Türkiye’nin favori yiyecekleri arasında yer alan patates kızartması, köfte ve pişinin en sağlıklı pişirme yöntemlerini belirlemek amacıyla Hitit Üniversitesinde bünyesinde bir proje hayata geçirildi. TÜBİTAK tarafından desteklenen proje ile farklı pişirme teknikleri ve farklı yağ çeşitleri kullanılarak hazırlanan patates kızartması, köfte ve pişide oluşabilecek toksik maddeler analiz edilecek. Laboratuvar ortamında çalışmalara başlayan Hitit Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bülent Kabak, bu yiyecekler için en uygun yağın hangisi olduğunu, hangi mutfak araçları kullanılarak daha sağlıklı şekilde hazırlanabileceğini tespit edecek. Projede sevilen gıda ürünlerinin derin yağda kızartma, fırınlama ve airfryer pişirme teknikleriyle ayçiçeği yağı, zeytinyağı ve palm yağı çeşitleri kullanılacak. Belirlenen pişirme teknikleri ve yağ çeşitleriyle gıdalarda oluşabilen toksik maddeler üzerinde analiz yapılacak. Sağlık açısından risk oluşturan toksik maddeleri en aza indirmek için en uygun pişirme yöntemleri ve yağ seçenekleri belirlenecek.
Lezzetli ve kaliteli bulgur elde edildiği için Karaman’da yüzyıllardır tercih edilen yerel buğday çeşidi Ahmet buğdayı, daha fazla ürün veren sertifikalı buğdaylar tercih edilmeye başlandığı için neredeyse hiç ekilmez oldu. Merkeze bağlı Taşkale köyündeki tahıl ambarında rutubet ve güneşten korunan bu çeşit tohum bulmak zorlaşınca 2018’de ata tohumu yerli buğdayın genetik kalitesini korumak ve gelecek nesillere aktarmak için proje başlatıldı. Duru Bulgur firması ve Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi işbirliğiyle yürütülen proje ile tohum kaynağı olarak kullanılan Ahmet buğdayından serada hızlı ıslah yöntemiyle 2 yılda yeni çeşitler elde edildi. Ahmet buğdayının ıslahında yeni bir yöntem olan hızlı ıslah yöntemi kullanıldı. Tohum geliştirme çalışmalarında çok kısa bir sürede hızlı ıslah yöntemiyle başarı sağlandı. Çalışmalar laboratuvar ve üniversite şartlarında iki yılda tamamlandı. Arazi çalışmalarına başlandı. Geliştirilen tohumlar için üretim izni alındı. 2025’te tescil denemeleri sonuçları belli olacak.
Karadeniz’in iki doğal zenginliğine sahip şehri olan Artvin ve Rize “Kaçkar Turizm Birliği” adıyla turizm ve tanıtım faaliyetleri için valilikler bünyesinde güçlerini birleştirdi. Birlik doğa harikası bu iki şehrimizde turizmin gelişmesine katkı sağlamak ve gerekli sosyal, kültürel, sportif ve ekonomik faaliyetlerde bulunmayı amaçlıyor. Artvin Valisi Turan Ergün, birliğin hedefini sahip olduğumuz zengin potansiyeli aktif bir şekilde kullanarak bölgemizi hak ettiği ulusal ve uluslararası konuma yükseltmek olarak özetliyor. Kaçkar Dağları’nın kıymetinin yeni yeni keşfedilmeye başlandığını dile getiren Rize Valisi İhsan Selim Baydaş da turizmde ciddi mesafeler aldıklarını belirterek, geçen yıl aralık ayında Rize Artvin Havaalanının 1 milyoncu yolcusunu birlikte karşıladıklarını hatırlattı. Baydaş, gelecek yıllarda bir ayağı Artvin’de olmak üzere Kaçkar Dağı’nın etrafını dolaşacak şekilde 180 kilometrelik ultra maraton yapmayı planladıklarını dile getirdi.
