TRT Haber'in aktardığına göre, Almanya ve Fransa gibi ülkelerde son 10 yılda sokakta ya da geçici bakım evlerinde kalanların sayısı iki katına ulaştı.
FEANTSA (Evsizlerle Çalışan Ulusal Örgütler Avrupa Federasyonu), Fondation Abbe Pierre'in raporu ve Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü (OECD) raporlarına göre, evsizlik geçtiğimiz yıl Avrupa'nın birçok yerinde artmaya devam etti ve bazı ülkelerde dramatik artışlar yaşandı.
Bu büyüme kısmen k bağlanıyor. Evsizliğin önemli bir kısmı, bireylerin arkadaş veya aileleriyle birlikte kalma, aşırı kalabalık ve güvenli olmayan ortamlarda yaşama gibi geçici, güvencesiz koşullarda yaşamaları nedeniyle "gizli" kalıyor. Bu gizli evsizliği ölçmek zor ancak önemli bir parçası.
Raporlara göre, göçmenler, kadınlar ve gençler de dahil olmak üzere belirli demografik gruplar evsizlikten orantısız bir şekilde etkileniyor. Özellikle göçmenler, konut ve sosyal hizmetlere erişimde sistemik engellerle karşı karşıya ve bu da onları evsiz kalma riskine daha fazla sokuyor. Benzer şekilde, genellikle aile içi şiddet mağduru olan kadınlar ve koruyucu bakım veya diğer devlet sistemlerinden çıkan gençler giderek evsiz nüfusun bir parçası haline geliyor.
FEANTSA raporuna göre, Avrupa ülkelerinin evsizlikle başa çıkma biçimlerindeki çarpıcı farklılıklar vurgulanıyor. Finlandiya gibi bazı ülkeler, Housing First modelini uygulayarak ve uygun fiyatlı konutlara yatırım yaparak önemli ilerlemeler kaydetti. Finlandiya'nın başarısı, evsizliğin, tüm çabalara rağmen arttığı Fransa ve İngiltere gibi ülkelerle tezat oluşturuyor.
Kuzey ve Batı Avrupa ülkeleri genellikle daha sağlam sosyal güvenlik ağlarına sahip ve evsizliği azaltmada daha etkililer. Ancak Güney ve Doğu Avrupa ülkeleri genellikle daha zayıf refah sistemleri, ekonomik istikrarsızlık ve yetersiz konut altyapısı nedeniyle zorluk çekiyor. Raporda, bu bölgelerde kalıcı ilerlemeyi sağlamak için hem kamu hem de özel sektörleri içeren daha kapsamlı bir yaklaşımın gerekli olduğu belirtiliyor.
İngiltere, Avrupa kıtasında evsizlik oranının en yüksek olduğu ülke. Sokaklarda yatanlar veya acil barınma yerlerinde kalanlar da dahil her 10 bin kişiden 43'ü evsiz.
AB içinde, Fransa her 10 bin kişide 30,7 evsiz ile en yüksek evsiz sayısına sahip, bunu Çekya (28,4), Almanya (25,8) ve İrlanda (25,3) takip ediyor. İspanya'nın durumu biraz daha iyi (5,4) ve İskandinav ülkeleri de nispeten daha düşük evsizlik oranları bildirdi.
Fransa'da yaklaşık 330 bin evsiz bulunuyor ve 14,8 milyon kişi barınma sıkıntısı çekiyor. Evsizler, genellikle Paris, Lille ve Strazburg gibi büyük şehirlerde sokaklarda yaşıyor. Artan kira fiyatları ve büyük kentlerde yeterli sayıda kiralık ev olmaması, barınma sorununun başlıca nedenleri arasında yer alıyor.
Bunlardan 200 bini acil konaklama yerlerinde, 110 bini geçici sığınma merkezlerinde tutulurken, 27 bini sokak, metro, çadır veya arabalarda uyumak zorunda kalıyor.
Evsiz ölümlerini takip eden kar amacı gütmeyen Les Morts de la Rue, 2023 yılında Fransa sokaklarında rekor sayıda 735 evsizin öldüğünü söyledi. Bu sene bu sayının daha da artması bekleniyor. Grup, yetkilileri ve halkı krizi görmezden gelmekle suçluyor ve bu ölü sayısının Fransa genelindeki evsizlerin karşılaştığı mücadelelere karşı yaygın bir ilgisizliği yansıttığını söylüyor.
Les Morts de la Rue ayrıca hayatını kaybedenlerin yaş ortalamasının 49 olduğunu, yani genel nüfustan yaklaşık 30 yaş daha genç olduğunu vurguladı. Ölümlerin büyük çoğunluğu erkeklerden oluşuyor ancak kadınların oranı da artıyor. Ölümlerin yaklaşık üçte biri kamusal alanlarda gerçekleşirken, bunu önceki yıllara göre artış gösteren bakım merkezleri takip ediyor. Bu da evsiz insanların bakıma ulaşmaya çalışırken veya yaşamlarının sonuna geldiklerinde bakım alırken karşılaştıkları zorluğun bir göstergesi. Ölümlerin yaklaşık yüzde 22'si ulaşım kazaları veya saldırı gibi dış nedenlerden kaynaklanırken, ölümlerin yüzde birinden azı alkol veya uyuşturucu tüketimiyle bağlantılıydı.
