2015 yılında ürün departmanı başkan yardımcısı olarak başladığı Glassdoor kariyerinde hızla yükselen ve 2020’de şirketin CEO’su olan Christian Sutherland-Wong.’su, iş dışında geçirdiği zamanı sınırlandırarak ailesiyle daha fazla vakit geçirmeye odaklandı.
CNBC Make It'te yer alan habere göre, “Çocuklarımın yanında iş e-postalarına bakmak ya da mesajlara yanıt vermek istemiyorum. Onlara örnek olmak için dijital cihazları evde sınırlı tutmaya çalışıyorum.” diyen Sutherland-Wong, evdeki teknoloji kullanımına sınırlama getirdi.
Sutherland-Wong, işle ilgili önemli bir sorun yaşadığında ev ofisine geçerek durumu çözmeyi tercih ediyor.
Christian Sutherland-Wong, Glassdoor’da ürün departmanında başladığı kariyer yolculuğunu CEO pozisyonuna kadar taşıdı. Ancak bu yükseliş sırasında, iş-yaşam dengesini korumayı öncelikleri arasına aldı. Uzaktan çalışmanın esnekliğinden faydalanan Sutherland-Wong, çocuklarıyla zaman geçirebilmek için iş ve aile hayatını birbirinden ayıran sınırlar çizdi.
Araştırmalar, dijital cihazların aile bağları üzerindeki etkilerini gözler önüne seriyor. Pew Araştırma Merkezi’nin yayımladığı bir rapora göre, gençlerin yüzde 46’sı, ebeveynlerinin yüz yüze iletişimde telefonlarına odaklanmasından rahatsızlık duyuyor. Bu durum, çocukların ebeveynleriyle duygusal bağlarını etkileyebilecek önemli bir faktör olarak değerlendiriliyor.
Uzmanlar, ebeveynlerin telefonlarına yoğunlaşmasıyla çocukların kendilerini daha az değerli hissettiklerini ve bu durumun stres ile duygusal kopukluğa yol açabileceğini vurguluyor. Ayrıca, ebeveynlerin cihazlara dalmasıyla yüz ifadelerinin donuk hale geldiği, bu durumun da çocuklar tarafından ilgisizlik olarak algılandığı belirtiliyor. Uzmanlara göre, yemek masasında, çocukların etkinliklerinde ve özel zamanlarda telefonların bir kenara bırakılması, aile bağlarını güçlendirmek için kritik bir öneme sahip.
Christian Sutherland-Wong’un iş-yaşam dengesi yaklaşımı, birçok ebeveyn için ilham kaynağı olacak nitelikte. Özellikle iş dünyasında yoğun bir tempoda çalışan bireylerin, aileleriyle geçirdikleri zamanı nasıl daha verimli hale getirebileceklerini gösteren bu yaklaşım, hem bireysel hem de mesleki başarı için kritik bir unsur olarak öne çıkıyor.