Добавить новость

При участии ОМОН Росгвардии в Москве пресечена деятельность группы по незаконной легализации мигрантов

В Москве согласовали проект строительства нового ЖК в ЦАО

ГУАП на Международном форуме ЮНЕСКО в Эфиопии

Хайо Зеппельт — лжец. «Разоблачитель русского допинга» проиграл суд в ФРГ



Новости сегодня

Новости от TheMoneytizer

Yine yeni yıl yine yeni anayasa!

Zaman 

Yeni anayasa konusu yeniden gündemin ön sırasına yerleşiyor. Konu, bu satırlar yazıldığı sırada gerçekleşecek olan parti liderleri arasındaki görüşmelerde ele alınacak.

Buradan ne çıkar, henüz bilinmiyor. İyimser ve umutlu olmak için hiçbir sebep yok. 2015, Türkiye'nin yürürlükteki anayasa düzenine aykırı bir dizi uygulamayla ve ağır insan hakları ihlâlleriyle, demokratik hukuk devleti standartları bakımından dibe vurduğu bir yıl oldu. 2016'nın daha iyi olacağını söylemek için de ortada hiçbir sebep yok. Her şey bir yana, yeni anayasa konusunun bugün gündeme getiriliş tarzları içindeki çok temel bazı çelişkiler bile iyimser olmayı engelliyor.

Açıkça ortada olan şu: Yeni anayasa konusu, öncelikle “başkanlık sistemi” için gündeme getiriliyor. Gerekçe olarak da, mevcut Anayasa düzeninden kaynaklanan iki başlılığın yürütme organının işleyişinde “tıkanıklık” yarattığı ileri sürülüyor. Ergun Özbudun, iki gün önce bu sayfalarda yayınlanan makalesinde 1982 Anayasası'nın sözüne ve ruhuna uygun hareket edilmesi halinde böyle bir tıkanıklığa neden olan iki başlılık sorunu olmadığını gayet açık bir biçimde göstermektedir. Dolayısıyla yeni anayasa ile başkanlık sistemine geçilmesi gerektiği tezinin arkasındaki gerçek sorun mevcut Anayasa değil, o Anayasa'nın “sözüne ve ruhuna uygun davranılmaması”dır. Burada şu soru ortaya çıkıyor: Mevcut Anayasa'ya uygun davranmayanların yeni anayasaya uygun davranacaklarını nasıl söyleyebiliriz? Zira her anayasa (ve hukuk) kuralı, yürürlüğe girdikten sonra gerçekleşecek olan somut durumlar için yazılır ve uygulanır. Dolayısıyla, “başkanlık sistemine uygun yeni anayasa” yapılsa bile, ileride öyle durumlar ortaya çıkabilir ki, bu defa “yeni anayasa”yı da bir başka “yeni anayasa” ile değiştirmek gereği ortaya çıkabilir ve bu ilânihâye devam edebilir. Bu durumun ortadan kaldırılması için iki yol izlenebilir: Birincisi, yöneticileri duruma göre istediğini yapabilme imkânı veren bir “keyfî; iktidar” sâhibi yapmak, ikincisi ise temel hak ve hürriyetlere saygılı, hukukun ilke ve değerlerine bağlı, objektif kurallarla düzenlenmiş bir “sistem” inşa etmek. “Anayasa”, kuşkusuz ikinci yolun adıdır, birinci yol “zorbalık” ve “zulüm” yoludur ki, aslında “yol” değildir.

YENİ ANAYASA VE TÜRKİYE TOPLUMUNUN YENİDEN İNŞASI

Nitekim, Sayın Davutoğlu, yeni anayasa konusunun “konjonktürel” kaygılarla ele alınmaması gerektiğini vurgulamaktadır ki, haklıdır. Ancak, yine Sayın Davutoğlu'nun (ve tabiî; genel başkanı olduğu AK Parti'nin) başkanlık sistemini “konjonktürel” kaygılardan arındırılmış bir biçimde ve hangi versiyonu ile savunduklarını kamuoyuna açıklama yükümlülüğü de vardır. Şunları bilmek zorundayız: Yürütme organının işleyişinde bugün 1982 Anayasası'ndan kaynaklanan hangi sorun yaşanmaktadır? Bu sorunun veya sorunların aşılması için AK Parti nasıl bir “başkanlık sistemi” istemektedir? 2012 Kasım'ında TBMM'ye sunulan ve Başkan'a “yasama yetkisi” veren AK Parti önerisi hâlâ geçerli midir? Yoksa, zaman zaman Sayın Cumhurbaşkanı tarafından da telaffuz edilen “yarı-başkanlık” veya “partili cumhurbaşkanlığı” gibi düzenlemeler de AK Parti için makbul düzenlemeler midir? Öyleyse, gerçek iki başlılık ve tıkanıklık potansiyeli içerdiği bilinen bu son iki düzenlemenin AK Parti için kabul edilebilirliği hangi gerekçeye dayanmaktadır? Nihayet, “başkanlık sistemi” talebinin, Cumhurbaşkanı'nın doğrudan halkoyu ile seçilmiş olmasından başka “konjonktürel olmayan” hangi gerekçeleri vardır?

