Unutulmaya yüz tutan el sanatları, tekstil sektöründeki katma değerli üretimin lokomotifi oldu. Ankara’da faaliyet gösteren Desen Triko, geleneksel motifleri ürünlerine işleyerek örnek bir başarıya imza attı. Yaklaşık 25 yıl önce ‘Acaba beğenilir mi?’ endişesiyle başlayan girişim, bugün farklı ülkelere ulaşıyor. Bu modele göre, el işi yapan kadınlarla iş birliği yapılıyor.
Parça başı kazanç sağlayan kadınlar farklı teknik ve emek gerektiren motiflerle kazak, ceket veya hırkaya işliyor. Onlar inovasyonu yani yenilikçiliği gelenekte bularak katma değerli ürün çıkarmayı başarmış. Şirket Sahibi Aylin Sümer Bingöl, babaannelerinin küçük bir el dokumasıyla başlattığı hikayenin şirket kurucusu ve babası Türker Sümer tarafından sürdürüldüğünü söyledi. 75 yılı geride bıraktıklarını vurgulayan Bingöl, “1995’ten itibaren el sanatlarını ürünlerimize dahil etmeye başladık. Zaman içinde Ankara ve çevresinden ev kadınları aramıza katıldı. Şu an ortalama 100 kişiyle çalışıyoruz, yoğun sezonda bu sayı 500’e kadar çıkıyor” diye konuştu. Bingöl’e göre, kadınlar bu sayede ek gelir sağlarken, el emeği göz nuru motifler ise yeni nesillerle hatta dünya ile buluşuyor. Aylin Bingöl, bu yenilikçi fikir sayesinde marka bilinirliği ve satışların yüzde 30 arttığını belirtti.
Bingöl, “Bu ürünler koleksiyonumuzun yüzde 30’unu oluşturuyor. Yüzde 80’i ise hemen satılıyor, elimizde çok azı kalıyor. Desenlerimiz aynı olsa da kadınların elinde kişiye özel bir hale geliyor” diyor. Firmanın geniş kitlelere ulaşması ise pandemi döneminde e-ticarete başlamalarıyla olmuş. E-ticaret Müdürü Tülay Kayapınar, sözü devralarak süreci şöyle anlatıyor: “Önceleri kendi sitemizi kursak da işi ilerletmek zaman gerektirdiğini fark ettik. Sonra e-ticarete yani pazar yerlerine yöneldik. E-ticaret sayesinde işlerimiz hızlandı ve yüzde 50 oranında arttı. Bu sayede, Anadolu’daki şehirlere ulaşabiliyoruz.”
Şirket, Trendyol’un geliştirdiği yapay zekâ dil modelini de kullanmaya başlamış. Artık yabancı müşterinin talepleri anlık çeviriyle yanıtlanıyor. Bize gelince firma ziyaretimizde e-ihracata örnek olacak bir hikaye dinledik. Bu başarının hemen her noktasında ise firma sahibi Türker Sümer’in izleri var. 86 yaşındaki Sümer’in enerjisini bu satırlara sığdıramasam da onun yenilikçilik motifini haberime şöyle işleyebilirim : "Ne de olsa serde gençlik var..."
Online ticaretteki başarı, e-ihracat deneyimini de beraberinde getirmiş. 2 yıl önce Trendyol ile e-ihracata başladıklarını kaydeden Tülay Kayapınar şunları söyledi: “Suudi Arabistan, Azerbaycan, Birleşik Arap Emirlikleri gibi toplamda 8 farklı ülkeye ihracat yapıyoruz. Haftada yaklaşık olarak 120 parça ürünü yurt dışına gönderiyoruz. Doğu Avrupa’ya da açıldık, şu an en fazla Romanya’ya satışımız var. Belli bir süreden sonra kendi sitemizden değil, Trendyol üzerinden ürün göndermeye başladık. Çünkü, yurt içindeki prosedürle neredeyse aynı. Yakında cironun da yüzde 50’sini yurt dışı gelirlerden sağlamak istiyoruz.”