PRP, yani ‘kök hücre' diye adlandırılan bir tedavi var ve son yıllarda çok yaygın olarak tıpta kullanılan bir yöntem. Peki, bu kök hücre tedavisi diye adlandırılan PRP tedavisi nedir?
PRP İngilizce anlamının kısaltılmış halidir. Platelet Rich Plazma yani trombositten zengin plazma demektir. Trombositler bir dokumuz yaralandığında bu bölgenin tamiri ile görevli minik hücrelerdir. PRP 1987 yılında ilk olarak açık kalp ameliyatında Dr. M. Ferrari tarafından kullanıldıktan sonra son 20 yıldır yara iyileşmesi, diş hekimliğinde, plastik cerrahide, ortopedik hastalıkların tedavisinde, fizik tedavisinde, kozmetik tıp alanında da kullanılıyor.
FDA onaylı olarak uygulanmakta olan PRP terapi ülkemiz dahil bütün Avrupa ülkelerinde son 10 yıldır kullanılmaya başlanmış tedavi yöntemidir. Hastanın kendi kanından alınarak uygulanması nedeniyle hiçbir yan etkisi olmaması dolayısıyla geleceğin en önemli tedavi konseptleri arasında yerini almaktadır. Ülkemizde en sık diz kıkırdak kayıplarında protez ameliyatı öncesinde kullanılmaktadır. İkinci sırayı estetik uygulamalar almakta. Özellikle yüz, boyun ve dekolte başta olmak üzere, birçok alanda kullanılmaktadır.
Kilo problemi etkiler mi?
Kilo problemi olsun veya olmasın, özellikle birçok orta yaşı geçmiş kişinin problemi haline gelmiş diz kıkırdak eklem sorunu, kişinin sosyal hayatını ve yaşam kalitesini çok etkileyen bir durumdur. Diz kıkırdak problemi yaşıyorsanız, kilo probleminiz varsa ve yaşınız henüz 65-70 yaşın altındaysa sizi çok zorlu günler bekliyor demektir. Diz protez ameliyatlarının az da olsa riskli durumları olduğundan ve son çare olarak görülen bu ameliyatlarda kullanılan protezlerin de bir ömrü olduğu için erken yaşta ve çok kilo problemi olan kişilerde bu tür ameliyatlar daha ileri yaşlarda veya kilo azalması sonrası tercih edilmemektedir. Bu tür durumlarda daha önce kullanılan ilaçların etkisiz olması veya bazı ilaçların kemik erimesine neden olmasından dolayı PRP uygulaması yan etkisi olmaması nedeniyle çok güzel bir alternatif tedavidir.
Yan etkileri nedir?
PRP uygulatmadan önce bilmemiz gerekenler: Kan santrifüjünde en üstte kalan sarı kısım, serumdur (yani trombositten fakir plazmadır) en altta kalan koyu kırmızı kısım ise büyük eritrosit hücrelerinin olduğu bölümdür. Sarı kısım ile koyu kırmızı kısım arasında kalan ince parlak bölüm ise PRP dediğimiz trombositten zengin bölümdür. Tedavide çok açık sarı serum değil, bu hafif parlak kırmızı bölüm kullanılmalıdır. Bu nedenle kanın ayrışmasında kullanılan santrifüj cihazının önemi çok büyüktür. PRP elde ederken bazen laboratuvarlarda kan tahlili almak için bulunan jelli tüpler kullanılabiliyor.
Bu tüplerde kan ayrıştrıldığında hücreler jel altında kalır ve üstte sadece sarı renkli serum bulunmaktadır; bu serum PRP değildir. Üstelik bu tüpler vücuttan kan almak için kullanılır, alınan kan tekrar ger verildiğinde sakınca oluşturabilmektedir. PRP içerisindeki trombositlerin tedavi için vücudumuza geri enjekte edilmeden önce yararlı olabilmesi için mutlaka aktive edilmesi gerekir. Bu aktivasyon kimyasal ajanlarla, bazı mekanik araçlarla veya ozon gibi aktive edici bir gazla da yapılabilmektedir. PRP doğru bir şekilde elde edilir ve aktive edildikten sonra yeterli miktarda uygulanırsa, diz protez ameliyatı öncesi az da olsa hastanın yaşam kalitesinde artışa neden olabilir.
NE ZAMAN ZAYIFLARIZ?
* Yemek sırasında içeceğiniz meyveli, sodalı ve kolalı içeceklerin iştahınızı kapatıp sindirimimizi bozabileceğini anladığımızda,
* Meyveyi ara öğün olarak yediğimizde çok hızlı acıkmaya neden olduğunu anladığımızda...
Dr. Fevzi Özgönül'ün Meydan Gazetesi'ndeki yazısı için tıklayınız..
