1988 yılında İzmir’de dünyaya gelen ve Eskişehir Sanat hayatı boyunca çeşitli edebi dergilerde ve sanat kitaplarında yer alan, azmiyle ve sanata olan hayranlığıyla başarı merdivenlerini durmaksızın tırmanmaya devam eden genç yazarımız sevgili Ufuk Sezer, Anadolu Üniversitesi İşletme bölümünden mezun olmuş ve özel bir dil okulunda İspanyolca öğretmenliği yapmaktadır. Sevgili Sezer ile önceki röportajımızda 2019 yılında yayımlanmış olan ilk şiir kitabı “Hayatın Tonu” ve 2021 yılında yayımlanmış olan “Dudaklarımda Mevsimler” adlı eserlerine değinmiştik. O günden bugüne geçen zaman dilimi içinde sevgili Sezer’in katettiği yoldaki başarılarına bizzat yakından şahit olan kalemdaşı olarak kendisiyle gurur duyuyorum. Çocukluğundan bu yana sanatın hemen hemen her dalıyla ilgilenen Ufuk Sezer ile röportajımız…
Sevgili Ufuk, okuyucularımıza hatırlatmak amacıyla öncelikle biraz bize kendinden bahseder misin? Ufuk Sezer kimdir?
Herkese merhaba, ben Ufuk Sezer İzmir’de yaşıyorum.Çok yönlü tarafımı keşfettikten sonra birden fazla işlerde yer aldım. Organizasyon ve İnsan Kaynakları sektöründe şirketlere bağlı olarak koordinatörlük, supervisor’lık ve yurt dışı ağırlıklı işlerde çevirmenlik yapmaktayım. Ayrıca özel bir dil okulunda İspanyolca öğretmenliği de yapıyorum. Sanata her dokunuşum içimde bitmek bilmeyen heyecanlara yönelmeme sebep oldu. Kalp atışlarım inandığım yolculuğa dahil oldu diyebilirim.
Bu yıl resmi olarak beşinci sanat yılın ve ayrıca senin için çok özel bir yıl. Beşinci sanat yılını özel kılan durum nedir? Bize biraz bahseder misin?
Farklı işler başarıp sanatın her tonuna dokunabilmem benim için ayrı bir heyecan ve mutluluk. Beşinci sanat yılımı özel kılan en özel durum kendi kitabımın editörlüğünü yapmak, yeni kitabımın ‘‘Yakaladığım Sanat’’ın adı üstünde bir şeyler yakaladığımın göstergesi oluşu ve üçüncü kitapla taçlandırmak olarak ifade edebilirim. Bu kitapta da kalben döktüğüm kelimeleri birçok okuyucuma ulaşması düşüncesidir. Şiirin naif ruhunu apaçık altını çizerek açıkladım.
2019 yılında yayımlanmış olan ‘‘Hayatın Tonu’’ ve 2021 yılında yayımlanmış olan ‘‘Dudaklarında Mevsimler’’ adlı eserlerinden sonra şimdi de yeni eserin ‘‘Yakaladığım Sanat’’ adlı eserini okuyucularınla buluşturdun. Yeni eserinin içeriği hakkında bize neler söylemek istersin?
Yakaladığım Sanat’ın iki kitaptan apayrı ve bir o kadar dadiğer kitaplara yakın bir içeriği var. Geçmiş şiirlerin derlemesi, biraz pandemi de biriktirdiklerim ve edebi kısmın oldukça derin bir tarzının olduğunu düşünüyorum.Yazdığım her şiir, bir yaşanmışlık ve farklı düşüncelerin kapılarını açıyor. Okundukça da o edebiyat rüzgârları esiyor. Ruhlarımıza kelimelerini ansızın üflüyor.
Şiirde kelime seçimi gerekir mi? Yoksa insan, şiir yazarken hiç düşünmeden ilhamın akışına göre hangi kelime gelirse onları mı şiire yansıtmalı?
Hissedilen tüm duygular kalben aktığında yada kâğıda döküldüğü an yazmak için doğru zamandır. Şiir de kelime seçimi, uyum açısından önemlidir. Bunun için kitap okumanın çok faydalı olduğunu her zaman vurguluyorum. İlham denen şey ise; efsunlu olan kısmı.Edebiyatın sokaklarında keyifle gezinmek kalemi elime aldığım zamanda başlıyor. Bu yolculuğa kendimi kaptırıyorum. Kelimelerde kendiliğinden konuşuyor, içimizdeki şehirlere akıp gidiyor.
Son çıkan eseriniz ‘‘Yakaladığım Sanat’’ın editörlüğünü üstlendiğinden bahsetmiştin. Kendi kitabının editörü olmak nasıl bir duygu ve sana neler kazandırdı?
