Burak Yetimoğlu / Uluslararası Rabat Üniversitesi Doktora Öğrencisi - FAS
Günümüze kadar oynanan Dünya Kupası maçlarında tarihi olarak addedilebilecek başarılar nadirdir. Özellikle son dönemlere baktığımızda 94 Dünya Kupası’nda Bulgaristan, 2002 Dünya Kupası’nda Türkiye ve son olarak 2022 Dünya Kupası’nda Fas Milli Takımı bu başarıyı yakalayan takımlar olmuştur.
Cumartesi günü Portekiz’i çeyrek finalde 1-0 yenerek tarihe geçen Fas Milli Takımı, yıllarca konuşulacak bir zafer elde etmiştir. 1970 yılında, ilk defa Dünya Kupası’na direkt olarak katılan takım ve 1986 yılında ilk defa gruplardan son on altıya çıkan Afrika takımı olma unvanını kazanan Fas Milli Takımı, 2022 Dünya Kupası’ndaki başarısıyla da yarı finale kalan ilk Afrika takımı olmuştur. Dünya Kupası için grup kuraları çekildiğinde bulunduğu gruptan çıkmasına dahi imkânsız gözüyle bakılan Fas Milli Takımı, bugün Fransa ile yarı final maçına çıkacak. Takımın teknik direktörü dahil olmak üzere birçok oyuncusunun Fransa’da doğup büyüdüğü ülkeye, futbolun Fransa himayesi döneminde yerleştiği ve iki ülke arasında yıllarca süren bir himaye- bağımsızlık mücadelesinin sürdüğü göz önüne alındığında bu maç önem açısından daha farklı bir anlam içermektedir. Peki Fas Milli Takımı futbol konusunda böylesine önemli ilişkilere sahip olduğu Fransa’yı yarı finalde geçebilecek mi?
Fransa ile Fas Sultanlığı arasında 1912 yılında imzalanan Fes Anlaşması ile Fransa’nın Fas’ta himaye dönemi başlamıştı. Fakat bu tarihten çok daha önce, 19. yüzyıl sonlarından itibaren Fas’ın bazı bölgelerine Fransız güçleri zaten yerleşmişti. Fransız askerlerinin ülkede sayısının artmasıyla birlikte, Fas’ta Fransız Spor Kulüpleri kurulmaya başlanmıştı. Bu spor kulüplerinden biri de 1902 yılında kurulan Fas Atletik Kulübü Futbol Takımı olmuştu. Fakat, Fas’ta resmi olarak himaye döneminin başlamış olmasıyla birlikte çok daha fazla Fransız resmi görevli ve vatandaşlardan oluşan vazifeli sayısı doğal olarak artış göstermişti. Fransız nüfus oranı Fas’ta arttıkça, ülkede kurdukları takımların sayısı da artmaya başlayacaktı.
Fransız himayesi döneminde yani 1912 yılından sonra Fransız politikacı Louis Andrieux’un öncülüğünde kurulan ilk takım ise Fas Sportif Birliği Kulübü olmuştur. Fransa’nın kontrol altında tuttuğu diğer Kuzey Afrika ülkeleri Cezayir ve Tunus’ta futbol kulüpleri çok daha aktiflerdi. Fas’ta Fransız kulüplerinin sayısının artması ise Fas Sportif Birliği’nin ülkede başarılı skorlar elde etmesinden sonra başlamıştır. Kazablanka’da kurulan bu kulüpten sonra Fas’ın diğer büyük şehirleri Marakeş, Fes ve başkent Rabat’ta da futbol kulüpleri kurulmuştur. Futbolun etkisinin ülkede hızlı bir şekilde yayılması 1916 yılında özel bir Fas Ligi’nin oluşturulmasını sağlamış ve resmi olarak ülkede turnuvalar düzenlenmesine başlanmıştır. Fas’ta düzenlenen futbol turnuvalarının özel bir lige dönüşmesi, ülkede güçlü kulüplerin ortaya çıkmasını teşvik etmiştir.
Cezayir ve Tunus’ta çok önceden başlayan futbol faaliyetlerinin Fas’ta da yeterli düzeye erişmesinden sonra Fransa’nın öncülüğünde 1920-1955 yılları arasında Kuzey Afrika Futbol Kulüpleri isimli bir şampiyona düzenlenmiştir. Takımların ve turnuvaların sayısı arttıkça Fas’taki yerli oyuncu sayısı da artmış, Fransa’nın öncülüğünde Fransızların da bulunduğu milli takımlar oluşturulmuştur. Fransız efsaneleri olan Mario Zatelli, daha sonra Fas Milli Takımı’nın da teknik direktörü olan Just Fontaine, Fas’ın ilk futbol kahramanlarından olan Larbi Ben Barek gibi oyuncular bu dönemde Fas’ta top oynamıştır.
