İBB AK Parti Grup Başkanvekili ve Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu, İBB Eylül ayı Meclis Toplantısı’nda CHP’li İBB yönetimini ve İBB Başkanı İmamoğlu’nu, 4 buçuk yılda ‘yapmadıkları’ hizmetlerden dolayı sert bir dille eleştirdi. Göksu, “4,5 yılın sonunda bu kürsüden İBB’yi yönetenler için yaptığımız bütün ikazlarımızda, bütün öngörülerimizde haklı çıkmış olmaktan dolayı İstanbullular adına derin bir üzüntü duyuyorum” dedi.
CHP’li İBB başkanının İstanbul’u yönetme niyetinin olmadığını söylediklerini hatırlatan Göksu, “Keşke İstanbul iyi yönetilseydi, keşke bizim mevcut yönetimle ilgili öngörülerimiz doğru çıkmasaydı, keşke yaptığımız iyi niyetli uyarılar dikkate alınsaydı da biz endişelerimizde ve öngörülerimizde haklı çıkmasaydık” diye konuştu.
Geçen 4 buçuk yıllık süreçte hangi konularda haklı çıktıklarını rakamlarla ve belgelerle 7 başlıkta değerlendiren Göksu, bu başlıkları şöyle sıraladı:
“Bu kürsüden defalarca CHP’li İBB başkanının İstanbul’u yönetme niyetinin olmadığını söylemiştik. CHP’li İBB başkanının ve yönetiminin bu şehri yönetme kabiliyeti ve becerisinin olmadığını söylemiştik. CHP’li İBB başkanının İstanbul’u geriye götüreceğini söylemiştik. Görev süreleri bittiğinde İstanbul’da kendi adlarıyla anılacak tek bir eserlerinin olmayacağını söylemiştik. CHP zihniyetinin olduğu yerde, adalet olmaz liyakat olmaz, tarafgirlik ve partizanlık olur demiştik. ‘İstanbul’un bütçesini yönetemiyorsunuz, böyle giderseniz dönem sonunda İBB’yi borç batağına saplayacaksınız’ demiştik. Algı, şov, reklam ve yalanla belediye yönetilemeyeceğini söylemiştik. Ne yazık ki haklı çıktık.”
İBB AK Parti Grup Başkanvekili M. Tevfik Göksu, “Gelin hep birlikte 4,5 yılda biz neler söyledik ve neler gerçekleştiğini 7 başlıkta değerlendirelim” dedi ve şunları sıraladı:
Bu kürsüden defalarca CHP’li İBB başkanının İstanbul’u yönetme niyetinin olmadığını söylemiştik.
Sonuç ne yazık ki tam da dediğimiz gibi oldu.
• Sayın İBB başkanı, göreve geldiği günden bu yana İstanbul’u yönetmeyi hiç düşünmedi.
• İstanbul’u yönetmek yerine, kendi siyasi kariyerini yönetmeyi tercih etti. Yani kendisini İstanbul’a tercih etti. Kentini değil, kendini düşünmeyi tercih etti.
• İstanbul’un dar gününde İstanbulluların yanında olmadı. Ya tatil yapmayı ya da siyasi kulis yapmayı tercih etti.
• Belediyenin bütün imkanlarını kendi siyasi kariyer planları için seferber etti. Reklama harcadığı para kadar deprem konusunda para harcamadı.
• İstanbul’u arkasına almak yerine İstanbul’a sırtını döndü.
• İstanbul’a sırtını döndü, zira sayın başkanın hiçbir zaman niyeti İstanbul’a başkanlık yapmak olmadı. Hep başka hevesler peşinde koştu. (Türkiye’yi değiştirme iddiası, yürüyen merdiven meselesi, yanan otobüs)
CHP’li İBB başkanının ve yönetiminin bu şehri yönetme kabiliyeti ve becerisinin olmadığını söylemiştik.
Peki ne oldu?
• Dünyanın en önemli kurumsal altyapısına sahip olan İBB gibi devasa bir kurumu yönetme kabiliyetini kaybettirdiler.