Bu soruların bir iki cümleyle, parti (ve kanımca Anayasa'ya uygun olmayan bir biçimde hükümet) programlarına yazılan kısa ve soyut ifadelerle cevaplandırıldığını düşünmek mümkün değildir.

Bu soruların cevaplarını, anayasa ve kamu hukuku (ve tabiî; siyaset bilimi) konularıyla ilgilenen akademik veya akademi dışı uzmanlar da arayabilirler ve kuşkusuz aramaktadırlar da. Siyasetçi kimliği olmayan bu ikinci grupta yer alanlar açısından bu soruların cevaplarını vermeye çalıştığımızda, “yeni anayasa” konusunun “yasama-yürütme ilişkileri”ni odak noktası olarak alan “teknik” bir konudan ibaret olmadığını görmekteyiz. Sayın Davutoğlu'nun da, “anayasanın ruhu”na önem atfeden sözlerini bu bağlamda değerlendirebilir ve şu hükmü verebiliriz: Anayasa, yasama-yürütme ilişkilerinin “etkili” işleyişine odaklanan “teknik” bir konu değil, toplumu bir siyasî; varlık olarak inşa etmenin adıdır. Batı dillerinde yer alan “constitution” sözcüğünün bu anlamı, Türkçeye aktarılırken kullanılan “Kanun-i Esasî;”, “Teşkilât-ı Esasî;ye” veya “Anayasa” kavramlarında kaybolmuş değildir. Türkiye'de bugün yeni anayasa ile ilgili olarak yaşanan temel sorun, yeni anayasa ile yapılmak istenen şeyin Türkiye toplumunu siyasi varlık olarak yeniden inşa etmekle eş anlamlı olduğunun kavranamamasıdır yahut kavrandığı hâlde bunun bilinçli bir biçimde ortaya konulamamasıdır.

Şimdi: Yeni anayasa konusunu, Türkiye toplumunu siyasi olarak yeniden inşa etme anlamıyla ele aldığımızda, karşımıza çok derin bir kırılma ortaya çıkmaktadır. Bu kırılma, Türkiye toplumunun siyasi varlık olarak, türdeşlik üzerine mi, yoksa farklılıkların tanınması üzerine mi inşa edileceği ile ilgilidir. Bu konu ile ilgili olarak toplumdaki değişik eğilimleri temsil eden siyasi partilere baktığımızda, temel kırılmanın iki düzeyde karşımıza çıktığını görmekteyiz: Birinci düzeydeki kırılma “türdeşliği” tercih edenler arasında olup, türdeşlik, siyasi kimliğin “din” (Sünni İslâm) esasına göre mi yoksa “Türklük” esasına göre mi tanımlanacağı bağlamında gerçekleşmektedir. Bu çerçevede, AK Parti'nin temsil ettiğini söyleyebileceğimiz Sünni İslam ağırlıklı siyasi görüş açısının “laicist” vurgulu CHP yaklaşımıyla bir kırılma yaşadığı, MHP “Türkçülüğü”nün de bu kırılma üzerinde salındığı söylenebilir. AK Parti'nin özgün yanı, İslami vizyonunun izin verdiği sınırlara kadar Kürt sorunu bağlamında reform yapabilmiş (ve Alevi sorununda ise ciddi hiçbir adım atmamış) olmasıdır ki, “zararsız kültürel açılım” olarak nitelenebildiği sürece, kırılmanın diğer taraflarından da büyük bir itiraz ile karşılaşmamıştır.

SİYASİ AKTÖRLER VE FARKLILIKLARIN TANINMASI

İkinci kırılma düzeyi ise farklılıkların tanınması talebi üzerinden gerçekleşmektedir. Buradaki temel siyasî; aktör HDP'dir. BDP'den HDP'ye geçiş sürecinde ve sonrasında Kürt sorunu odaklı olmakla birlikte, Türkiye toplumunu meydana getiren ve kurulu düzenin dışladığı, ayrımcılığa tabi kıldığı farklı kesimlerin taleplerini siyasi düzeye taşıma iddiasının sahibi olan HDP, bugün “Kürt sorunu yoktur” yaklaşımının paylaşıldığı başta iktidar partisi olmak üzere tüm siyasi aktörlerle bir kırılma yaşamaktadır. 7 Haziran seçimlerinden önce işaretleri verilen ama özellikle 1 Kasım sonrasında ağırlaşarak sürmekte olan, iktidarın “terörle mücadele” diye sunduğu şiddet sarmalının konjonktürel ve yakıcı atmosferinden sıyrılarak düşünebildiğimiz takdirde, HDP hâlâ Türkiye toplumundaki farklılıkların siyasi olarak tanınması talebini dile getiren temel aktör konumundadır. Farklılıkların siyasi tanınması talebinin bugünkü konjonktürde “Kürtlerin statü talebi” olarak öne çıkması, HDP'nin temsil ettiği toplum kesimlerinin taleplerinin ortadan kalktığı biçiminde anlaşılmamalıdır.

