Dünyada şu aralar yapay zeka üzerindeki detaylar oldukça dikkat çekici, bilimde ve teknolojik gelişmelerdeki hız günden güne hız ve ivme kazanıyor. Özellikle son zamanlarda benim dikkatimi çeken Elon Musk’ın bir şirketi tarafından geliştirilen beyin çipi. İnsan ve makine etkileşimi yaşamda çok büyük değişiklikler ortaya koyabilir, oldukça heyecan verici diyebilirim.Tüm bunların insanlığa katkıları güzel, gelişme ve ilerlemeler iyi de ,Türkiye’nin bilimsel bakış açısı ,öncü çalışmalar yapması, çabası, akabinde somut sonuçlar içeren devrim nitelikli çalışmalar ortaya koyması herkes için beklenen ve arzulanan şey.
Yakın zamanda ülkemizde ilk yerli ve milli haberleşme uydusu TÜRKSAT 6A’nın uzaya gönderilmesi son yılların önemli bir atılımı oldu. Heyecan verici bir gelişme diyebilirim.Ancak daha genel manada ülkemizin bilim ve teknolojideki ilerlemelerinin güç ve hız kazanması önemli bu da ancak bilim ve akılcılığı rehber edinmekle mümkün.Türkiye Cumhuriyeti Kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK’ün de vecizesinde vurguladığı “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir. İlim ve fennin dışında mürşit aramak gaflettir, cehalettir, dalalettir.” İbaresi öngörü ve yol gösterici özelliğini 21.Yüzyılda koruyor. Bu vecizenin yüzyıllarca mahiyetini devam ettireceği apaçık bir gerçek.Hepimiz biliyoruz ki insanlığın en büyük düşmanı cehalet, bu düşmanı yenmenin tek yolu ise eğitim ve eğitimle aydınlanmadır.İyi de aydınlanma sağlayacağımız sisteme ,neden kaotik bir yapıya şekil vermeye çalışıyoruz?Karmaşa ve belirsizlikler sistemi haline gelen eğitim sistemimizi nasıl ışık tutabiliriz. Nasıl revize edebiliriz? Sistemi her defasında farklı sorunlar üreten bir mekanizma haline mi getirdik? Bu işin içinden nasıl çıkarız?
Dünya gelişimde böylesine hızlı dönerken…
Uzunca bir zamanımızın olduğumu söyleyemeyeceğim. Zamanımız bitmek üzere…
O Halde hep birlikte kafa yoralım .Bu konu, güzel yarınların inşası için hepimizi ilgilendiriyor. Bu işe Eğitim Sistem Bileşenlerine göz atmakla başlayalım mı? Bileşenlerin bir kısmını bugün ele alalım. Eğitim bileşenlerimizin başında öğretmenler ve Eğitimciler yer alıyor Geleceğimizin güvencesi ancak eğitimle ve eğitimcilerle mümkün.Bugünlerde TBMM’de Öğretmenlik Meslek Kanunu çalışmaları yürütülüyor, oldukça isabetli böyle bir çalışmanın yürütülüyor olması; Çünkü öğretmenlik bir ihtisas mesleğidir,meslek yasası olmalıdır.. Öğretmenlerin meslek gelişimlerini desteklemek, öğretmenlerin haklarını ve çalışma koşullarını düzenlemek, eğitim kalitesini artırmak için gerekli bir çalışmadır.Ancak içeriği incelediğimde sorun yumağı haline gelen konulara dönük detaylara rastlayamadığımı üzülerek söyleyebilirim.Meslek kanununu çıkarmakta ki amacımız nedir ?Çok hızlı bir şekilde düzenleme yapmanın da ayrıca büyük dezavantajları olduğunu da atlamak istemem.Ciddiyetle kafa yorulması gereken bir alanda teğet geçişleri ve derinlemesine üzerinde çalışılma yürütülmeyen bu önemli konuda tam olarak amacamız nedir?Siyasallaşan bir eğitim çerçevesi mi oluşturmak istiyoruz.?Eğitim, özgür ve tarafsız bütün siyasi ideolojilerden uzak bir anlayışla ilerler ,bilimsel bakış açısıyla gelişir ve yerleşir. Detayları ilerleyen süreçlerde gündeme getireceğim, şimdilik gündemin eğitim olması umut verici diyebilirim. Bunları ifade ederken küçük bir ek de yapacak olursam, şunu belirtmem gerekir.