Metro Türkiye ana sponsorluğunda ‘35 Yaş Altı 3 Şef Yarışması'na başvurular başladı. Yarışma gıda atıklarını azaltma ve sürdürülebilir mutfak tekniklerini benimseme konusunda genç şefleri teşvik etmeyi hedefliyor. "Gıdanın Geleceği için Yerel ve Atıksız Mutfak" temasıyla 3'üncü kez düzenlenecek yarışmada, genç şeflerden sürdürülebilirlik prensipleri çerçevesinde, yerli ve coğrafi işaret tescilli ürünleri kullanarak yaratıcı ve ilham veren reçeteler oluşturması bekleniyor. Adaylar 6 Ocak 2025'e kadar atıksız mutfak ilkeleri çerçevesinde hazırladıkları reçetelerini yarışmayla ilgili internet sitesinden başvuru yaparak iletebilecek.
GÖZÜME TAKILANLAR
Van’ın “Erciş lahanası” Erciş Ticaret Borsası desteğiyle coğrafi işaret alarak tescillendi. Tescil için önceki yıl Patent ve Marka Kurumuna yapılan başvuru sonuçlandı. Yaprakları ince ve damarsız olan ve dolma ve turşu gibi yöresel yemeklerde kullanılan ve endemik bir çeşit olan Erciş lahanası büyüklüğüyle öne çıkıyor, tanesi 50 kilogram geliyor.
Kütahya’daki Seyitömer Höyüğü’nde yapılan kazılarda tunç çağından kalma haşhaş ve nohut taneleri bulundu. Evlerin fırınlarının tamamını ocaklarıyla, çeşitli tezgahlarıyla bütün iç donanımlarıyla açığa çıkarılırken çanak, çömlek, maşraba gibi çeşitli mutfak eşyası, pişmemiş ağırlıklar, kaplar tespit edildi. 5 bin yıl öncesine ışık tutacak ürünler de gün yüzüne çıkarıldı.
2014’den beri milli kanser ilacı üretmek için araştırmalarına devam eden Türk bilim adamları faz aşamalarını tamamlayacak finans desteği arıyor. TÜRKPATENT 9. Uluslararası Buluş Fuarı’nda gümüş ve bronz madalyaya layık görülen ekip Doç. Dr. Ferah Cömert Önder, Prof. Dr. Mehmet Ay, Prof. Dr. Bülent Özpolat, Prof. Dr. Serdar Durdağı ve Dr. Pınar Siyah’tan oluşuyor.
Coğrafi işaretle tescillenen “Tekirdağ bulaması” yöre mutfağının kahvaltı sofralarının vazgeçilmez lezzetleri arasında yer alıyor. Tekirdağ köftesi, pabuç köftesi, salamura yaprağı, peynir helvası, Hayrabolu tatlısı, Velimeşe bozası, Karacakılavuz dokumaları, Malkara eski kaşarı, Tekirdağ soğanı, Seymen kavunu, Çorlu kuzu ciğer sarma ve Küçükyoncalı keşkeğinden sonra şehrin tescilli ürün sayısı 13’e çıktı. Tekirdağ bulaması, geleneksel yöntemlerle sıkılan üzümden çıkarılan suyun odun ateşinde uzun süre kaynatılıp çöğen suyu eklenmesiyle pekmez haline, büyük sopalarla karıştırılmasıyla da bulama haline dönüştürülmesiyle elde ediliyor. Koyulaşan ve kıvamını yakalayan bulama daha sonra kaplara konulup muhafaza edilerek tüketime hazır hale getiriliyor. Malzemeler üzüm suyu, çöven, ceviz içi, şira toprağından oluşuyor. Bulamanın ilk malzemesi ise üzümden elde edilen şıradır. Hazırlamak için bir tahta tekne içine konan olgunlaşmış üzümler ayakla veya çizme ile çiğnenir. Çıkan üzüm suyu (şıra) kazan içinde bir gün bekletilip, çöğen kaynatılıp şıra içine konur. Şıra pekmez kıvamına gelinceye kadar kaynatılır, ateşte emdirilir. Çöğen suyundan köpük yapılıp içine atılır. Kazan içinde büyük bir tahta kaşıkla köpükleri alınır. Konu komşu hep beraber büyük bakır kazan içinde tahta kaşıkla karıştırdıkları malzeme beyazlaşmaya başlayınca ateşten indirilir. Kaplara boşaltılır. Üzerine ceviz içi serpilir. Teneke kutularda veya kavanozlarda muhafaza edilir.
Ekmeğin ilk izleri: Karaçöl'den günümüze