Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İsrail, Filistin ve Ürdün’ün ardından Orta Doğu turunun son ayağı Mısır’a gitti. Macron, başkent Kahire’de Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ile bir araya gelerek, İsrail ve Filistin arasındaki çatışmaları ele aldı. İki lider görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Es-Sisi, İsrail’in Gazze Şeridi’ne kara harekatını önlemek için adım atılması çağrısında bulunarak, Macron ile kara harekatının neden olacağı "çok sayıda sivil can kaybını" ele aldıklarını ifade etti. Es-Sisi, iki hafta süren İsrail saldırıları sonucunda Gazze’de 6 binden fazla sivilin öldüğünü ve bunların “yarısının çocuk” olduğunu vurguladı.
Terör devleti İsrail füzeleriyle yaralanan bebek ve çocukların halleri yürekleri sızlattı
Macron yaptığı açıklamada, İsrail ile Filistin arasındaki çatışmanın ardından bölgesel bir gerilimin önlenmesi çağrısını yineleyerek, kendisine ve diğer Batılı ülkelere yöneltilen çifte standart suçlamalarına karşı çıktı.
Fransız Cumhurbaşkanı, ülkesinin "çifte standart uygulamadığını" ve "uluslararası hukukun herkes için geçerli olduğunu" vurguladı.
Macron, "Bütün hayatlar eşittir, tüm kurbanlar şefkatimizi ve Orta Doğu’da adil ve sürdürülebilir bir barışa yönelik kalıcı taahhüdümüzü hak ediyor" dedi.
İsrail ve Filistin arasında iki devletli bir çözüme ulaşmayı amaçlayan barış görüşmelerinin yeniden başlatılması çağrısını yineleyen Macron, "Bir fikrin eski olması, geçerliliğini yitirdiği anlamına gelmiyor" dedi.
Macron, Mısır’dan ayrılmadan önce havalimanında gazetecilere yaptığı açıklamada ise, İsrail ve Filistin arasındaki çatışmaları sona erdirmek için üç yönlü bir yaklaşım çağrısında bulunarak, Orta Doğu’da barış sürecini yeniden başlatmayı amaçlayan "güvenlik müdahalesine insani müdahale ve siyasi tepkinin eşlik etmesi gerektiğini" vurguladı.
İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik bir kara harekatını destekleyip desteklemeyeceği sorusuna cevap veren Macron, bunun "operasyonun kapsamına bağlı" olacağını söyledi. Macron, "Eğer sivillerin hayatını tehlikeye sokan geniş çaplı bir işgalse, o zaman bunun bir hata olacağını düşünüyorum" ifadelerini kullanarak, böyle bir operasyonun "uluslararası insancıl hukuka ve hatta savaş kurallarına bile uymayacağını" aktardı.
