bölümü ve İ. Ü. Yenikapı Batıkları Projesi Başkanlığı’nda röleveleri alınıp belgelenerek kaldırılmıştır.”