Mustafa Kemal Atatürk, Gördesli Makbule, Yörük Ali Efe, Şerife Bacı, Şahin Bey ve niceleri... Onlar, Millî Mücadele’nin kahramanları. Onlar, vatanın özgürlüğü için mücadele eden kurtuluşun kahramanları. Onların hayatları; köylerde, kasabalarda, kentlerde kendi işleriyle meşgul olan sıradan insanların, tarihi değiştiren unutulmaz kahramanlara dönüşme hikâyesi. Emine Nermin Temel’in kaleme aldığı yeni kitap serisi “Millî Mücadelemizin Kahramanları” Minik Ada etiketiyle okurlarıyla buluştu. 10 kitaptan oluşan “Millî Mücadelemizin Kahramanları” serisi, vatanımız için akıl almaz bir mücadele veren kahramanlarımızın destansı hayatlarını, okurlarla tanıştırıyor. Her biri, yurdun bütün çocuklarına rol model olacak bu isimler, vatanseverlik, birlik, beraberlik ve Millî Mücadele ruhunu unutulmaz kılıyor. Emine Nermin Temel ile “Millî Mücadelemizin Kahramanları”nı konuştuk.
Mustafa Kemal Atatürk, Gördesli Makbule, Halide Edip Adıvar, Yörük Ali Efe, Şerife Bacı ve Şahin Bey gibi Millî Mücadelemizin kahramanlarının hayatını konu alan kitapları yazma fikri nasıl oluştu?
Vatanımızı işgal kuvvetlerinin elinden kurtararak bağımsız bir yönetim kurmamızı sağlayan Kurtuluş Savaşı, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde, birçok kahramanın fedakârlıkları sayesinde kazanılmıştır. Kadın, erkek, çocuk, yaşlı tüm milletin bir olduğu bu mücadele, başta Atatürk olmak üzere kahramanlıkları ile duygulandıran karakterlerin zaferidir. Kurtuluş Savaşı dönemine ait her biri ayrı bir kahramanlık ortaya koyan bu yüce karakterler esasında çocuklarımıza ve gençlerimize örnek teşkil edecek çok güzel kişilik özelliklerine sahip. Onların rol modeli olma açısından önemli bir manevi enerjilerinin olduğunu düşünüyorum. Mustafa Kemal Atatürk’ü kriz dönemlerini yönetme becerisiyle, Gördesli Makbule’yi genç yaşına rağmen canını ortaya koyduğu vatan sevgisiyle, Şerife Bacı’yı kar yağışında kundaktaki bebeğiyle cephaneyi cepheye taşımaya iten hürriyet duygusuyla, Şahin Bey’i “Düşman cesedimi çiğnemeden Antep’e giremez!” diye haykıran cesaretiyle, Halide Edip Adıvar’ı meydanlarda yaptığı konuşmalarla ve halkı bir araya getiren millî iradenin sesi olmasıyla, Kazım Karabekir Paşa’yı yetkin bir komutan olmasının ötesinde görev aldığı topraklardaki halkın sevgisini kazanmasıyla, Mustafa Fevzi Paşa’yı savaş döneminde ve sonrasındaki askerî başarılarıyla, Sütçü İmam’ı halkın öfkesini yöneten kimliği ve Kuvayı Millîye ruhuyla, Kara Fatma’yı düşman askerine karşı kadınları savunma konusunda nasıl bir araya getirdiğiyle, Yörük Ali Efe’yi Aydın’ın kurtuluşu sırasında gösterdiği kahramanlıklarıyla... İşte bu ve bunun gibi pek çok güzel yönleriyle Millî Mücadele kahramanlarımızı çocuklarımıza anlatmak istedim.
Vatanseverlik, birlik ve beraberlik gibi kavramların, özellikle çocuklara ve gençlere aktarılmasında bu kahramanların hikâyelerinin nasıl bir önemi olduğunu düşünüyorsunuz?
Vatanseverlik sadece milletini, milliyetini sevmek değil, ülkesinin bütün insanlarını, dağını, taşını, toprağını, ağacını, akarsuyunu, kaynak suyunu, köyünü, yolunu, atalarını, yerin altında yatan şehidini, büyük bir sahiplenişle sevmek ve korumaktır. Çocuklara ve gençlere bu duygunun aktarılmasında Millî Mücadele Kahramanlarımızın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu isimlerin hepsi vatanın özgürlüğü ve düşmandan temizlenmesi adına canını hiçe saymış kahramanlardır. Önce vatan şiarıyla yola çıkan bu örnek insanlar Millî Mücadele’nin başarıyla sonuçlanması adına hiçbir fedakârlıktan kaçınmamışlardır. Bu kahramanların her birinin daha çocukluk yıllarından itibaren önemli hayat imtihanları ile baş ettiğini görüyoruz. Birçoğu anne ya da babasını daha küçük yaşta kaybetmiş mesela. Zor geçen çocukluk yıllarına rağmen bir yetişkin olduklarında vatanlarını savunma konusunda en ön safta yer almış kıymetli büyüklerimiz. İşte vatan sevgisi etrafında birlik ve beraberlik hâlinde hareket eden o Kuvayı Millîye ruhu kazandırmıştır Millî Mücadele’yi.
Millî Mücadele kahramanlarımızı unutmamak ve unutturmamak adına bireylere ve topluma düşen en önemli görev nedir?
Onları unutmamak ve unutturmamak adına hepimizin ilk görevi bize miras bıraktıkları güzel ülkemizi geleceğe taşımak için elimizden geleni yapmak bence. Öncelikle onları iyi tanımalı okumalı ve anlamlıyız. Millî Şairimiz “Bastığın toprakları toprak diyerek geçme tanı/Düşün altında binlerce kefensiz yatanı!” sözleriyle bu anlamda tanımanın da ötesinde bir tanıma olması gerektiğini en güzel şekilde anlatmış. Onlar nasıl canları pahasına vatan topraklarının düşmandan temizlenmesi için çetin bir mücadele verdiyse biz de onların yaşadıklarını ve savaş sırasındaki fedakârlıklarını örnek alarak o bilinçle bayrağımıza ve ülkemize sahip çıkmalıyız.