NETANYAHU-MİÇOTAKİS GÖRÜŞMESİ: DOĞU AKDENİZ’DE GÜÇ DENGELERİ VE STRATEJİK HESAPLAR
Giriş
Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında gerçekleşen görüşme, Doğu Akdeniz’de son yıllarda giderek artan jeopolitik rekabetin önemli bir yansıması olarak değerlendirilmektedir. Bölgesel güvenlik kaygıları, enerji politikaları ve uluslararası ittifakların yeniden şekillendiği bir dönemde yapılan bu temas, hem ikili ilişkiler, hem de bölgesel dengeler açısından dikkat çekici sonuçlar doğurma potansiyeline sahiptir.
İki Ülke Arasındaki İlişkilerin Tarihsel Seyri
Yunanistan ile İsrail arasındaki ilişkiler, özellikle 2010’lu yıllardan itibaren belirgin bir ivme kazanmıştır. Geçmişte daha sınırlı bir düzeyde ilerleyen ilişkiler, Doğu Akdeniz’de keşfedilen enerji kaynakları, güvenlik tehditlerinin çeşitlenmesi ve bölgesel istikrarsızlıklar nedeniyle stratejik bir boyut kazanmıştır. Bu süreçte, savunma, istihbarat ve enerji alanlarında karşılıklı çıkarların örtüşmesi, iki ülkeyi birbirine daha fazla yakınlaştırmıştır. Bir diğer önemli mihenk taşı ise, her iki ülkenin de Türkiye ile sorunlu ilişkilere sahip olmasıdır. Bu bağlamda, Ankara, izlediği dış politikaların neticesinde tarihsel olarak oldukça mesafeli olan Atina, Tel Aviv (Kudüs) ve Güney Lefkoşa’yı bir araya getirmeyi başarmıştır. Çipras döneminde de gözlemlenen bu durum, sağcı ve güçlü bir lider olan Miçotakis hükümeti döneminde ise kurumsal bir yapıya kavuşturulmuş ve üst düzey temaslar ve ortak projelerle iş birliği derinleştirilmiştir. Netanyahu ile yapılan son görüşme de, bu uzun vadeli politikanın bir parçası olarak görülmektedir.
Görüşmenin Gündemi ve Öncelikli Başlıklar
Miçotakis–Netanyahu görüşmesinde güvenlik ve savunma konuları ön planda yer almıştır. Taraflar, askeri iş birliğinin geliştirilmesi, ortak tatbikatların sürdürülmesi ve savunma sanayii alanında daha yakın bir koordinasyon sağlanması konularını ele almıştır. Özellikle Doğu Akdeniz’de deniz güvenliği ve hava sahasının korunması gibi konular, iki ülke açısından ortak bir hassasiyet alanı oluşturmaktadır. Enerji konusu da görüşmenin önemli başlıklarından biri olmuştur. Doğu Akdeniz’deki doğalgaz rezervlerinin taşınması, enerji arz güvenliği ve bölgesel enerji projeleri, Yunanistan ve İsrail’in uzun vadeli stratejik hedefleri arasında yer almaktadır. Bu çerçevede, enerji alanındaki iş birliğinin yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda siyasi ve güvenlik boyutları da olduğu vurgulanmaktadır.
Doğu Akdeniz’de Bölgesel Rekabet ve Jeopolitik Etkiler
Görüşmenin Doğu Akdeniz’deki mevcut güç dengeleri bağlamında değerlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Bölge, son yıllarda deniz yetki alanları, enerji kaynakları ve askeri varlıklar üzerinden şekillenen bir rekabet alanına dönüşmüştür. Yunanistan’ın İsrail ile geliştirdiği bu yakın ilişki, Atina’nın bölgesel konumunu güçlendirme arayışının bir parçası olarak değerlendirilmektedir. Bu süreçte, üçlü ve çok taraflı iş birliği mekanizmaları da dikkat çekmektedir. Yunanistan, İsrail ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi arasındaki iş birliği, Doğu Akdeniz’de yeni bir bloklaşmanın işaretleri olarak yorumlanmaktadır. Bu durum, bölgedeki diğer aktörler tarafından yakından izlenmekte ve zaman zaman eleştirilere konu olmaktadır.
