TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu'nun (YİK) Ankara resepsiyonu geçmiş dönemde yapılanlardan farklıydı.
Kokteyllerde ev sahibi olan YİK Başkanı ve TÜSİAD Başkanı konukları kapıda karşılamak dışında topluluğa hitap eden bir konuşma yapmazlar. Ama bu defa öyle olmadı. Gecenin onur konuğu Başbakan Ahmet Davutoğlu iş dünyasına hitap etti.
Başbakan'ın yaptığı konuşmanın içeriği kadar beş bakan ile geceye katılması da önemliydi. Zira Davutoğlu, geçen ocak ayında yapılan TÜSİAD Genel Kurulu'na katılacakken son anda vazgeçmişti. Bu kararında dönemin TÜSİAD Başkanı Haluk Dinçer'in Hürriyet Gazetesi'ne verdiği mülakatta, “Cumhurbaşkanı devletin, başıdır. TÜSİAD'ın muhatabı cumhurbaşkanı değil başbakandır.” yönündeki sözlerine karşılık Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, “Madem biz muhatap değiliz, bundan sonraki davetlerine katılmayız.” ifadeleri etkili olmuştu. O günden bu yana TÜSİAD toplantılarına hükümetten katılan olmadı. Davutoğlu'nun TÜSİAD'ın davetine icabet etmesi, “TÜSİAD ile AK Parti barıştı mı?” sorusunu gündeme getirdi. Bunun barış olup olmadığını ilişkilerin seyri belirleyecek. Şu bir gerçek ki işadamları, Davutoğlu'ndan ve 64. Hükümet'ten yana umutlanmak istiyor.
‘BAŞBAKAN SARAY'DAN NE KADAR BAĞIMSIZ?'
7 Haziran'da ortaya çıkan tablodan bir hükümet kurulamamasından şikâyet eden patronlar özellikle 1 Kasım seçimlerinden sonra Davutoğlu'nun izleyeceği yola dikkat kesilmiş durumda. İkili sohbetlerde “Davutoğlu'nun samimiyetine inanıyoruz ama Saray'dan ne kadar bağımsız davranabilecek bilmiyoruz.” diyen patronlar, bu yüzden dün kendilerine hitaben yapılan konuşmayı daha da dikkatli dinledi. Davutoğlu, “Kutuplaştırıcı dilden kaçınalım.” dedi. TÜSİAD üyeleri, şüphe yok ki bu sözleri destekliyor ama bunların söylem ötesine geçip geçmeyeceğinden çok da emin değil. Zira iş dünyasının da son yıllarda en çok şikâyet ettiği şey siyasetçilerin kullandığı kutuplaştırıcı dil.
Hatırlanacağı üzere TÜSİAD YİK toplantısında dönemin TÜSİAD Başkanı Haluk Dinçer, bu konudaki endişelerini uzun bir aradan sonra TÜSİAD toplantısına katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, “Bizi en çok kaygılandıran bir konu da, doğrudan sizlere hitap etmek istiyorum; kutuplaşmanın bertarafında çok önemli bir rol üstlenebileceğinize inanıyoruz.” sözleriyle iletmişti. İş dünyası hukukun üstünlüğünden, bireysel özgürlüklerden ve basın özgürlüğünden bahsettiği zaman siyasilerin hedefi olmaktan fazlası ile bunalmış durumda. Başbakan Davutoğlu‘nun “Bizi gerektiği zaman eleştireceksiniz. Demokrasi bunun için gerekli.” cümlelerinin pratikte de karşılık bulmasını bekliyor. Zira eski TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz'ın ‘şirketler üzerinde vergi cezalarıyla baskı kurulan ve ihale yasası onlarca kez değişen bir ülkeye yabancı sermaye gelmeyeceği' yönündeki haklı tespitleri üzerinden vatan hainliği ithamına muhatap olduğu tarih çok da eski değil.
SYMES'TEN HÜKÜMET PROGRAMINA ATIF
Dünkü YİK toplantısında TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran Symes, bir kez daha ‘yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığına dair eksikler süratle değil yarın giderilsin' derken konuşmasında 64. Hükümet'in programını okumayı tercih etti. Symes bir anlamda, ‘Aynı şeyi biz söyleyince kabahat oluyor. Aslında sizin yazılı hale getirdiğiniz şeyleri söylüyoruz ama bunların uygulanmasını da istiyoruz.' mesajı verdi.
