Dr. Cavid Veliyev / Hazar Üniversitesi, BAKÜ
Beşşar Esed sonrası dönemde Suriye'de kurulacak yeni düzen için uluslararası arayışlar sürmektedir. Bu konuda en aktif diplomasi yürüten ülkelerin başında Suriye'ye komşu olan ve ülkede kalıcı istikrarın kurulmasından taraf olan Türkiye Curmhuriyeti gelmektedir. Suriye'de kalıcı istikrarın kurulması için tek başına değil, müttefikleri ile hareket eden Türkiye’nin doğal olarak bu konuda ilk temaslarından biri müttefik ve kardeş ülke Azerbaycan ile oldu. Bu bağlamda, Suriye'de Şam'ın muhalif grupların eline geçmesinden sonra Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında ve daha sonra iki ülke Dışişleri bakanları arasında telefon görüşmeleri yapıldı.
İki ülke liderinin telefon görüşmesinden sonra basına yapılan açıklamada, Beşar Esed'in iktidardan gitmesi nedeniyle Suriye halkını tebrik ederek ülkenin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine destek verdikleri bildirildi. Bunun da ötesinde Cumhurbaşkanı Aliyev, Türkiye'nin desteği ile Suriye'de bir istikrar döneminin başlayacağını umut ettiğini ifade ederek, Suriye halkının karşılaştığı insani problemlerin ortadan kaldırılmasında Türkiye ile birlikte destek vermeye hazır olduğunu bildirdi.
Bu telefon görüşmesinden sonra Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov ile Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hakan Fidan arasında gerçekleşen telefon görüşmesi sonrasında basına verilen bilgide Suriye'de yaşanan gelişmeler karşısında Azerbaycan'ın Türkiye ile temas halinde olduğu bildirildi. Daha sonra Azerbaycan Dışişleri bakanlığının Suriye ile ilgili resmi açıklamasında da, Azerbaycan'ın Suriye'nin toprak bütünlüğünü ve egemenliğini desteklediğini, Türkiye ve diğer hemfikir ortakları ile Suriye halkının karşılaştığı insani sorunun ortadan kaldırılmasında yardımcı olmaya hazır olduklarının altını çizdi.
Dolayısıyla hem liderlerin, hem dışişleri bakanlarının telefon görüşmesinde ve Azerbaycan Dışişleri bakanlığından yapılan resmi açıklamada Suriye'nin geleceği hakkında Azerbaycan-Türkiye ilişkileri açısından ortaya çıkan önemli noktalar şunlar oldu: Müttefikler Suriye'de yaşanan gelişmeler karşısında temas halindeler; Suriye'nin toprak bütünlüğü ve egemenliğinin korunmasını ve Suriye'nin siyasi geleceğinin halkın siyasi iradesini yansıtacak şekilde çözümlenmesini desteklemektedirler; Suriye'deki insani sorunun çözümüne katkı sağlamak amacıyla her iki müttefik ülke iş birliğinde bulunacaklar ve Azerbaycan, sadece Türkiye ile değil, Türkiye ile Suriye'nin gelecek inşaası konusunda hemfikir ülkelerle de iş birliği halinde olacaktır.
Aslında Suriye'de yaşanan gelişmeler karşısında iki müttefik ülkenin eşgüdüm halinde oluşu yeni bir gelişme değil. Başından itibaren her iki ülkenin Suriye politikasında paralellikler vardı. Bu da eşgüdümün sağlandığını göstermektedir. Suriye iç savaşı öncesi dönemde Türkiye'nin, Esed rejimini uluslararası topluma entegrasyon çabaları Azerbaycan tarafından da desteklendi. 2011 yılında Beşar Esed rejiminin halkının taleplerini yok sayması ve uluslararası çağrılara kulak tıkaması nedeniyle ortaya çıkan iç savaşla her iki müttefik ülke Suriye iktidarı politikasını gözden geçirdi. Azerbaycan ve Türkiye BM-Arap Ligi Ortak Temsilcisi Kofi Annan'ın 2012 yılında 6 maddelik Suriye planını desteklediği gibi, BM Güvenlik Konseyi'nin 18 Aralık 2015 yılında kabul ettiği Suriye'nin geleceğine ilişkin 2254 sayılı kararını da desteklemiştir.
Azerbaycan, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinde terrör örgütleri ile mücadelesine de doğrudan destek vermişti. 2018 yılında Zeytin Dalı Operasyonu konusunda açıklama yapan dönemin Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Hikmet Hacıyev şunları söylemişti: “Uluslararası ve bölgesel barış ve güvenliğin sağlanması için terör tehdidinin kökünün tamamen kesilmesi özellikle önemlidir.” 2019'un Ekim ayında Türk ordusunun Suriye'nin kuzeyinde gerçekleştirdiği “Barış Pınarı” operasyonundan sonra Azerbaycan Dışişleri bakanlığı bir destek açıklaması daha yaparak, bu operasyonun Suriye'nin toprak bütünlüğü çerçevesinde terörizm tehdidini ortadan kaldıracağını, mültecilerin evlerine dönmesine fırsat yaratacağına ve insani sorunların çözümlenmesine, bölgede barış ve istikrarın sağlanmasına hizmet edeceğini belirtmiştir.