Uluslararası Tepkiler ve Eleştiriler
Miçotakis’in Netanyahu ile bir araya gelmesi, uluslararası kamuoyunda farklı tepkilere yol açmıştır. Özellikle İsrail’in Filistin politikaları ve Gazze’de yaşanan insani krizler nedeniyle, bu görüşme bazı çevreler tarafından etik ve siyasi açıdan eleştirilmiştir. İnsan hakları örgütleri ve bazı siyasi analistler, Yunanistan’ın bu temasla İsrail’in politikalarına dolaylı meşruiyet kazandırdığı yönünde değerlendirmelerde bulunmuştur. Buna karşılık, Yunanistan hükümeti, görüşmenin tamamen ulusal çıkarlar ve bölgesel istikrar hedefleri doğrultusunda gerçekleştirildiğini savunmaktadır. Atina yönetimi, diplomatik ilişkilerin çok boyutlu olduğunu ve tek bir başlık üzerinden değerlendirilemeyeceğini vurgulamaktadır.
Yunanistan’ın Dış Politika Stratejisi Açısından Anlamı
Miçotakis–Netanyahu görüşmesi, Yunanistan’ın son yıllarda izlediği çok yönlü dış politikanın bir yansımasıdır. Yunanistan, hem Avrupa Birliği içindeki konumunu güçlendirmeyi, hem de Orta Doğu ve Doğu Akdeniz’de etkin bir aktör olmayı hedeflemektedir. İsrail ile kurulan stratejik ortaklık, bu hedefler doğrultusunda önemli bir araç olarak görülmektedir. Bu yaklaşım, Yunanistan’ın güvenlik kaygılarını azaltmayı ve bölgesel ittifaklarını çeşitlendirmeyi amaçlamaktadır. Ancak aynı zamanda, bu politikanın uzun vadede bölgesel gerilimleri artırma riski taşıdığı yönünde değerlendirmeler de yapılmaktadır. Atina’nın Tel Aviv’le yakın ilişkileri, Washington’la uyumlu giden ilişkileri de güçlendirmekte ve bu ülkeyi bölgesel rakibi Türkiye karşısında öne çıkarmaktadır.
Sonuç
Kiryakos Miçotakis ile Binyamin Netanyahu arasında gerçekleşen görüşme, Doğu Akdeniz’de değişen jeopolitik dengelerin somut bir göstergesidir. Güvenlik, enerji ve diplomasi alanlarında derinleşen iş birliği, iki ülke arasındaki ilişkileri daha stratejik bir zemine taşımaktadır. Bununla birlikte, görüşmenin bölgesel gerilimler, uluslararası tepkiler ve etik tartışmalar açısından da önemli sonuçlar doğurduğu açıktır. Önümüzdeki dönemde bu tür temasların artması, Doğu Akdeniz’de hem yeni iş birliklerine, hem de yeni tartışma alanlarına zemin hazırlayacaktır. Miçotakis–Netanyahu görüşmesi, bu sürecin dikkatle izlenmesi gereken önemli kilometre taşlarından biri olarak öne çıkmaktadır. Her ne kadar konu açıkça vurgulanmasa da, görüşmede Kıbrıs’ta federal çözüm için Washington ve Brüksel’in de desteğinin sağlanması ve Doğu Akdeniz’de Yunanistan-Kıbrıs-İsrail arasında üçlü bir iş birliğinin sağlanması da görüşülmüş olmalıdır. Bu bağlamda, Türkiye’nin de denkleme dahil edilmesiyle, Doğu Akdeniz, bir barış ve iş birliği alanı haline gelebilecektir.
Kapak fotoğrafı: https://www.thenationalherald.com/mitsotakis-meeting-netanyahu-in-israel-talking-defense-energy/
Oğuzhan MANİOĞLU