Добавить новость

Кандидат в президенты Молдавии рассказал о желании развивать отношения с Россией

В России завершили стрельбовые испытания нового автомата АМ-17

Патриарх Кирилл оценил идею подготовки управленцев из героев СВО

Дороги Подмосковья в субботу вечером загружены на 6 баллов



World News in Turkish


Новости сегодня

Новости от TheMoneytizer

DENİZ ERKİN PURUT: “Acıdan besleniyorum”

“ben zaten âşıktım sen üstüne geldin” kitabının yazarı DENİZ ERKİN PURUT ile bir araya geldik. Kendisi çok okunanlar rafından düşmeyen bir kitabın yazarı olmasının yanı sıra, istismara uğrayan çocuklarımızın ve şiddete uğrayan kadınlarımızın sesi olmak için kurulmuş olan Sesim Ol İstismarla Mücadele ve İyileştirme Derneği’nin kurucusu ve Dijital Asansör Ajansı’nın da sahibi. Deniz Erkin Purut ile kitabından, yeni çıkacak olan kitabından ve planlarından konuştuk. Kendisini tanıtmasını istediğimde bana “İnsan olmak isteyen bir insanım” dedi ancak ben sizi onunla tanıştırırken söylemek isterim; başarılı bir iş insanı, sürükleyici bir romanın yazarı ve de iyi bir insan.

Hoş geldiniz Deniz Bey. Öncelikle sizi tanımak isteriz.

Teşekkürler Yağmur Hanım. İsmim Deniz Erkin Purut, bunu biliyoruz. Yaş, boy, kilo endeksine takılmayacaksak kendimi tanımlamak istiyorum. İnsan olmak isteyen bir insanım. Çünkü ben artık insanlığın da tam anlamıyla ilk insanın ölümüyle öldüğü inancındayım. Herkesin kendisiyle bir küslük durumunu yaşadığı, sürekli gergin ve agresif olduğu bir noktadayız. Aslında ben olması gerektiği gibi davranmaya çalışan, iyi bir insan olmaya çalışıyorum. Normal ve olması gereken bir tavra büründüğümüz zaman, iyi bir insan olma kategorisine girdiğimiz bir dönemi yaşıyoruz. Bir yaşlıyı karşıdan karşıya geçirmek artık iyi bir insan modeli oldu. Aslında olması gerekendi bu. Bunu yapan iyi insan olmaya başladı ama hayır, diğerleri kötü. Kısacası, olması gerektiği gibi davranmaya çalışan bir insan olmaya çalışıyorum sadece.

Kitabınız çok sevildi. Bekliyor muydunuz bu başarıyı?

Açıkçası beklemiyordum. Özellikle pandemi döneminde en çok satan kitaplar kategorisinde yer alması ve satışının 30 bini bulması, o dönemde hiç tanınmayan ve ilk kitabı çıkan bir yazar için mucizeydi. Çünkü mağazalar kapalıydı, sadece online alışveriş vardı. Onur duydum. Devamını getirmeyi çok istiyorum bu başarının.

Kitabın ismi neden “ben zaten âşıktım sen üstüne geldin”?

Aslında bir kavga sırasında söylenen bir cümleydi. Ben zaten âşıktım sen üstüne geldin, yani senlik bir şey yok. Ben kendimi sevdiğim için sana âşık oldum ile orantılı.

Henüz okumayanlar için sormak istiyorum. Bu kitap bize neler öğretecek?

Bu kitaptan öğreneceğiniz tek şey; acının tadı. Acının sizdeki bıraktığı damak tadı… Bu kitap size sadece acı verebilir. Bu kitabı okuyarak hiçbir şekilde mutlu olamazsınız. Asla “içim huzur buldu” diyemezsiniz, tam tersi kusmak zorundasınız. Aslında ben burada sizin dahil yani insanın kendisine dahi söyleyemediği, ayna karşısında bile kendisine itiraf edemediği her şeyi yazmak zorunda kaldım. Çünkü kendimizle yüzleşmek zorundayız. Bunu yapamadığımız sürece doğruyu ve kendimizi bulabileceğimizi düşünmüyorum. Bu yüzden bu kitabı acının biraz daha tadına varabilmek, kendimizle yüzleşmek ve nasıl bir insan olmak zorunda olduğumuzu öğrenmek için bu kitabı okumak zorundayız. Bence bu bir zorunluluk olmalı, net.

Kitabın hikâyesinden bahsedebilir miyiz?

