Ahmet Özay
Avrupa Futbol Şampiyonasında Türkiye Milli Takımına uygulanan ekran blokajına tepkiler sürerken, Yeni Şafak’ın haberine cevap veren Alman Devlet Televizyonu ARD, uygulamanın Alman Telekom İdaresi’nen kaynaklandığını açıklayarak sansürü itiraf etti. Uygulamada kasıt olmadığını savunan ARD, “Biz müsabakayı severek yayınlamak isterdik. Telekom (Alman) son 16 turunun yayınlanması ile ilgili bir anlaşma gereği hakkını kullandı ve Türkiye-Avusturya maçını tercih etti” açıklamasını yaptı.
ARD böylece bir başka kamu kurumu olan Alman Telekom İdaresi’nin Türkiye-Avusturya maçının devlet televizyonlarından canlı yayınına engel olan bir karara imza attığını da doğrulanmış oldu. Öte yandan Alman kurumlarının aldığı Türkiye-Avusturya maçının kamu televizyonlarında yayınlanmaması kararı üzerine Ankara’nın harekete geçtiği öğrenildi. Almanya’daki tartışmaları yakından izleyen Dışişleri Bakanlığı sorunun çözümü için Türkiye Cumhuriyeti Berlin Büyükelçiliği’ni görevlendirdi.
Almanya doğumlu sanatçı Rafet El Roman da yazılı olarak bir değerlendirme yaptı: Alman medyasının böyle bir karar almasına hiç şaşırmadığını kaydeden Roman, şöyle devam etti: “Her zaman yaptıkları uygulama Türklere karşı. Türklerin potansiyelinden faydalanıp çıkar sağlayıp özel bir televizyona üyelik kazanmak amacındalar. Her maçtan sonra Türklerin coşkulu kutlama yapmaları, taşkınlıkları önleyemeyeceklerini düşünmeleri söz konusu. Bence en güzel olaysız Türkler kutluyor onu gözlemledim. Ulusal kanalda şifresiz yayınlamasalar bile, Türkiye maçı kazanırsa buna asla engel olamayacaklar. Avrupa caddeleri Türklerle ve Türk bayraklarıyla sabaha kadar eğlenecek. Yıllardır tüm Avrupa ülkelerinin yaptığı böyle. Hep caydırıcı ve kısıtlayıcı politik nedenler öne sürüyorlar. Bu yüzden hiç şaşırmadım. Avrupa git gide büyüyen güçlenen Türklerden korkuyor.”
Almanya kökenli bir siyasi olan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Zafer Sırakaya da sansürü Türk toplumunun maruz kaldığı ayrımcılığın tezahürü olarak gördüğünü vurgulayarak yanlıştan dönülmesi çağrısında bulundu. Alman anayasasındaki eşitlik ilkesine işaret eden Sırakaya Yeni Şafak’a yaptığı açıklamada “1961 iş göçü antlaşması ile birlikte başta Almanya olmak üzere geldikleri ülkeleri inşa eden, siyasetine kültürüne ekonomisine büyük katkılar sunmuş olan yurt dışı Türk toplumunun maruz kaldığı bu davranış ayrımcılığın bir başka tezahürü durumundadır. Avrupa Şampiyonası’nda Son 16’ya kalmış olan takımlardan on dördünün maçının yayınlandığı ve sadece Türkiye Avusturya maçının yayınlanmadığı bir süreci ayrımcılığın ve dışlamanın dışında ifade edebilmek mümkün değildir” dedi.
