Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında toplanan Kabine Toplantısı sona erdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen ve dört saat süren toplantının ardından açıklamalarda bulundu.
Konuşmasında Golan Tepeleri'ni işgal eden İsrail'in fırsatçılığa giriştiğini ifade eden Erdoğan, terör devletinin er ya da geç işgal ettiği topraklardan çekileceğini söyledi.
İsrail'in Gazze'deki katliamlarını hatırlatan Erdoğan, "Netanyahu'nun tuttuğu yol, yol değildir. Daha çok kan dökerek varılacak yer sadece daha fazla güvensizliktir. İsrail'de şayet bir devlet aklı varsa bunu ne kadar erken idrak ederlerse o kadar iyi olacaktır." dedi.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi.
Muğla'da ambulans helikopterin hastane binasına çarparak düşmesi sonucu vefat eden 2 pilot, 1 hekim ve 1 sağlık personeline Allah'tan rahmet niyaz eden Erdoğan, şehitlerin ailelerine ve yakınlarına sabır diledi.
Erdoğan, dün Sarıkamış Harekatı'nın 110'uncu yıl dönümü olduğunu anımsatarak, "Aralarında merhum büyük dedemin de olduğu Sarıkamış şehitlerimize ve gazilerimize bir kez daha Cenab-ı Mevla'dan rahmet diliyorum. Allahuekber ve Soğanlı Dağlarında vatan savunması esnasında kar çiçekleri gibi toprağa düşen kahramanları minnetle yad ediyor, Rabb'im asil ruhlarını şad, mekanlarını cennet eylesin." ifadelerini kullandı.
Bugün 2024 yılının son Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı'nı gerçekleştirdiklerini belirten Erdoğan, şu bilgileri verdi:
"Kabine toplantımızda dış politikadan ekonomiye, sanayi ve teknoloji alanındaki atılımlarımızdan göçün idaresine kadar birçok konuyu masaya yatırdık. Bakan arkadaşlarımız yaptıkları sunumlarla hem son iki haftayı etraflıca değerlendirdiler hem de önümüzdeki döneme dair talimatlarımızı aldılar. Her zaman altını çizdiğim gibi biz 'Hesaba çekilmeden önce nefsinizi hesaba çekin' ikazını rehber edinmiş bir kadroyuz. 2024 yılını tamamlarken, bir taraftan yaptıklarımızı ve yapamadıklarımızı en objektif şekilde sorguluyor, diğer taraftan da gelecek yıla dair yol haritalarımızı tekemmül ettiriyoruz. Bugünkü kabine toplantımızda da bu hassasiyetimiz tecessüm etmiştir. Şunu bir defa vurgulamak isterim. Biz bugüne kadar hep kendimizle yarıştık, çıtayı daima yukarıya taşıdık. Şimdi de hedeflerimiz doğrultusunda azim, cesaret ve sabırla ilerliyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti'nin 23'üncü, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin 7'nci, Türkiye Yüzyılı'nın 2'nci bütçesini 17 Ekim'de Gazi Meclis'in takdirine sunduklarını anımsatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ve 2023 yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu tekliflerimiz cumartesi günü Genel Kurul'da 317 'evet' oyuyla kabul edildi. 2025 bütçesinin ülkemiz, milletimiz ve ekonomimiz için hayırlara vesile olmasını yüce Allah'tan niyaz ediyorum. 2025 bütçesinin en temel vasfı, ülkemizin 22 yıllık kazanımlarını perçinleyen yatırımları, ekonomik istikrarı ve sosyal refahı önceleyen bir bütçe olmasıdır. Gerek Cumhurbaşkanı Yardımcımız (Cevdet Yılmaz) gerek Hazine ve Maliye Bakanı'mız (Mehmet Şimşek) bütçenin detaylarını ve hedeflerini derli toplu bir şekilde anlattı. 2025 yılı bütçesine 'Halkın bütçesi değil' diyenlere sadece şu rakamları hatırlatmak istiyorum. Mayıs ayında başlayan dezenflasyon süreci inşallah 2025 yılında ivmelenerek devam edecek. Rekabet kurallarını ihlal ederek veya söylentiler yayarak enflasyonu körükleyen fırsatçılarla mücadelemizde yeni yılda daha kararlı olacağız."
6 Şubat depremlerinin yaralarını sarmanın 2 yıldır gündemlerinin ilk sırasında yer aldığını vurgulayan Erdoğan, "2023 ve 2024 yılında bu amaçla günümüz fiyatlarıyla toplam 2,6 trilyon lira para harcadık. Yani bugünkü kurla 75 milyar dolarlık harcama yaptık. Deprem yatırımları gündemimizdeki yerini 2025 yılı bütçesinde de koruyor. Deprem bölgesini inşa ve ihya faaliyetlerimiz kapsamında toplam 584 milyar lira ayırdık. Deprem turistleri ne yaparsa yapsın biz en son hak sahibi vatandaşımız da güvenli yuvasına ve ticarethanesine kavuşana kadar durmadan dinlenmeden çalışacağız." diye konuştu.