Dikkat çekmek isterim ki, birinci düzeydeki kırılma ile ikinci düzeydeki kırılma arasında Türkiye toplumunun demokratikleşmesi bakımından ciddi bir fark vardır. İlk kırılma düzeyi, türdeşliğin farklı anlaşılış biçimleri arasındadır ve kendi aralarında uzlaşma potansiyeli fazladır. Buna karşılık, Türkiye'yi çağdaş demokratik toplumlar düzeyine yükseltebilecek asıl potansiyel ikinci kırılma düzeyinde mevcuttur. Yeni anayasa, Türkiye toplumunu farklılıkların siyasi tanınması üzerine kurulu bir biçimde yeniden inşa edecekse “yeni anayasa” olabilecektir. Bunun için de, farklılıkların tanınmasını “bölünme, parçalanma, dağılma” ile eşanlamlı sayan ve büyük ölçüde konjonktürel kaygılarla belirlenmiş olan yaklaşımlardan arınabilmek gerekmektedir. Haklı veya haksız, şu veya bu sebeple HDP'nin yeni anayasa sürecinin dışına itilmek istenmesi, böyle bir arınmanın kısa vadede imkansız olduğunu göstermektedir.

Читайте на 123ru.net


Новости 24/7 DirectAdvert - доход для вашего сайта



Частные объявления в Вашем городе, в Вашем регионе и в России



Smi24.net — ежеминутные новости с ежедневным архивом. Только у нас — все главные новости дня без политической цензуры. "123 Новости" — абсолютно все точки зрения, трезвая аналитика, цивилизованные споры и обсуждения без взаимных обвинений и оскорблений. Помните, что не у всех точка зрения совпадает с Вашей. Уважайте мнение других, даже если Вы отстаиваете свой взгляд и свою позицию. Smi24.net — облегчённая версия старейшего обозревателя новостей 123ru.net. Мы не навязываем Вам своё видение, мы даём Вам срез событий дня без цензуры и без купюр. Новости, какие они есть —онлайн с поминутным архивом по всем городам и регионам России, Украины, Белоруссии и Абхазии. Smi24.net — живые новости в живом эфире! Быстрый поиск от Smi24.net — это не только возможность первым узнать, но и преимущество сообщить срочные новости мгновенно на любом языке мира и быть услышанным тут же. В любую минуту Вы можете добавить свою новость - здесь.




Новости от наших партнёров в Вашем городе

Ria.city

Сотрудники «Мособлэнерго» сдали 15 литров крови на акции в Красногорске

Продуктовый магазин закрыли после жалоб жителей в Дубне

Терапевт рассказал о неочевидных причинах боли в спине у пенсионеров

ВТБ и НСПК запускают конкурс по финансовой грамотности для студентов

Музыкальные новости

LG УСКОРЯЕТ РАСШИРЕНИЕ БИЗНЕСА ЧАСТНЫХ СЕТЕЙ 5G

Шестая встреча проекта «Квартирник у Маргулиса» пройдет в ЦДКЖ с Дианой Анкудиновой

Токсиколог Кутушов назвал дефицит магния причиной проблем с пищеварением

История автомобильного бренда TANK: кому принадлежит

Новости России

Белозёров избран президентом объединённой Федерации гимнастики России

1 октября — День образования Главного управления Росгвардии по Московской области

Хайо Зеппельт — лжец. «Разоблачитель русского допинга» проиграл суд в ФРГ

"Теперь все будет по-новому": доживших до 70 лет россиян предупредили об огромном сюрпризе

Экология в России и мире

В музее Николая Островского состоялся семинар «Проекты в сфере культуры для посетителей с нарушениями слуха: форматы и технологии»

Азербайджанца-русофоба Амида Юсубова, призывавшего ненависти к русским, приговорили к 3,5 годам заключения

Ann Demeulemeester, коллекция весна-лето 2025

Культурный центр «Интеграция» приглашает на концерт ко Дню пожилого человека

Спорт в России и мире

Даниил Медведев вышел во второй круг турнира ATP-500 в Пекине

Первую ракетку мира подводят под срок // Всемирное антидопинговое агентство будет добиваться дисквалификации Янника Синнера

Шнайдер проиграла Френх в третьем круге турнира WTA в Пекине, взяв сет под ноль

Кудерметова вышла в третий круг турнира WTA 1000 в Пекине

Moscow.media

На путепроводе через КАД Петербурга в районе развязки с ЗСД введут реверс

Мобильный принтер этикеток iMove T3Pro - лёгкий, производительный, компактный

SIMETRA разработает транспортную модель дорожной развязки в Чебоксарах

Осеннее утро...











Топ новостей на этот час

Rss.plus






Хайо Зеппельт — лжец. «Разоблачитель русского допинга» проиграл суд в ФРГ

Диетолог Мухина: красный виноград полезен для сосудов и сердца

Переписал историю СССР, отказал американцам, но спился и копал могилы. История боксера Лемешева

Антон Митрюшкин. Большое интервью нашего вратаря