Aşk Yeniden dizisindeki ‘Ayfer' karakteriyle adından söz ettiren Esin Gündoğdu, diziyi ve rolünü anlattı.
Ayfer karakteri için aynı anda hem şive yapıp hem de çok hızlı konuşmanız gerekiyor. Bu durum sizi zorlamıyor mu?
Evet, çok zor oluyor. Ayrıca konuşulduğunuzun anlaşılmama gibi bir durumu da var. Bu sebeple ezbere hâkim olmak gerekiyor. Yıllardan beri çok fazla ezber yaptığım için artık alıştım diyebilirim. Önce senaryoya bakıyorum eğer sahnelerim zorsa ve hızlı hızlı konuşmamı gerektiren uzun metinler varsa oturup ezberimi çalışıyorum. Aksi takdirde konuşurken mimikleri de kontrol edemem.
Tamamen senaryoya mı bağlısınız yoksa doğaçlama da yapıyor musunuz?
Doğaçlama da yapıyorum ama senaryonun dışına çıkmamaya çalışıyorum. Ayfer'i oynarken babaannemi taklit ediyorum. Kendisi tam bir Sivas kadınıydı. Ben de onun yanında büyüdüğüm için o şiveye kulağım aşina. Senaryo elime düz geliyor ama ben uyarlıyorum.
Dizide komediyi ve dramı eşzamanlı yaşamanız gerekiyor...
Ben bir komedyenim. Biliyorum ki en iyi dramı komedyenler oynar. Dram oynamak komediden daha kolaydır. Komedi zamanlama ister bir saniye bile gecikseniz karşı tarafa espri geçmeyebilir. Komedide durum oynayamazsınız. Dramda ise durum zordur. Komedyenlerin rollerini içselleştirdiklerine inanıyorum. Ben de aynı şekilde yapıyorum. Şu anda bile Ayfer'i anlatırken gözüm dolabiliyor. Oynadığım rolleri giyiniyorum.
Ayfer ilk başlarda daha az role sahipken izleyici tarafından sevilince ön plana çıkarıldı. Bunu bekliyor muydunuz?
Ben başladığım bütün projelerde bunu yaşıyorum. İlk defa reytingi yüksek bir projede çalıştığım için bu kadar fenomen oldum. 22 yıldır tiyatro yapıyorum ve bugün bunun çok faydasını görüyorum. Levent Kırca ve Sümer Tilmaç ile çalıştım, onlardan ders aldım. Cebimde biriktirdiğim çok fazla karakterim oldu böylece. Ayfer de onlardan biri, çok gerçek ve bizden olduğu için de seviliyor.
Rolünüz ile ilgili nasıl tepkiler alıyorsunuz?
Hep güzel tepkiler alıyorum ama birkaç gün önce ilginç bir olay yaşadım. Alışveriş yaparken yanıma balık etli bir hanımefendi geldi ve bana “Çok teşekkür ederim.” dedi. Ben de zannettim ki bir hayran olarak bana teşekkür ediyor. Ardından beni çok duygulandıran bir şey söyledi: “Sizin sayenizde televizyonda kilolu insanların da sevilebileceğini ve sevebileceğini izledik. İlk defa bir dizide bizim de duygularımıza önem verildi.” Düşününce hak verdim. Diziler hep güzel kızlar ve yakışıklı erkekler üzerine kuruluyor. Ama ötekileştirilmiş kilolu oyuncular da var ne yazık ki. Bu sebeple bunu düşünmüş olan senaristlerimize minnettarım.
ŞAZİMENT KARAKTERİ DOĞAÇLAMAYDI
Sizce ‘Darbeli Haydar' karakteri ile ‘Ayfer'in durumu nereye gidiyor?
Biz açıkçası Darbeli Haydar'ın bu kadar sevilip büyüyeceğini bilmiyorduk. Seyirci Darbeli Haydar ve Ayfer'in arkadaşlığını çok sevdi. Şimdi dizide eski kocam da ortaya çıktı tabii bir taraftan kızlarım da tehdit ediyor. Nereye varacak bilmiyorum.
Peki ya Şaziment… Hep gizli bir karakterken bir anda diziye dâhil olması sürpriz oldu...
Seyirci çok üzerimize gelince göstermek durumunda kaldık. Aslında senaryoda Şaziment diye bir rol yoktu, doğaçlama çıktı. Bir gün benim sahnem bitmişti. Yönetmenimiz Ersoy Hoca stop demediği için ben de kapıyı vurup “Kız, kız kapıyı aç” diye bağırmaya başladım. Ersoy hoca da ‘ş' harfiyle başlayan bir isim söyledi. Lafın sonuna gelince ismi unuttum. Sahneyi de başa almak istemediğim için Şaziment deyiverdim. Dört beş bölüm doğaçlama Şaziment diye bağırdım durdum. Sonra senaristlerimiz yazmaya başladı.
Diziye yeni bir karakter kazandırmışsınız...
Öyle oldu, diziye masraf çıkardım.
Bir komedi dizisi çekiyorsunuz, set ortamınız nasıl?
Çok eğleniyorum. Hatta sete hep ezber yaparak gitmeye dikkat ediyorum. Çünkü setimi ve ekibimi seviyorum. Onlarla birlikteyken çok eğleniyorum. Oradaki vaktimi ezber çalışarak öldürmek istemiyorum. Ekibimizin çoğu genç olduğundan çekerken de çok gülüyoruz. Ben de sette ne kadar gülersem benim için o kadar kâr diye düşünüyorum.
Uzun yıllar tiyatro yapmanıza rağmen televizyon ekranları için çok yenisiniz. Neden bu kadar geç kaldınız?
Bunda benim hatam çok. Önceliğim hep tiyatro oldu çünkü tiyatro yapmadan duramıyorum. Aşk Yeniden için iki sezondur ara verdim. Ama o kadar özledim ki rüyalarımda sahneye çıktığımı görüyorum. Zamanla anladım ki sadece tiyatro yapmakla olmuyor ekranda da gözükmek gerekiyor.