Türkiye'nin Barış Pınarı Operasyonu'ndan sonra artan uluslararası siyasi baskılar karşısında Cumhurbaşkanı İlham Aliyev doğrudan Türkiye'ye destek mesajları vermiş, 2020 yılı Şubat ayında Bakü'de yapılan Azerbaycan-Türkiye 8. Yüksek Düzeyli Strateji İşbirliği Konseyi toplantısında Cumhurbaşkanı Aliyev, Azerbaycan halkı ve devletinin bölgesel ve küresel gelişmeler karşısında her zaman Türkiye devleti ve halkının yanında olduğunu beyan etmiştir.
Suriye iç savaşı ve çevresinde yaşanan jeopolitik gelişemeler karşısında Azerbaycan, Türkiye ile birlikte hareket ederken, Esed rejimi Ermenistan ile yakın iş birliği içerisinde olmuştur. 2018 yılında Ermenistan'da başbakan seçilen Nikol Paşinyan, Beşşar Esed'e tebrik mektupları göndererek onun iktidarına desteğini göstermiştir. Savaş döneminde birçok silahın Suriye-Ermenistan-Rusya, İran-Ermenistan-Suriye hattı ile taşındığı bilinmektedir.
Rusya, Suriye savaşının başından itibaren Kolektif Güvenlik Örgütü Anlaşması (KGÖA) çerçevesinde müttefiklerine Suriye iktidarına destek vermesini istemiş, fakat uzun süre bu destek verilmemiştir. Ancak 2019’da Rusya'nın isteği ile Ermenistan, Suriye'de rejim kontrolünde olan Halep'e 100 kişilik bir birlik gönderen ilk devlet olmuştur. Dönemin Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu bu destek için dönemin Ermenistan Savunma Bakanı Davit Tonayan'a teşekkür etmiştir. Bu destek birliği 30 Kasım 2024'te Suriye'den ayrılmıştır.
Nikol Paşinyan'ın, müttefiki Beşar Esed'e sağladığı destek karşısında Suriye de Ermenistan'ın Karabağ'daki işgalini desteklemiştir. Suriye'de yaşayan Ermeniler Azerbaycan'ın işgal altındaki bölgelerine göç ettirilerek oradan kovulan Azerbaycanlıların evlerine yerleşmiştir. Esed, İkinci Karabağ Savaşı'nda Fransa ve Ermenistan'la birlikte Azerbaycan'ın topraklarını işgalden kurtarmasına karşı birtakım açıklamalar yapmış ve Ermenistan'a desteğini yinelemiştir. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı - Cumhurbaşkanlığı İdaresi Dış Politika İşleri Dairesi Başkanı Hikmet Hacıyev, Suriye’deki önceki rejimin bir dizi uluslararası kuruluşta Azerbaycan için sorun yarattığını hatırlatarak, "Suriye, Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü ile ilgili konularda çekincelerle konuştu. İslam İşbirliği Teşkilatı çerçevesinde bile İslam dayanışmasına aykırı açıklamalar yapıldı." İkinci Karabağ Savaşı sırasında Suriyeli yetkililer yaptıkları açıklamalarda 1915 olayları ve Karabağ'ın işgalden kurtarılması konusunda Azerbaycan ve Türkiye'yi suçlamıştı.
Suiye'de yaşanan iç savaş nedeniyle milyonlarca insan kendi topraklarını terk etmek zorunda kalmıştır. Bu sorunu Azerbaycan Birinci Karabağ Savaşı sırasında Ermenistan işgali döneminde yaşamıştır. 4 Şubat 2016 yılında Londra'da yapılan “Suriye ve bölgeye destek” uluslararası konferansında konuşan Cumhurbaşkanı Aliyev şunları söylemişti: “Suriyeli mültecilerin durumuna acıyoruz, çünki 90'lı yılların başında Azerbaycanlılar da Ermenistan işgali nedeniyle göçmen durumuna düştü.”
Suriye'de yaşanan iç savaş ülkenin toprak bütünlüğünü ve egemenliğini tehdit ettiği gibi Ermenistan işgali nedeniyle Azerbaycan'ın da 30 yıl boyunca toprak bütünlüğü ve egemenliği bozulmuştur. Öte yandan, Eses rejiminin düşmesinden sonra Sednaya hapishanesinde ortaya çıkan manzaralar ile Karabağ'da işgalin sona ermesinden sonra Şuşa hapishanesinde ortaya çıkan manzaralar aynı idi. Sednaya'da Esed, Suriye halkına zülm ederken, Şuşa'da Ermeni işgalciler esir alınan Azerbaycanlılara işkence yapmıştı. Dolayısıyla, Esed rejiminin Suriye halkına yaşattıkları Ermenistan'ın Azerbaycan halkına yaşattıklarını hatırlatmaktadır...
Sonuçta, Esed rejiminin düşmesi ile Suriye için zor bir dönemin geride kaldığı ve yeni bir dönemin başladığı umut edilmektedir. Bu yeni dönemde siyasi, ekonomik, altyapı, insani gibi birçok konuda Suriye'nin kalkınmaya ihtiyacı var. Bu konuda en etkili ülkelerden birinin Türkiye olduğu şüphesizdir ve Türkiye'nin de müttefikleri ile hareket etmektedir. Beşar Esed'in düşmesi sonrası Azerbaycan ve Türkiye arasında Suriye konusunda yürütülen temaslar yeni dönemde de Azerbaycan'ın Türkiye ile dayanışma halinde olduğunu göstermektedir.