Suriye’de 54 yıllık Esed hanedanının yıkılmasının yankıları sürerken bölge ülkeleri ve uluslararası kuruluşlar Suriye’nin bundan sonra nasıl yönetileceğine odaklandı. Birleşmiş Milletler (BM) ve bazı Arap ülkeleri, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) Suriye hakkında aldığı son karar niteliği taşıyan 2254 sayılı kararda ısrar ediyor. Esed rejiminin güçlü olduğu 2015 yılında alınan karar, Esed rejimiyle müzakereler eşliğinde 18 ay içinde seçimler ve bazı gruplara yönelik saldırıların devamını öngörüyordu. Ancak “devrimin çalınması” endişesi taşıyan bazı muhalifler ile Şam’ın yeni yönetimi 2254 sayılı kararın bugünün gerçeklerinden uzak olduğu görüşünde. Devrimciler, 14 yılı bulan devrim sürecinde ihtilafları körükleyen bölge ülkeleri ve uluslararası yapıların ülkede yeni dönemde güç kazanma ihtimaline karşı çıkıyor.
Esed rejiminin düşmesinin ardından Körfez ülkelerinin bölge ülkeleriyle telefon diplomasisi arttı. Birleşik Arap Emirlikleri, rejimin düşmesinin ardından tüm bölge ülkeleriyle görüşmeler yaptı. Paralel olarak Ürdün’ün Akabe kentinde de Suriye Zirvesi düzenlendi. 14 Aralık’ta düzenlenen ve Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Katar, Lübnan’ın katıldığı zirvede de 2254 sayılı karar vurgusu yapıldı. Zirve sonunda Arap Ülkeleri Bakanlar Komisyonu tarafından yayımlanan bildiride kapsayıcı siyasi geçiş sürecine ek olarak sürecin BMGK’nın 2254 sayılı kararındaki ilkelere uygun şekilde yürütülmesi gerektiği kaydedildi.
Önceki gün Şam’da BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen ile görüşen Ahmed eş-Şara, 2015’ten bu yana Suriye’deki durumun değiştiğini belirterek BMGK kararının üzerinde çalışılarak tadil edilmesi gerektiğini söyledi.
Rejimle müzakere süreçlerinin başarısızlıkla sonuçlandığını belirten Suriye Devrimi Muhalefet Güçleri Koalisyonu eski başkanı Muaz el-Hatip, sosyal medya paylaşımında “Suriye'nin Birleşmiş Milletler şemsiyesi altına sürüklenmesi, mevcut durumun ötesinde tüm uluslararası müdahalelere kapı açmıştır” dedi.