Meclisimiz kararları yasalaştırırken öğretmenler tarafından kördüğüm haline gelmiş çözüme kavuşturulmamış sorunların son halleriyle birlikte her bir gün meslek bırakan çok kıymetli öğretmenler olduğunu açık yürekliliğimle ifade etmeliyim. 15-20 yıl meslek deneyimine sahip 30 ile 45 yaş arasında olan, donanımlı, en verimli dönemindeki öğretmenler, dünyanın en saygın, en özverili, en kutsal mesleğini bırakıp farklı mesleklere yönelmek zorunda kalmışlıkla acı çekiyor. Geleceğini düşünen ,öğretmenine sahip bir milletin sorgulaması gereken konular da yok mudur ?Başta iktisadi sorunlar olmak üzere; Öğretmen maaşlarının yoksulluk sınırının çok altında kalması, yükselen kira ücretleri,ulaşım maliyetleri,temel gıda fiyatlarının yüksek oluşu, yenilenmeyi sağlayıcı geliştirici faaliyet giderlerinin yüksek oluşu, güvenlik sorunları, özlük haklarının korunmaması , Sosyal sorunlar ve bu sebeplere bağlı olarak zedelenen mesleki itibar.
Bir parantez de özellikle Özel Okul öğretmenlerinin sorunları üzerine açıyorum.Yukarıdaki sebeplerin yanında çok daha katmerli sorunların olduğu gerçeklerine , gelecek yazılarda daha detaylı yer vereceğim.
Bir taraftan gelişmiş beşeri sermayenin nitelikli unsurlarını kaybediyoruz,
Bir taraftan yapılan çalışmalar var evet, bunlar ise genel çerçevede çözüm geliştirmekten ziyade farklı sorunlara davetiye çıkaracak silsileler…
Bu ironik şekillenmeyi ,çelişkileri, bu kaotik yapıyı besleyen anlayışlar bizi nereye götürür, nereye sürükler. Sürüklenirken bilim üretilir mi? Dünyada yerimizi nasıl, ne şekilde, ne zaman konumlandıracağız bu şekilde?
Peki nasıl ve nereden yol alınmalı?
Çalışmaların devamlı olması, gündemin eğitimden kopmaması, eğitim politikalarının çağdaş, bilimsel, genel geçer, çelişkilerden uzak, kullanılabilir, sürdürülebilir, adil, eşitlik ilkesine uygun,hayata hazırlayan , geliştirici olması ve kalıcı olması gerekir.Bu noktada Milli Eğitim Temel kanununda özenle oluşturulmuş maddeler yer almakta.Haricen özgür düşüncenin,evrensel ilkelerin ,bilimsel düşüncenin, kişi hür iradesinin önünde engel teşkil edecek alt başlıklar varsa düzenlenebilir ,ihtiyaca uygun hale de getirilebilir.Genel esas ve ilkeler de göz önüne alındığında içeriklerin genel anlamda kullanılabilir olduğu söylenebilir.Başlıkları Yapılandırmacı, beceriye dönük, transfer edilebilir ve küresel bilgi birikim ve uygulamaya entegreli hale getirilebilmenin de yolları aranabilir. Her şey için en gerekli unsur; bilimsel bakış açısına sahip olmak, siyaseti eğitimden uzak tutarak ,akabinde eğitime ve kültürlenmeye yüksek ödenek ayırıp, eğitim öğretim programlarını düzenlemek, öğretim ortamını bilimsel ve teknolojik alt yapıya uygun olarak düzenlemek, Ülkenin her yerinde eğitime eşit ulaşılabilirlik sağlamak, vs.donanımlı eğiticilerin de rehberliğinde öğrenci- veli eğitimlerini sağlamak ki,
Bunların neresi zor? Zor değil yeter ki Eğitimin zorunlu bir ihtiyaç olduğunu,gerekli olduğunu bilelim, yeter ki vatansever olalım ve ülkemizin gelişiminin temelinin Eğitim olduğunu bilelim. Yeter ki isteyelim, gerisi çok çalışmakla ve çabayla gelecektir.
Ekonomik ,sosyal ,kültürel kalkınmayı sağlayan EĞİTİM
İşgücünün nitelik seviyesini artıran EĞİTİM
Toplumun genel kalitesini artıran, topluma değer katan EĞİTİM
Teknolojik ilerlemeyi sağlayan EĞİTİM
Bilimsel gelişmeyi sağlayan EĞİTİM
Kültürel ve Sanatsa vs. gelişmeyi sağlayan EĞİTİM
EĞİTİM,EĞİTİM EĞİTİM