Yetimhanede başlayan bir roman. 2 kahramanımız var, Kaya ve Sıla. Yetimhanede büyüyerek sivil hayat olarak adlandırdıkları, bizim normal yaşantımız… Sivil hayatta da kendilerine yeni bir yaşam kurma amacıyla birlikte çıkıyorlar o yetimhaneden ve birlikte bir hayat kurmaya çalışıyorlar ve evlilik yoluna giriyorlar. Ancak o yolda başlarına gelen olaylar, sivil hayata uyum süreci, dışarıdaki süreçle içerideki durumun çok farklı olduğu, bizim normal olarak adlandırdığımız ama aslında anormal olan şeylere şahitlik etmedikleri için, kapalı bir düzende yetiştikleri için bu uyumsuzluğun onlarda yarattığı travmalar ve kendi içlerinde de bireysel olarak bu değişime izin vermedikleri için arada yaşanan kopukluk, bu kopukluğun sonucunda yaşanan infialler… Aslında bu kitabın hikâyesi, ikili ilişkiler sonucunda değişime fırsat verilmediği sürece yaşanan infialleri anlatan bir roman.

Kitabın kapağında gerçek bir hikâye yazıyor. Siz kitapta anlattığınız kişileri tanıyor musunuz?

Evet, tanıyorum. Kitapta Eymen ismindeki futbolcu karakterini çok yakından tanıyorum. Zaten onun yönlendirmesiyle, “Deniz bence artık zamanı geldi. Bunu ölümsüzleştirelim” dediği noktada kaleme aldığım bir roman bu. Çünkü hikâyesini çok yakından biliyorum, bazı süreçlerine de şahitlik ettiğim dönemler vardı. Bu hikâyeyi herkesin bilmesi gerekiyordu. Ama kimsenin de bilmemesi gerekiyordu. Aslında tam olarak istediğimizi yaptık. Herkes öğrendi ama hiç kimse bilmiyor.

Karakter ismiyle Eymen, kitabı okuduktan sonra neler söyledi?

Kendisi şu an tüm Türkiye’nin tanıdığı, çok iyi bir futbolcu. Ben kitabı yazarken ona hiç okutmadım. Çok merak etti ve okumak da istedi ama asla göndermedim. “Kitap bittiği gün, sana getirdiğim gün birlikte okuyacağız” dedim. O anki duygularına şahitlik etmek istiyordum. Kitabın çıktığı ilk hafta onun yanına gittim. Yurt dışında bir kamptaydı. O hafta kitabı elime aldım ve hikâyenin gerçek sahibine okumaya gittim. Tabii çok şey değişti kitapta, yazarken mecburen bir şeyleri kurgulamak zorundasınız. Her şey orada yazıldığı gibi değil. Birlikte 2 gün bir odada kaldık ve o kitabı okuyup bitirdi. Çok kötü bir andı. Bilirsiniz, insan travmalarını tekrar anımsadığında tekrar aynı anksiyete durumları yaşanabiliyor. Onda da aynı durum oldu, tekrar yaşadı o anları. Tabii bunları aşmaya çalışan bir insanın tekrar aynı şeyleri yaşaması çok ağır bir travmaydı. Hastaneye gitmek zorunda kaldık, ufak bir panik atak söz konusu oldu. Tabiî ki olacak, çünkü çocukluğu var bu kitabın içinde, geçmişi var. Düşünsenize, bir insanın acılarını, geçmişini, çocukluğunu bir kitaba sığdırıp ona veriyorsunuz. Duygulu anlar yaşadık birlikte, ben de çok kötü oldum. Okuyan herkes çok kötü oluyor zaten. Bu kitapta yaşanabilecek tek duygu durumu ağlamak ve üzülmek, gülemezsiniz. Bu kitabı okuduktan sonra çok güldüm diyen olmadı ama intihardan vazgeçtim diyen oldu Yağmur Hanım. Bunu diyen birisi şu an benim yanımda çalışan bir personel. Onu çobanlık yaptığı yaşadığı köyden getirdim. Kendisi de hep söyler; “mağaradan rezidansa” diye. Onun da mottosu budur.

Eymen zor bir hayat yaşamış, şimdilerde biz kitaptan okuyoruz onun yaşadıklarını. Ama Eymen’in yaşadığı bu zor hayat size ilham olmuş, kitap çıktıktan sonra sizi seven büyük bir kitle kazandırmış, kalabalık imza günlerine sebep olmuş. Diyebilir miyiz, bazen en büyük trajediler en büyük esin kaynağı olur diye?

