Isparta'nın Yalvaç ilçesinde 2017 yılında çalınan , Ankara'da polis kontrol noktasında ele geçirildi. Gözaltına alınan 3 şüpheliden 1'i, heykelin kendisine, verildiğini öne sürerken, diğerleri de eseri müzeye teslim etmek istedikleri için Ankara'ya geldiklerini iddia etti. 3 şüpheli, '2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununa aykırılık' suçundan tutuklandı.
Ankara'nın Gölbaşı ilçesindeki 22 Kasım'da polis kontrol noktasında, içinde 3 kişinin bulunduğu araç durdurularak arama yapıldı. Araçta 6'ncı yüzyıldan kalma rahip heykeli bulundu. 70 santim boyundaki 1500 yıllık heykelin ortaya çıktı. Tarihi heykele el konulurken, araçta bulunan Mustafa Küçük, Hasan Kafaoğlu ve Mustafa Kara gözaltına alındı. Şüpheliler, sevk edildikleri nöbetçi hakimlikçe '2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununa aykırılık'
Tarihi heykel, 31 Aralık 2010 tarihinde Nevşehir'den Yalvaç'a tarihi eser satmaya geldiği belirlenen 4 kişinin Eğirler köyü yakınlarında durdurulmasıyla ele geçirilmişti.
Şüpheliler, nöbetçi mahkemedeki ifadelerinde Şüphelilerden Mustafa Küçük, geçimini gübre ve asit işi yaparak sağladığını belirterek, "Aynı işi yapmam sebebiyle yaklaşık bir yıldır tanıdığım Nuh isimli arkadaşım, oğluma düğün hediyesi olabileceğini düşünerek bana kendisinde bulunan heykeli almamı söyledi. Karşılığında herhangi bir ücret talep etmedi, heykeli satabilirsem satmamı, satamazsam müzeye teslim etmemi söyledi. Ben de teklifini kabul ettim. Akabinde internette arattığımda, bana verdiği heykelin 1500 yıllık papaz heykeli olduğunu ve çalındığını, yani tarihi eser olduğunu öğrendim. Define işiyle uğraşan birkaç arkadaşa satıp satamayacağımı sordum; ancak satamayacağımı beyan ettiler. Ben de akabinde Ankara Müzesi'ne teslim etmeye karar verdim. Zaten Ankara'ya geldiğimizde de yakalandık. Çevirme sırasında heykelin üzeri kapalı yahut saklanmış vaziyette değildi; atılı suçlamayı kabul etmem" dedi.
Şüpheli Hasan Kafaoğlu ise nakliyecilik işiyle uğraştığını belirterek, "21 Kasım'da yaklaşık 10-15 yıldır aynı sektörde çalışmamız sebebiyle tanıdığım Mustafa Küçük isimli arkadaşım beni arayarak, Ankara'da ismini söylemediği bir müzeye malzeme taşınması karşılığı bana 5 bin TL ücret teklif etti. Ben de kabul ettim. Taşınacak malzemenin ne olduğunu sormadım, tarihi eser olduğunu bilmiyordum, sonradan öğrendim. Bilseydim taşımazdım, pişmanım" diye konuştu.
Şüpheli Mustafa Kara da ifade ederek, "Yaklaşık 5-6 yıldır evimin deterjan malzemelerini karşılamak amacıyla tanıştığım Hasan Kafaoğlu isimli arkadaşım olay tarihinde beni arayarak yanına çağırdı. Gittiğimde yanında daha önceden tanımadığım Mustafa Küçük isimli arkadaşı da vardı. Bana tarihi eser olan bir taşı müzeye birlikte taşımayı teklif ettiler. Karşılığında Ankara Müze Müdürlüğü ne kadar para verirse kabul edeceğimi beyan ettim. Onun dışında herhangi bir para talep etmedim. Tarihi eserin gerekli izinlerinin olup olmadığını sordum; ancak Konya'da bir arkadaşından geldiğini, Ankara'da bir müzeye teslim etmek istediklerini beyan ettiler. Zaten tarihi eser olan taşı satacak olsak Ankara'ya gelmezdik. Ben tarihi eser kaçakçılığı yapmadım; böyle bir niyetim olsaydı, taşı Ankara Müzesi'ne getirmeye kalkışmazdım, Konya'da satardım. Bizim niyetimiz tarihi eseri müze müdürlüğüne teslim etmekti" ifadelerini kullandı.
Olayla ilgili savcılık tarafından başlatılan soruşturma sürdürülüyor.