Böyle bir tecrübe kazanmak gerçekten benim için mutluluk ve gurur kaynağıdır. Adım adım yeni kitabıma dokunmak, onunla yorgunluğumu atmak ve en güzeli kalbimin sesini dinleyerek ritmi yakalamak. Bana anlam katan en kıymetli anı olarak hayatıma eklenmiştir ve diğer gelecek kitaplarla da eklenecektir. Editörlük kısmına merhaba aşamasıdır.
Şiirin senin üzerindeki çekim gücünü nasıl tanımlıyorsun?
Yaşadıklarımın dizeler halinde edebi bir dilde yansıması olarak tanımlıyorum. Her yazılan kelime hatta bir cümlebir romandan farklı olarak çok şey ifade ediyor ve bizleri yazarken edebi bir yolculuğa sürüklüyor. Kararı ise tamamen okuyucunun duygu durumuna bırakıyor diyebilirim.
İç içe olan bireysel ve toplumsal arasındaki etkileşimi nasıl tanımlıyorsun? Şiirlerinde okuyucunun ilişki kuracağı ortak paydalar kendiliğinden mi ortaya çıkıyor?
Okunan her bir şiir farklı kişilerin iç dünyasını yansıtıyor ve bu etkileşim kendiliğinden okuyucuya sıralanıyor. Gerçek olan tüm cümleler kalbe akıp yıllara birer birer damlıyor ve adına şiir diyoruz. Yazarken de hevesimiz durmadan rengini veriyor.
‘Hayatın Tonu’’, ‘‘Dudaklarında Mevsimler’’ ve ‘‘Yakaladığım Sanat’’ olmak üzere beş yılda üç esere imza attın. Hayata geçirmiş olduğun bu üç eserinin arasındaki farklar nelerdir?
‘‘Hayatın Tonu ‘‘ hayalimin gerçek olmasına vesile olan kitabımdır ve 10 yıl en az bir emek saklıdır. Benim için çok kıymetlidir. ‘‘Dudaklarında Mevsimler’’ edebi açıdan çok zengin ve bir o kadar da derin, kalbe hemen işleyen bir kitaptır. Okurken farklılığını hissedebilirsiniz. ‘‘Yakaladığım Sanat’’ ise aynı tonlarda ve çok duyguya anlam yüklüyor. Uğuruna ve enerjisine kalben inanıyorum. İmgeler ruhlara teker teker dokunuyor. Üçü arasındaki en büyük fark ise; tecrübe ve olgunluk diyebilirim.
‘‘Hangi eserini daha çok seviyorsun‘‘ diye sorsam ne yönde olurdu?
Bu sorunun cevabı çok belli. Her üç kitabımda benim için aynı değerde ve hepsini de çok seviyorum. Dokunduğum rengârenk duygular tüm kitaplarda sayfalar dolusu anlamlar yüklüyor ve yıllara keyifle bağlanıyor. Hepsinin tadına doyamıyor ve ayıramıyorum.
Farklı sanat dallarına ilgin olduğunu biliyorum. Şiir yazmanın dışında çok güzel kara kalem çalışmaları da yapıyorsun. Çizim sanatına kaç yaşında başladın?
Resme genel olarak ilkokul yıllarında başladım ve o zamanlarda almış olduğum eğitimlerle çeşitli ödüller kazandım. O sıralar daha çok pastel boya ve guaj boya ağırlıklı çalışmalar yapıyordum. Kara kalemi yaklaşık olarak 3-4 yıldır yapıyorum. Çizdiğim resimlere yorum katmak beni aşırı heyecanlandırıyor. Aldığım beğeniler ve yorumlar daha çok resim yapma isteğimi arttırıyor diyebilirim. Biriken duygularda tonlara karışıyor.
İlk yaptığın çizim çalışması hangisidir?
İlk yaptığım kara kalem çizimleri portre, anime ve soyut çalışmalardır. Hatırladığım kadarıysa Mr.Bean,, anime karakterleri ve kırık bir aynaya yansıyan kadın resmidir.Çizerken de bambaşka hisler, ellerime bulaşan renkler sanata dönüşüyor.
Çizer olarak etkilendiğin bir sanatçı var mı? Varsa seni etkileyen yönleri hangileridir?
Beğendiğim birçok sanatçı var ama ben kendi yorumumu katmayı daha çok seviyorum. Kalbimin evet dediği tonlarla çizmin sonuna gelmeyi sabırsızlıkla bekliyorum. Yapılan güzel işleri de keyifle takip edip alkışlıyorum.