Çok sevdiğim bir yazarın sözüdür Yağmur Hanım; Bir ayağın çukurdaysa ötekine bas çık. Ben hep söylüyorum, bizim ayaklarımızın kırılması bizim düştüğümüz anlamına gelmez. Bizi kesmeleri gerek düşmemiz için. Dikkat edin, her başarılı insanın hayatında mutlak surette ciddi yere batışlar vardır, her biri onlardan beslenir.

Nelerden ilham alıyorsunuz?

Ben onun hayatını ele alarak bir hayat yaratmaktan ziyade, her zaman insanların gerçek hikâyelerinden esinlenmişimdir. Benim bu anlamda 2 yıldır devam ettirdiğim bir dernek faaliyetim var. Sesim Ol İstismarla Mücadele ve İyileştirme Derneği. Biz bu dernekle istismara uğrayan çocuklarımıza, tacize uğrayan kadınlarımıza yardım eli uzatıyoruz. Ben burada da çok farklı hikâyeler ile tanışıyorum ve hepsi gerçek. Benim hikâyelerim ilhamını yaşanmışlıklardan alıyor. Yaşanmışlıklar olmasa ben yazamam. Bunu yapan çok büyük yazarlarımız var, inanılmaz bir şey bu. Mesela Hakan Günday, Türk yazarlar arasında benim idolümdür. Londra’da bir sokağı yazdı ve gerçekten yazdığı sokağı inşa etmek zorunda kaldılar. Bu mükemmel bir şey. Ama bende de tam tersi, ben gerçekten besleniyorum. Mesela karşımdaki bir kadının yaşadığı acısını anlatması beni besliyor. İlham aldığım şey gerçek hikâyeler. Zaten çok var. Bugün haber ajansını açıp bana bir tane güzel haber okuyamazsınız.

Peki, ilacımız nedir?

İyileşmek ve barışmak. İnsan nasıl barışır, önce bu soruyu sormak ve bunun cevabını bulmak. Önce kimde? Kendimizde. Kiminle barışacağız? Kendimizle. Kendisiyle barışık ve kendisiyle mutlu olan insanın bir başkasıyla küsmesini bekleyemezsiniz. Bunların tamamı insanların birbiriyle olan gerginlikleri ve küslükleriyle ilerliyor. Sen kendini sevdiğin sürece kimsenin senden nefret etmesini bekleyemezsin. Ben bunu çok yaşıyorum, benden çok kişi nefret ediyor. Sebebini bilmiyorum ama hiç önemsemiyorum. Ben kendimi seviyorum çünkü. Burada ego ve megalomanlık arasındaki fark şu; sizce mesela, güneş sıcak, güneş insanları ısıtır mı? Evet; ısıtır, bu bir gerçektir. Peki, güneş “Arkadaşlar ben çok sıcağım, sizi ısıtıyorum” dediği noktada ukala olur mu? Olmaz, bu bir gerçek çünkü. Ben de bu düşüncedeyim. Ben ısıtıyorsam birilerini, insanlar benim yazdıklarımla ve söylediklerimle ısındıklarını ifade ediyorlarsa, diğerleri donarak ölmeyi tercih edebilirler.

Herkesin hayatında bir dönüm noktası vardır. Sizin hayatınızdaki dönüm noktanız nedir?

Bir televizyon haberiydi. Münevver Karabulut cinayeti, Cem Garipoğlu hikâyesi… Benim dönüm noktam oydu. Bu vahşete duyarsız kalamadım. Teyzem yanımdaydı ve o haber gelince değiştirmek istedi, 1 dakika dedim. Değiştirince bizden uzaklaşmayacak çünkü. Benim de bir ablam var, ablam da dışarıya çıktığında başına bir şey gelebilir. Evimize hırsız girmedikçe, başka bir yerden çaldığında o hırsız değil mi? İlla bizden bir şey çalmasına gerek var mıdır bir hırsızın hırsız olarak kabul edilmesi için? İnsanlar kendi başlarına gelmedikçe rahatsız olmuyorlar. Ben şunu dedim; ben bir bireyim ve bu bayrak altında hizmet ediyorsam, bir vatandaşsam benim sorumluluğum da bu kadınları, bu çocukları korumak ve bir şeylerin ucundan tutmak. Ve o günden beri istisnasız her faaliyetimde ve yazdıklarımda, her yerde vurguladım; benim rahatsızlığım buydu, çözüm yolu iyileşmekti. Önce kendimi iyileştirdim, sonra etrafımdakileri ve sonra da tüm toplumu iyileştirmek adına kendime yazarak, okuyarak, söyleyerek, seminerler vererek, röportajlar yaparak bir kariyer ve itibar yaratmaya çalışıyorum. Toplum olarak iyileştiğimiz zaman kimsenin kavga edeceğine inanmıyorum.

