Ortadoğu’ya korku salan DEAŞ militanları, bir kadını esir alır. Karısının serbest kalması için Ahmet’in para bulması gerekmektedir. Parayı bulmak için gideceği yollarda kahramanımızı bir tarafta Özgür Suriye Ordusu’nun askerleri, diğer tarafta rejimin askerleri, alternatif başka bir yolda Amerika destekli YPG militanları, diğerinde ise Şii milisler karşılayacaktır. Yaşarken bir insanın karşılaşabileceği cehennem, tam da burası olsa gerek. Derviş Zaim’in bu akşam vizyona girecek yeni filmi Flaşbellek’ten söz ediyoruz.
Aslen Suriyeli olan ama İtalya’da yaşayan Sara El Debuch, savaşı yaşamadığı için kendisini şanslı hissettiğini ama bu filmi çekerken savaşı tam anlamıyla hissettiğini ifade ediyor. Debuch, “İlk kez Türkiye’de çalıştım ve bir sürü yeni yer gördüm. Çok da önemli bir yönetmenle çalıştım, o yüzden güzel bir tecrübeydi. Benim karakterim zordu, çünkü hem kendi karakterimin hem de filmde konuşmayan Ahmet’in karakterinin sorumluluğunu taşıyordum. En zor sahne Ahmet’le birlikte sniperlerdan kaçma sahnemiz oldu. İnsanlar vuruluyordu ve bizim vurulmadan geçmemiz gerekiyordu. Gerçek sniper olduğunu hayal ederek onlardan kaçtık” diye anlatıyor film çekimlerinde yaşadıklarını.
Suriye’deki dramı ne Türkiye’de yaşayanlar ne de dünya tam anlamıyla biliyor. Derviş Zaim de orada yaşananları duyurmak için kolları sıvamış. Zaim, “Suriye’de esinlendiğim hikâyeler oldu. Çok okudum, çok dinledim, gerçek bir karaktere ve gerçek bir olaya dayandırdım ana kahramanın hikâyesini. Ama onu başka insanların yaşanmışlıklarıyla harmanladım. Ayrıca Arap kültürünün önemli bileşenlerinden biri olan Binbir Gece Masalları’nı da bir örüntü olarak filmin içerisine yerleştirdim. Amacım, orada neler olduğuna ilişkin insani bir hikâye ortaya koymak ve izleyenlerin kendilerini orada yaşayanların yerine koymasını sağlamaya çalışmaktı” diye anlatıyor.