• İETT otobüslerini çalıştıramadılar. Çünkü bakımlarını yapamadılar. Çünkü bakım ihalelerini sırf yandaş diye iş bilmez bir firmaya verdiler. CHP’li firma milyarlar kazanırken, İstanbullular sokaklarda saatlerce otobüs bekledi.
• Sefer planlaması bile yapamayıp İstanbulluları duraklarda bekler hale getirdiler.
• Bir taraftan ‘’akıllarını alırım’’ diye insanları tehdit ederken, diğer yandan İstanbul’daki akıllı otobüs duraklarının aklını aldılar. İnsanlarımız yollarda ‘’akılsız başın’’ cefasını çekiyor.
• Metro ve tramvayları çalıştıramadılar.
• Asansörlerin ve yürüyen merdivenlerinin bakımını bile yapamadılar. Bir de hiç sıkılmadan Fazilet Durağı yalanında olduğu gibi İstanbulluları merdivenleri bozmakla suçladılar.
• Bakımını yapamadıkları için, o güzelim dikey bahçeleri söküp attılar.
• İstanbul’un tüm kavşaklarında ve yol kenarlarında var olan her gün gelip geçerken gördüğümüz yeşil alanları, peyzajları, çiçekleri ve gülleri kuruttular. İstanbul’la özdeşleşen laleleri kuruttular bu şehirde.
• Dünyada iklim göçleri konuşulmaya başlamışken, İstanbul gibi kalabalık bir kentte 1 metreküp yeni su kaynağı üretemediler. Bir de buna rağmen İstanbul’un suyunun yüzde 72’sinin geldiği Melen Projesi’ne hadsizce çamur atmaya kalktılar.
CHP’li İBB başkanının İstanbul’u geriye götüreceğini söylemiştik.
Peki ne oldu?
• Ulaşım başta olmak üzere çevre, yeşil konusunda tüm yatırımları durdurdular.
• Bütçedeki yatırım oranını %80 oranında azalttılar.
• İstanbul’da trafikte kalma süresini artırdılar. İstanbul’u bu konuda dünyada 1. sıraya yükselttiler.
• ‘’Günde 40-50 bin araç geçecek diye tünel mi yapılır’’ diyerek, Levazım Tüneli’nin yapımını durdurdular.
• Çevre yatırımlarını durdurmaya Silahtarağa Arıtma Tesisi’nden başladılar. Ve hiç sıkılmadan bunun da törenini yaptılar.
• Yıllar sonra İstanbul’un dereleri yeniden denize kirlilik taşımaya başladı.
• Yıllar sonra ilk defa Haliç’ten yeniden pis kokular gelmeye başladı.
• İstanbul’un deprem bütçesini 6 kat düşürdüler.
• Söz verdikleri 100 bin konutu dönüştürmeyi bırakın, bizim dönemde yapılan Bayrampaşa’daki deprem konutlarını bile dağıtmayı beceremediler.
• 5 yılda bu sorunu çözeriz deyip 5 yılda Kentsel Dönüşüm Strateji Belgesi’ni bile hazırlayamadılar.
• AK Parti’li ilçelerde yapılmakta olan dönüşüm projelerini engellemek için ellerinden gelen her türlü organize kötülüğü yaptılar.
Görev süreleri bittiğinde İstanbul’da kendi adlarıyla anılacak tek bir eserlerinin olmayacağını söylemiştik.
Peki ne oldu?
• Bolca algı ve slogan üretip hiç proje üretmediler.
• Hiçbir konuda iş üretemeyince kolaya kaçıp bolca yalan ürettiler.
• CHP’li İBB başkanının bugüne kadar kendi planlayıp hayata geçirdiği, ‘’Bu da benim eserimdir’’ diyebileceği bir tek projenin olmadığını gördük. ‘İstanbul için yola çıkıyorum’ konuşmasında tek bir İstanbul referansı gösteremedi.
CHP zihniyetinin olduğu yerde, adalet olmaz liyakat olmaz, tarafgirlik ve partizanlık olur demiştik.
Peki ne oldu?
• İBB’ye 66.712 partiliyi doldurdular.
• İBB’den23.298 kişiyi işten attılar.