Bugüne kadar hiç yayımlanmış bir çizim çalışman var mı? Eğer yoksa bir gün yayımlanmasını ister miydin?
Daha önce yapmış olduğum röportajlarda çizdiğim resimler yayımlanmıştı. Yeni çizim çalışmalarımda doğru zamanda yayımlanır diye düşünüyorum. Çizmeye değer her şey ile bizzat ilgileniyorum. Ayrıca çizdiğim kara kalem çalışmalarını bir projeyle ileride taçlandırmak istiyorum. Bu sefer de resim olarak fısıldıyor sanat.
Çizim sanatıyla uğraşmak sana neler hissettiriyor?,Neden kara kalem?
Çizim yaparken özgür olduğumu yeniden hissediyorum ve kara kalem ile bunu daha iyi ifade ettiğimi düşünüyorum.Bembeyaz bir kâğıt gördüğüm çizgilerle yepyeni bir imgelere dönüşüyor. Bunu aslında şiir yazarken yapıyorum. Çizimdeki tonlamayla, derinlikle, gölgeyle o ifadeyi içten bir şekilde verebiliyorsunuz. Bundan dolayı kara kalem üzerinde çalışmalar yapmayı seviyorum ve çalışmalarıma da devam ediyorum.
Peki şiir mi yoksa kara kalem mi, diye sorsam tercihin hangi yönde olurdu?
Benim için her ikisi de ayrı bir keyif ve kendi alanlarımı açtığım kapılardır. Şiirin tadı başka, kara kalemin görsel açıdan bambaşkadır. Tercih yapılması zor bir konudur.Sıralama olarak şiir ve kara kalem olarak söyleyebilirim.
Merak ediyorum, son eserin olan ‘‘ Yakaladığım Sanat’’ adlı eserinin kapak görseli sana mı yoksa yayınevine mi ait?
Yayıneviyle beraber benim dokunuşlarımla ortaya koyduğumuz harika bir çalışma oldu. Her iki kitaba yakın ve bir o kadar da farklı bir vurgusu vardır. Her açıdan çok fazla emek verilmiştir. Mavinin tatlı tonu huzuru veokuyucunun edebi yolculuğunu ifade eder.
Sanat yılının beşinci yılında büyük başarıya adım atan bir sanatçı olarak sanat yılının onuncu yılında kendini nerede görüyorsun?
Beş yıl benim için muazzam bir süreçti. Onuncu yılında öyle olabileceğini, daha çok ürettiğim için heyecanımın aralıksız devam edeceğini, yılların takvim yaprakları misali uçup giderek kalbimin sesine kulak verip şahitlik etmesini kalben diliyorum. Son olarak İspanya hayalimi, kafamdaki saklı heyecanları ve dünyayı karış karış gezmek istediğimi ekleyebilirim. Evren güzel olan her şeyi ansızın destekler.
En son okuduğun kitaplar hangileridir? En çok hangisini beğendin?
• Dr. Jivago: Boris Pasternak
• Eınsteın gibi düşünmek: Scott Thorpe
• Solak Defterler: Murathan Mungan
• Oraya kendimi koydum : Asuman Susam
• Ah’lar Ağacı: Didem Madak
• Dilsiz Yara: Meltem Güdemezoğlu
• Simyacı: Paulo Coelho
Hayat dersi verdiği için Simyacı ben de favoridir. Diğer kitaplarda çok kıymetlidir.
Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Yakaladığım Sanat’ın heyecanına ortak olan herkese sonsuz teşekkürler ediyorum. Farklı deneyimlerin bir araya geldiği dolu dolu emek kokan bir kitap oldu. Yanımda olan yayınevim Luna ailesine, dostlarıma,aileme kısacası elimi hiç bırakmayan herkese kucak dolusu teşekkürler. Son olarak yazar adaylarına sesleniyorum. Hayallerinin peşinden koşsunlar ve hiç pes etmesinler hayat pes edenleri sevmez. Bu güzel röportaj için de size ve ekibinize Sevgilerle…
Her zaman ki gibi tek cevaplık sorularımı sormak istiyorum.
• Sanat: Bitmeyen Aşk
• Başarı: Mutluluk
• Şiir: Yaşanmışlık
• Resim: Hayal gücü
Sanat hayatı boyunca çeşitli edebi dergilerde ve sanat kitaplarında yer alan, azmiyle ve sanata olan hayranlığıyla başarı merdivenlerini durmaksızın tırmanmaya devam eden genç yazarımız sevgili Ufuk Sezer’ e vermiş olduğu röportaj için teşekkür ediyor, okuyucusunun ve kaleminin daim olmasını diliyorum.