Brüksel'de evsizlerle ilgili çalışan şemsiye kuruluş niteliğindeki "Bruss'help" tarafından yapılan açıklamaya göre, Brüksel sokaklarında yaklaşık 10 bin evsiz yaşıyor. Buna karşın kentte yalnızca 3 bin 250 kişilik acil durum barınağı mevcut. Bruss'help çatısında faaliyet gösteren kuruluşlar, barınak sayısının artırılmasını istiyor.
Kış tedbirleri kapsamında alınan önlemlerden bazıları uygulanmaya başlandı.
Merkez ilçelerden Schaerbeek'teki bir otel, 104 yataklı evsiz barınma merkezine çevrildi. Yataklardan 14'üne bekar erkekler, 90'ına ise aileler yerleştirildi. Brüksel'e bağlı 19 belediyenin 12'sinde ise yemek ve giyim dağıtımı gibi hizmetler başladı. Bruss'help, bunların yeterli olmadığını, 3 bin 250 kişilik yerin 1000 kadarının halihazırda sığınmacılara ayrıldığını vurguluyor. Belçika'da evsizleri dondurucu soğuktan korumak için "Aşırı Soğuk Planı" isimli bir hükümet önlemi bulunuyor ancak bu yalnızca sıfırın altında 4 derecelik soğuklarda devreye koyuluyor. Bu plan, etkinleştirildiğinde ise yalnızca 160 ek acil barınak yeri sağlanıyor.
Bruss'help yetkilisi Eva Salman daha önce yaptığı açıklamada, evsiz sayısının 2020 sayımında 5 bin 131 olarak belirlendiğini bildirmişti. Son 4 yılda sayının ikiye katlanması dikkati çekti. Mayıs ayında ulusal medyada yer alan haberlerde yaklaşık 7 bin sayısı ifade ediliyordu.
Brüksel'deki evsizlerin çoğunu ülkeye yasal olmayan yollardan giriş yapmış, yıllardır oturum ve çalışma izni olmaksızın yaşayan ve "kağıtsız" (sans papier) olarak adlandırılan kişiler oluşturuyor.
İtalya’da yaklaşık 96 bin kişinin evsiz olduğu tahmin ediliyor. Bu sayı, 10 yıl öncesine kıyasla yüzde 30’luk bir artışı temsil ediyor. Evsizlik, özellikle turistik şehirlerde yoğunlaşıyor. Sadece Roma bölgesinde 2 bin 204 evsiz var, çoğu İtalyan uyruklu ve ortalama yaşları 45.
İspanya, 2008 ekonomik krizinden bu yana artan bir evsizlik oranıyla mücadele ediyor ve ülkede yaklaşık 33 bin evsiz olduğu tahmin ediliyor. İspanya Merkez Bankası raporuna göre ise, kiralık konutlarda yaşayan insanların yaklaşık yüzde 45'i yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında bulunuyor. Bu oran Avrupa'nın en yüksek oranı.
Avrupa Komisyonu, son on yılda Avrupa genelinde evsizliğin önemli ölçüde arttığını, ancak İspanya'daki sorunun boyutunun, genç İspanyolların daha uzun süre ebeveynleriyle yaşamayı tercih etmesiyle maskelendiğini söyledi. 18-34 yaş aralığındaki nüfusun yüzde 60'tan fazlası aile evinde yaşıyor ve İspanya, 2008-2022 yılları arasında büyük Avrupa ekonomileri arasında ebeveynleriyle yaşayan gençlerin oranının en hızlı arttığı ülke oldu.
Hollanda’da resmi olarak 30 bin üzerinde evsiz bulunmasına rağmen, bu rakamın çok daha yüksek olduğu düşünülüyor. Sokakta yaşayan genç evsizlerin sayısı da artış gösteriyor. Evsiz insanlar çoğunlukla Amsterdam, Rotterdam, Lahey ve Utrecht'te yaşıyor ve bunların büyük çoğunluğu erkek. Evsizlerin üçte biri 18-30 yaş aralığında.
Doğu Avrupa ülkelerinde evsizlik, genellikle Batı Avrupa’daki kadar görünür değil ancak sorun daha derin. Polonya'da 30 binin üzerinde evsiz bulunmakta ve bunların çoğu sosyal yardım ağlarından yoksun.
Macaristan'daki yetkililer evsiz insanlarla ilgili nüfus sayımı verilerini toplamaya başladı ve Budapeşte sokaklarında her gün bin ila bin 500 kişinin gecelediğini tahmin ediyor. Bunlardan yaklaşık 5 bininin pansiyonlarda gecelediği, çoğunun ise yalnızca bir gece kalmaya yetecek parası olduğu tahmin ediliyor.
Ülkedeki sivil toplum kuruluşları, Macaristan'ın soğuk kışlarında, dışarıdaki sıcaklığın düzenli olarak 0 dereceye ulaştığı dönemlerde evsizlerin daha fazla risk altında olduğunu söylüyor.
İskandinav ülkeleri, evsizliği önlemek için kapsamlı sosyal politikalar uyguluyor. Ancak yine de sorun tam anlamıyla çözülmüş değil.
5 bin civarında evsiz var ve bu rakam nüfusuna oranla yüksek sayılabilir.
Evsizlerin yüzde 50’si göçmenlerden oluşuyor.
“Konut Önce” (Housing First) programı, evsizlerin sayısını 10 yıl içinde yüzde 40 azalttı.