• İBB kadrolarını parti toplantılarında yüzdelik dilimler halinde paylaştılar.
• Belediye şirketlerinin yönetim kurullarına partilileri doldurdular. Her ilçeye partinin maliyetlerini karşılamak için 3’er kişi atadılar.
• 4,5 yılda İETT bakım ihalelerinin neredeyse tamamını (7,7 milyarlık ihalenin 4,1 milyar TL’sini) CHP yandaşı bir firmaya verdiler.
• Belediyenin birimlerini ve kaynaklarını gizli ve açık ortaklarıyla paylaştılar.
• Siyasi ikballeri uğruna, şahsi reklamları için, CHP’nin tetikçi medyasına ve CHP trollerine İstanbulluların kaynaklarını fütursuzca aktardılar.
“İstanbul’un bütçesini yönetemiyorsunuz, böyle giderseniz dönem sonunda İBB’yi borç batağına saplayacaksınız” demiştik.
• Daha dönemleri bitmeden İstanbul’u ‘’borçlanamaz’’ hale getirdiler.
• 2019 yılında 28 milyar TL borçla aldıkları İstanbul’u bugün 5 kat borçlandırdılar.
• AK Parti döneminde borcun bütçeye oranı %89 iken, bu oranı %177’ye çıkardılar.
• İstanbul’un %29 seviyelerinde olan öz kaynağını bugün%9’lara indirdiler. Yani İstanbul’u üç kat küçülttüler.
• İSKİ ve İETT’yi altından kalkılamaz borçlara sürüklediler.
Algı, şov, reklam ve yalanla belediye yönetilemeyeceğini söylemiştik.
Peki ne oldu?
• Deprem bütçelerini küçültüp reklam bütçelerini büyüttüler.
• Depremi sadece iletişimin konusu olarak gördüler.
• Başaramadıkları her bir iş için onlarca farklı reklam ve algı kampanyası yaptılar.
• Yandaş medyalarını besleyip defolarını örtmeye çalıştılar.
• İstanbullulara verdikleri sözleri tutamayınca algı ve reklam kampanyaları düzenleyip bir binada oda oda açılış yapmak zorunda kaldılar.
• Eskiden İBB’de proje üreten ve iş yapan birçok bürokratın ismi bir çırpıda sayılabilirken, bugün sadece iletişimden sorumlu ‘’yalancılığı da tescillenmiş’’ bir bürokratın ismini tüm Türkiye’ye ezberlettiler.
CHP’li İmamoğlu yönetiminin acınacak hale düştüğünü söyleyen Göksu, İmamoğlu’yu “Gelmiş geçmiş en beceriksiz ve sözünde durmayan başkan” olarak nitelendirdi. İmamoğlu’nun 4 buçuk yılda ‘sıfır’ çektiğini belirten Göksu, “2019’da türlü vaatlerle iş başına gelen sayın İBB Başkanı ve yönetimi, İstanbullunun nazarında bütün kredilerini tüketip iflas etmiştir” dedi.
“Önümüzdeki seçimler, hem İstanbul’un CHP zihniyeti kamburundan kurtulma hem de sayın başkanın kendisine yük olarak gördüğü İstanbul’dan kurtulma dönemi olacaktır inşallah” diyen Göksu, şu ifadeleri kullandı:
“İnanıyorum ki İstanbul; yaklaşık 5 yıldır, siyasi kariyeri için İstanbul’un geleceğini karartan bu başkan ve zihniyetiyle hesaplaşacaktır. İnanıyorum ki İstanbul; görünen ve görünmeyen ortaklarıyla birlikte, siyasi ikbal ve ekonomik menfaat maksadıyla kurgulanmış tüm oyunları bozacaktır. İnanıyorum ki İstanbul; kendisi üzerinden kurulan siyasi rant masalarını ‘Ben sizin kumar masalarınıza meze olamayacak kadar büyük ve kadim bir kentim, düşün artık yakamdan’ diyerek dağıtacak ve kendisini geleceğe taşıyacak olan Türkiye Yüzyılı kadrosuna yeniden ‘merhaba’ diyecektir.”