Yeni kitap ne zaman geliyor? Yine gerçek bir hikâye mi?

Gerçek bir hikâye değil, gerçek üç ayrı hikâye… Kitabın içeriği kadın cinayetleri, çocuk istismarları ve ensest ilişkiler. Kaçtığımız, bir türlü yüzleşemediğimiz ve uzaklaştığımız konular. Türkiye’de bu konuyla alakalı ele alınmış ilk roman olma özelliğini taşıyor. Görüştüğümüz ve prensipte anlaştığımız bir yayınevi var ama şu an için açıklamam çok doğru olmaz. Aslında her şeyde anlaştık şartlar dahil ama henüz bir imza atılmadığı için şimdilik söylemeyelim. Şunu söyleyebilirim, Türkiye’de belki de ilk üç yayınevi arasında zannımca en iyisidir. Onur ve şeref duyuyorum, umarım prensipte anlaştığımız gibi sözleşmede de anlaşarak iş birliğimizi ilan ederiz. Ocak ayında, yeni yıl ile birlikte tüm Türkiye’de raflarda yerimizi almayı planlıyoruz.

Yeni kitap size de bize de hediye olacak. Dilerim size de bize de şans getirsin. Hayal ettiğiniz bir hayatı mı yaşıyorsunuz şu an? Gerçekleştirmeyi beklediğiniz hayaller var mı?

Henüz değil. Ben 2035 yılında Birleşmiş Miletler ve NATO ortaklığıyla tüm dünyada cinsel istismar ve ensest ilişkiyi bitiren insan olarak tarihe iz bırakmayı hedefliyorum. Bu aslında bir hayal değil, bu bir plan. Ekip arkadaşlarıma söylüyorum hep, bizim hiçbir hayalimiz olamaz, bizim planlarımız olabilir ve zamanını bekleyebiliriz sadece. Biz Türkiye’nin değil, dünyanın en iyi ajansı olabiliriz ama bunun için zaman ve daha çok çalışmak gerekiyor diyorum. Bu da hayal değildir, zamanını bekleyen bir plandır. Bu plan gerçekleştiğinde, Sesim Ol İstismarla Mücadele ve İyileştirme Derneği olarak tüm dünyada bu cinayetleri, istismarları ve ilişkileri sonlandıran bir sivil toplum kuruluşu olarak tarihe iz bırakmayı hedefliyorum.

Yazarlık dışında ajansınız var ve başarılı bir iş insanısınız. Bu alanda neler yapıyorsunuz?

Yazarlık dışında bir reklam ajansım var, Dijital Asansör. A’dan Z’ye bir markanın ya da kişinin ihtiyaç duyabileceği tüm marketing ve reklamlama, strateji ve algı yönetimi, basın medya ve PR gibi tüm konularda hizmet sunabiliyoruz. Ağırlıklı prodüksiyon ajansı olarak çalışıyoruz. Türkiye’nin en iyi markalarıyla iş birliklerimiz var. İyi bir ekibimiz var, hepsini çok seviyorum, aile gibiyiz artık. Toplam 11 personel olduk ve büyüyoruz.

Sizin gibi kariyer sahibi olmak isteyen genç arkadaşlarımıza neler önerirsiniz? Siz de çok gençsiniz ama çok güzel bir başarılı yolculuğunuz var.

Genelde pes etmeyin denir. Ama ben bunu söylemeyeceğim. Yola çıktıkları anda, kulaklarını kapatıp kimseyi duymasınlar. Çünkü kimse doğruları söylemeyecek. Kimse onun başarılı olmasını istemeyecek. Kendisini dinlesin. Doğrusuyla yanlışıyla, sonucu ne olursa olsun, pişman olmayacak çünkü ben karar verdim diyecek. Onlara verebileceğim tek ve en iyi tavsiyem bu. Ben hep şunu söylerim; yolun da bir önemi yok, nereye vardığının da bir önemi yok, adım atmak önemli. Yürüyen adam duran adamı geçer, koşan adam da yürüyen adamı geçer, duran adamı kim geçer? Geriye doğru yürüyen adam geçer. Geriye doğru yürüyen adamı da geriye doğru koşan adam geçer. O halde adım atmak, varmaktan daha değerli.

