Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
TÜBA-TÜBİTAK Bilim Ödülleri ile 57 bilim insanına ödül vereceğiz. 27 genç bilim insanına TÜBA-TÜBİTAK ödülünü takdim edeceğiz. Bugüne kadar 947 bilim insanına TÜBA-TÜBİTAK bilim ödülünü verdik.
Türkiye'de bilim ve teknoloji idealist bir avuç insanın kendi imkanlarıyla sınırlı bir uğraş alanı olarak görüldü. Bilim insanlarımız hak ettikleri ilgiyi bulamadı. Bilimsel birikim açısından dünyada istisnai bir durumda olsak da bunun kurumsallaşmasında o derece geç kalmış bir ülkeyiz.
TOGG'a fabrikası yok dediler, KAAN'ı kalorifer peteğine benzettiler. İHA ve SİHA'ların her başarısında sinir nöbeti geçirdiler. Aynı bağnazlığa Türkiye'nin ilk kuantum bilgisayarının açılışında bir kez daha şahitlik ettik.
Kuantum bilgisayar teknolojisinde attığımız kritik adımla Türkiye'yi küresel rekabette çok stratejik bir noktaya taşımayı hedefliyoruz. Önümüzdeki dönemde kuracağımız 'süper iletken çip üretim eviyle' çok daha yüksek kapasiteli kuantum bilgisayarlarına giden yolu da aşacağız.
Bakıyorsunuz bunu bile eleştirenler çıkabiliyor. İlk etapta zihinlere vurulan prangaları kırmaya çalıştık. Bizden bir şey olmaz algısının yerine başarabiliriz özgüvenini yerleştirmeye çalıştık.
Türkiye Türkiye'den daha büyüktür. Ufkumuzu 782 bin kilometrekareye sıkıştıramayız. Türk milleti mukadderatından kaçamaz, saklanamaz. Kendi ülkelerine başkalarının ülkelerinin gözünden bunu fark edemeyebilir. 'Türkiye'nin Libya'da, Suriye'de, Somali'de ne işi var' diye soranlar, son 22 yılda Türkiye'nin nasıl bir değişim geçirdiğini bilmeyenler olayların seyrini anlamakta zorlanabilirler.
