Orta doğu İsrail terörüyle sarsılıyor. Lübnan’ın başkenti Beyrut, önceki akşam saat 18.20 sularında art arda patlayan bombalarla adeta cehennemi yaşadı. İsrail ordusu Beyrut'un güneyine yaptığı saldırıda Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ı öldürdü. Yerlerinden edilen ve Beyrut’a gelen Lübnanlılar, İsrail’in saldırısı sonrası Dahiye’yi boşalttı ve başkentin kuzey bölgelerine göç etmeye başladı. Lübnan ordusuna ait tankların da Beyrut’ta devriye attığı görüldü. Dahiye’nin güneyinde Hizbullah destekçileri Hasan Nasrallah’ın öldürüldüğü haberinin hemen ardından ellerinde Hizbullah bayraklarıyla sokaklara çıktı.
Lübnan’ı ve Orta Doğu’yu sarsan saldırılar nedeniyle başkent Beyrut büyük bir kaosa sürüklendi. Bir haftadır güneyden kitlesel göç alan Beyrut merkezi bu kez Dahiye’den kaçanlarla doldu. Kalacak yer bulamayan binlerce sivil, geceyi park ve bahçelerde geçirdi. Beyrut’un hemen hemen tüm noktalarında ellerinde valiz ve çantalarla yürüyen insanlar görüldü. Beyrut merkezde çoğu dükkan ve iş yeri bugün kepenk açmadı. İsrail’in hastanelere yönelik boşaltın talimatı nedeniyle buralarda konaklamaya çalışanlar da yine sokaklara çıktı. Beyrut merkezde sıklıkla siren sesleri duyuluyor ve ambulanslar görülüyor. Havalimanına akın eden siviller, ülkeden kaçmak için uçuş arıyor. Ancak İsrail ordusunun havalimanını da hedef alabilecekleri yönündeki açıklamaları nedeniyle uçuşlar gerçekleştirilemiyor. Lübnan’dan ayrılmak isteyenler bir yandan da deniz yoluyla kaçabilmenin yollarını arıyor.
Yeni Şafak’a açıklama yapan bir Suriyeli Muhammed Hajj, Dahiye’den kaçtıklarını söyleyerek, “Suriye'den onurlu bir yaşam sürebilmek, çocuklarıma bakabilmek, iş bulabilmek için geldim. Dahiye'de oturuyordum. İsrail, Dahiye'de sivil alanları vuruyordu. Ne Hizbullah'ın silahları ne de başka bir şey. Tamamen sivil binaları vurdular. Biz de kaçmak zorunda kaldık” dedi.
Dahiye sokaklarında Yeni Şafak’a konuşan Hizbullah’ın ulemalarından Yusuf Rida, büyük bir üzüntü ve keder içerisinde olduklarını söyleyerek İsrail’e lanet yağdırdı. Rida, “Bizi terörist olmakla suçluyorlar, ey dünya eğer terörizm vatanını savunmaksa, milletinin siyasi, ekonomik güvenliğini sağlamaksa biz bu terörizmle gurur duyuyoruz. Bu düşmanın (İsrail) pazarlamaya çalıştığı şey bizim insanlıktan çıktığımızdır halbuki insan olan biziz onlarsa insanlıktan çıkanlardır” diye konuştu. Açıklamasının devamında ise “İsrail insan olmadığını Filistin'e ateş ve demirle saldırdığında, Lübnan'a 1972'de, 1982'de, 1988'de, 1993'te, 1996'da, 2006'da ve bugün saldırdığında göstermiştir. Bugün aynı barbar Siyonist akıl bize saldırıyor. Ben her insan gibi halkımı özgür görmek ve ülkemde işgal görmemek istiyorum. Bizi vatanımızdan tehcir ettiler, on yıllardır onurumuzla yaşadığımız için bedel ödüyoruz. Onurumuz kanımızdan değerlidir. Toprağımızı her şeyimizle savunacağız, yok ettikleri evlerimizle, öldürdükleri çocuklarımızla müdafaa edeceğiz, kanser hücresi olan bu işgalci siyonistlere karşı kendi canımızla da savunmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Lübnan çağrısı: İsrail'e artık 'dur' denilmeli
Nasrallah'ın ölümü sonrası katil Netanyahu'dan ilk açıklama: Kim bizi vurursa onu hedef alırız
