Allah selamet versin, şimdi ne yapıyor bilmiyorum ama vaktiyle TV'lerde program yapan “ileri sürüş teknikleri uzmanı” Demir Bükey vardı ve ondan duymuştum. Şöyle bir şeydi: “Araç kontrolden çıkarken ne yaptıysanız, tekrar kontrol altına almak için tam tersini yapmak zorundasınız.” Kulağa küpelik olan ve sadece sürücülükte değil hayatın her alanında geçerli bir yöntem olabilir bu.
Başbakan Davutoğlu'nun Mardin'de açıkladığı 10 maddelik eylem planını okurken aklıma bu teknik geldi. Demek ki, en az 10 maddelik yanlış yapılmıştı bugüne kadar. Şüphesiz yaşanan sıkıntıların tamamını mevcut hükümete yüklemek insafsızlıktır ve rasyonel olmayacaktır. Lakin son dönem icraatlarına bakıldığında mevcut idarecilerin de en az geçmiş kadar hatalı politikalar uyguladığını ve durumun içinden çıkılmaz bir hal almasına azımsanmayacak bir katkıda bulunduğunun da itirafı gibiydi bu 10 madde. Belki 200 yıllık hataların en az 10 tanesinin itirafı mahiyetinde bir eylem planı. Demir Bükey'in sürücüler için altın değerindeki nasihatlerinden biri de şuydu: “Taşıtınızı hareket ettirirken, mekanik vitesten önce beyninizi sağduyu vitesine geçirin!”
Türkiye nicedir, sağduyu yerine hırsın, nefretin, ikbal kaygısının en yüksek vitesinde savrularak yol alıyor. Bu nedenle Başbakan'ın söyledikleri pek çok açıdan temkinle yaklaşılacak şeyler olsa da değerli kanaatimce. Ancak çözüm planının maddelerine bakılınca yapılan yanlış ve vahim hataların toplu gösterimi gibi olduğunu da görmek mümkün. Örneğin, Davutoğlu'nun “Herkesi muhatap alacağız ama elinde silah olanı muhatap almayacağız” cümlesinin, vaktiyle böyle bir şey yapıldığının itirafı gibi. Hatırlarsınız, bu cümleyi birkaç yıl önce söyleyenler, kardeşlik düşmanı, çözüm sürecinin baltalayıcısı olarak linç ediliyordu. Keza, “Millet ve devlet arasındaki farklar tümüyle ortadan kalkacak, birleştirici, bütünleştirici millet anlayışı ve insan odaklı devlet anlayışını yerleştireceğiz.” cümlesinin sadece son hükümet değil, neredeyse bugüne kadar bütün hükümetlerin uyguladığı yanlış politikalarının neticesi olmadığını kim söyleyebilir?
Hatırlayalım Bükey Hoca'nın prensibini; “araç savrulurken yapılan hatanın tam tersini yapmalısınız!”
“Sur'u yeniden inşa edeceğiz”in ne anlama geldiğini sadece bölge halkı değil bütün ülke biliyor aslında. Birkaç aydan beri, sadece şiddetin hâkim olduğu bir çözüm uygulanıyor bölgede. Sur'da yaşayan vatandaşlar, “Ceketimizi bile almadan çıktık. Şimdi evimiz yerinde mi onu bile bilmiyoruz” demişti. Yeniden inşa demek, “oraları yerle bir olmuş”un farklı ifadesi anlamına geliyor haliyle.
En çok can yakan, yürek burkan maddelerden biri de, “komşu ülkelerle ortak ruh” meselesi. Malum bir dönem “sıfır sorun” pek bir moda söylemdi ama memleketin sadece içerisi değil, neredeyse dört bir yanı sorunlarla donatıldı. Başbakan, barıştan, kardeşlikten bahsediyor ama havuza yansıyanlara bakıldığında alttan alta bir savaş ve komşu ülkelere müdahale hazırlıkları da var gibi. Yeni bir iletişim dilinin inşa edilmesi, derdi olanın kendini demokratik ve yasal ortamlarda ifade edebilmesi gibi maddeler ise muhalif olan her sesin anında hain ve düşman olarak ilan edilme politikasının itirafı gibi. Bırakınız Kürt siyasetçileri ya da başka partilerin siyasi temsilcilerinin anında linç edilmesini, Arınç gibi, kendi içlerindeki önemli isimlerin bile tek bir cümlesinden sonra hain rafına özenle yerleştirilip topa tutulduğu bir dönemde bu maddeler nasıl uygulanacak kimse bilmiyor.
Sözü yine Demir Bükey'den bir cümle ile bitirelim: “Bir probleme girmemek, girdikten sonra çözmeye çalışmaktan çok daha kolaydır!”