Sohbetiniz için çok teşekkür ederim, sizi tanıdığım için çok mutlu oldum. Son olarak neler söylemek istersiniz?

Ben çok teşekkür ederim. Kendilerini sevsinler, sarılsınlar kendilerine, kendilerini öpsünler. Şaka yapmıyorum. Bunu gerçekten yapsınlar. Ben yapabiliyorum, kendimle sevgili olmayı becerebiliyorum, kendimle yemeğe çıkıyorum, her akşam kendimle uyuyorum. Böylece bir başkasına ihtiyaç duymamayı öğreniyorsunuz. İlk kez benimle bu röportajda karşılaşan her insana da söyleyeceğim tek şey; kendilerini sevsinler ama âşık olmasınlar.

Röportaj: Yağmur Tanyıldız

Читайте на 123ru.net


Новости 24/7 DirectAdvert - доход для вашего сайта



Частные объявления в Вашем городе, в Вашем регионе и в России



Smi24.net — ежеминутные новости с ежедневным архивом. Только у нас — все главные новости дня без политической цензуры. "123 Новости" — абсолютно все точки зрения, трезвая аналитика, цивилизованные споры и обсуждения без взаимных обвинений и оскорблений. Помните, что не у всех точка зрения совпадает с Вашей. Уважайте мнение других, даже если Вы отстаиваете свой взгляд и свою позицию. Smi24.net — облегчённая версия старейшего обозревателя новостей 123ru.net. Мы не навязываем Вам своё видение, мы даём Вам срез событий дня без цензуры и без купюр. Новости, какие они есть —онлайн с поминутным архивом по всем городам и регионам России, Украины, Белоруссии и Абхазии. Smi24.net — живые новости в живом эфире! Быстрый поиск от Smi24.net — это не только возможность первым узнать, но и преимущество сообщить срочные новости мгновенно на любом языке мира и быть услышанным тут же. В любую минуту Вы можете добавить свою новость - здесь.




Новости от наших партнёров в Вашем городе

Ria.city

Евгений Люлин принял участие в торжествах в День народного единства

Ковальчук указал на самодостаточность России и ее превосходство по ресурсам

В Щелкове высадили красные канадские дубы в честь Дня народного единства

В Москве всех мигрантов поставят на электронный учет

Музыкальные новости

Бизнес Поморья приглашают на крупнейшую выставку техники для активного отдыха

Петросян в Comedy Club и конфликт в шоу «Вызов»: что смотреть на ТНТ в выходные

Футболисты «Спартака» и ЦСКА устроили массовую драку на поле

"Торпедо" - "Динамо Москва" 4 ноября: где смотреть трансляцию матча

Новости России

За сутки жители Тульской области подали 30 жалоб в Информационный центр СК России

Ковальчук указал на самодостаточность России и ее превосходство по ресурсам

В Москве всех мигрантов поставят на электронный учет

В Щелкове высадили красные канадские дубы в честь Дня народного единства

Экология в России и мире

В международный день врача прошла премия THE MEDICAL STARS AND BEAUTY AWARDS

Романтика знаков зодиака

Участники акции «Green Drive» этим летом собрали более 200 тонн мусора

На старт, внимание, марш: в Ростове-на-Дону состоялся XXXVIII «Донской марафон»

Спорт в России и мире

Российская теннисистка Шнайдер вышла в финал турнира WTA-250 в Гонконге

Вероника Кудерметова и Чань Хаочин проиграли на старте Итогового турнира WTA

Париж (ATP). 1/4 финала. Хачанов сыграет с Димитровым, Зверев – с Циципасом, Руне встретится с де Минауром, Эмбер – с Томпсоном

Арина Соболенко уверенной победой стартовала на Итоговом турнире WTA

Moscow.media

Свыше 6,5 тысячи жителей Москвы и Московской области получили справки о статусе предпенсионера в клиентских службах регионального Отделения СФР и МФЦ

Всемирный день городов: «Грузовичкоф» расширяет горизонты

Монумент "Рабочий и колхозница"

В Екатеринбурге по программе КРТ снесут еще два бомбоубежища











Топ новостей на этот час

Rss.plus






В Щелкове высадили красные канадские дубы в честь Дня народного единства

Евгений Люлин принял участие в торжествах в День народного единства

В Москве горит чердак Доходного дома им. Коровина, где жил писатель Антон Чехов

«Большие заделы и динамика»: на развитие науки Татарстана хотят направить 22 млрд рублей