Fas’ın 1956 yılında bağımsızlığını kazanmasıyla birlikte Fas Krallığı Futbol Federasyonu kurulmuş, bu federasyon Fransa himayesi döneminde kurulan takımları feshetmiştir. Federasyonun kurulduktan sonra ilgilendiği takım sayısı 310’dur. Himaye döneminde oluşan bu futbol tecrübesinden istifade eden Fas takımları kulüp bazında faaliyetlerine devam etmiştir. Ancak Fas Futbol Federasyonu resmi kuruluş tarihi olarak 1956-57 yılını kabul etmiş ilk Dünya Kupası mücadelelerine 1960 yılında FIFA’nın akreditasyonu sonrası başlamıştır. Bu tarihi tecrübe ve farkındalık Fas’ın Afrika kıtasında ilkleri başaran milli takım olmasına yardımcı olmuştur.
Fas Milli Takımı kurulduktan sonra ilk Dünya Kupası gruplarına 1970’te katılmış ve Fas Milli Takımı bu turnuvada hiçbir varlık gösterememiştir. Bu başarısızlığın ardından Fas Milli Takımı 1986 Dünya Kupası’nda gruplardan çıkma başarısı gösteren ilk Afrika takımı olmuştur. Bu başarıdan sekiz yıl sonra ise katıldığı 1994 Dünya Kupası’nda Fas Milli Takımı, bir etki gösterememiştir. Bu başarısızlığın önemli sebepleri olarak ise; takıma çağrılan gurbetçi futbolcuların takıma ayak uyduramaması ve birbirleri ile uyum sorunu yaşamış olmaları gösterilmektedir. Fas Milli Takımı’nda, Fransa başta olmak üzere, Avrupa’nın birçok farklı şehrinde doğmuş, yetişmiş birçok gurbetçi oyuncu futbol oynamıştır. Bu oyuncuların birbirleri arasında uyum, takımın başarısı için her zaman çok önemli olmuştur. Özellikle Avrupa’da yetişmiş oyuncular, Fas Milli Takımı ayarında takımlar için hep mühim olmuştur. Bu uyum sorununun 1998 yılında düzenlenen Dünya Kupası’nda çözülmesi sonrası ortaya çıkan büyüleyici oyun, uzun yıllar Fas halkının zihninden silinmemiştir. Bu güzel hatıradan sonra Fas Milli Takımı yirmi yıl beklemek zorunda kalmış ve ancak 2018 yılında Rusya’da düzenlenen Dünya Kupası’na katılabilmiştir. Ancak Fas Milli Takımı bu turnuvada da isteneni verememiştir.
Bu zamana kadar bir turnuva hariç hiçbir Dünya Kupası sürecine yerli teknik direktör ile katılmamış Fas Milli Takımı, turnuvaya 2 ay kala kendisine kupalara katılım hakkı kazandıran Yugoslav asıllı Fransız teknik direktörleri Vahid Halilhodzic’i takımdan gönderip yerine Walid Regragui’yi getirmiştir. Walid Regragui, Fransa’da doğmuş ve büyümüş, orada uzun süre futbol oynamış bir Fas Milli Takım oyuncusuydu. Uzun yıllar Fas Milli Takımı’nda görev aldıktan sonra, Fas’ın Wydad takımı ile Afrika Şampiyonlar Kupası’nı kazanmıştı. Regragui, Fas Milli Takımı’nın başına geçince ilk işi takımda olan küskünlükleri gidermek ve eski teknik direktörle sorun yaşayan oyuncuları milli takıma geri kazandırmak olmuştur. Fransa’da doğup yetişmiş bir Fas gurbetçisi olarak, takımın çoğunluğunu oluşturan Fransız ve Hollandalı gurbetçi futbolcularla çok iyi bir iletişim kurmuştur. Regragui liderliğinde Fas Milli Takımı yarı finale kadar 2018 yarı finalistinin, 2018 finalistinin olduğu zorlu gruptan birinci olarak çıkmayı başarmıştır. Portekiz ve İspanya gibi Avrupa’nın dev takımlarını yenmiş ve son olarak final mücadelesi için 2018 Dünya Kupası şampiyonu Fransa ile eşleşmiştir.
Tarih boyunca mücadele içinde olduğu, 44 yıl ülkede himaye yönetimi sürdüren, bu himaye dönemi boyunca ülkede futbol takımları kuran, futbolun gelişmesi ve yerleşmesinde önemli role sahip olan ve şu an mevcut takımın teknik direktörü olmak üzere çok fazla sayıda önemli oyuncusunu yetiştiren Fransa ile Fas Milli Takımı bugün Dünya Kupası finali için mücadele edecek. Peki çırak ustayı yenebilecek mi? Sonucu bilmiyoruz ama Fas’ın arkasında çok önemli bir manevi destek olacağını tahmin edebiliyoruz.