Erdoğan, 2002'den beri hazırladıkları tüm bütçelerde sosyal devlet ilkesini hayata geçirmeye özel önem verdiklerini dile getirerek, şunları söyledi:
"Halkın kaynaklarını, toplumun çeperlerinden başlayarak halkımızın tamamı için kullandık. 2025 yılında da ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızı gözetmeyi sürdüreceğiz. Bu kapsamda sosyal yardımlar için ayırdığımız rakam 651 milyar liradır. Enerjide vatandaşımıza verdiğimiz destekleri emeklilerle olan buluşmamızda genel hatlarıyla paylaşmıştım. Bakınız 2002'de asgari ücretli bir kardeşimiz evinde kullandığı 200 kilovatsaat elektrik için aylığının yüzde 20'sini, 100 metreküp doğal gaz için ise yüzde 26'sını ayırmak mecburiyetindeydi. Bugün aynı miktar elektrik için aylığının yüzde 2,4'ünü, doğal gaz için yüzde 5,6'sını ayırması yeterlidir. En düşük emekli aylığı alan vatandaşımız 2002'de elektriğe maaşının yüzde 15,3'ünü, doğal gazda yüzde 19,3'ünü harcıyordu. Şimdi bu oranlar elektrikte yüzde 3,3'e, doğal gazda yüzde 7,7'ye geriledi. 2024'te vatandaşlarımızın her 100 liralık doğal gaz faturasının 65 lirasını, 100 liralık elektrik faturasının 60 lirasını biz üstlendik."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Enerji desteği olarak 2025 yılında bütçeden 472 milyar lira kaynak tahsis ettik. 'Suyun fiyatını indireceğiz' vaadiyle göreve gelip, son 5 yılda suya yüzde 100'ün üzerinde zam yapanlar özellikle bu söylediklerimizi mahcubiyetle not etmelidir. Birçok şehrimizde vatandaşlarımızın su faturaları elektrik faturalarından daha yüksek geliyor. Bunun takdirini milletimizin yaptığına ve yapacağına inanıyorum. Diğer başlıklarda da vatandaş odaklı bir anlayışla bütçemizi şekillendirdik. 2025 bütçemizde istihdama ve üretime 2,6 trilyon liradan fazla kaynak ayırdık. Yatırımlar için tahsis ettiğimiz tutar ise 1 trilyon 568 milyar liradır. 2025 yılı boyunca da çiftçimize, esnafımıza, sanayicimize, ihracatçımıza yönelik desteklerimizi sürdüreceğiz."
"Bizim 22 yıldır durduğumuz yer bellidir. Biz, kaderini ülkenin ve milletin kaderiyle özdeşleştirmiş bir hükümetiz." ifadesini kullanan Erdoğan, sessiz yığınların sesi, kimsesizlerin kimsesi olmak için çıktıkları yolda 22 yıldır sendelemeden yürüdüklerini, bundan sonra da çizgilerinde en ufak değişiklik olmayacağını söyledi.
Yaşadıkları bir hayal kırıklığını ifade etmek zorunda olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Biz istiyoruz ki dünya ve Türkiye değişirken, muhalefet partileri de kendini değiştirsin, yenilesin, güncellesin. Hadi zihniyet değişmiyor, bari en azından üslup değişsin, tarz değişsin, söylem değişsin. İktidara geldiğimiz günden bu yana hep böyle bir muhalefet özlemi, böyle bir muhalefet arayışı içinde olduk ancak her defasında muhalefete dair acı gerçeklerin sert duvarına çarptık. Dünyayı takip eden, gelişmeleri doğru okuyan, ülkeye ve millete ufuk çizen, hepsinden öte sözünün ağırlığı olan bir muhalefet henüz ülkemizde neşvünema bulmadı. Muhalefet, daha önceki görüşmelerde yaptığı gibi, maalesef 2025 bütçesi görüşmelerinde de katkı sunmak, yapıcı eleştiride bulunmak yerine görüşmeleri sabote etmeyi, kışkırtmayı, komisyon aşamasından Genel Kurula kadar tüm süreci terörize etmeyi tercih etmiştir. Son bütçe görüşmelerinde de afaki söylemler, ucuz polemikler, buram buram provokasyon kokan açıklamalar dışında hiçbir şey göremedim. Yıllar geçiyor, isimler değişiyor, liderlik koltuğunda oturanlar değişiyor, ana muhalefetin siyaset tarzında zerre miskal tekamül yaşanmıyor. Böyle gelmiş ama artık böyle gitmesin diyoruz. 2025 yılının muhalefet zihniyetinde ve tarzında asgari düzeyde de olsa bir iyileşmeye kapı aralamasını ümit ediyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı başta olmak üzere bütçe ve kesin hesap kanunu tekliflerinin hazırlanmasında emeği geçen tüm kamu kurum ve kuruluşlarını tebrik etti.
AK Parti Grubu ile Cumhur İttifakı ortağı MHP Grubuna, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye bütçe görüşmelerindeki dirayetli duruşları dolayısıyla şükranlarını sunduğunu dile getiren Erdoğan, "Yasama aşamasında teklifleri, tenkitleri, değerlendirmeleriyle bütçe sürecine katkı veren tüm milletvekillerimize de teşekkürlerimi iletiyorum." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomi alanında bir müjdeyi paylaşmak istediğini belirterek, "Merkez Bankamızın rezervleri düzenli olarak artıyor. Brüt rezervlerimiz geçen hafta 163,5 milyar dolara çıktı ve şimdiye kadarki en yüksek seviyeyi gördü. İstihdam tarafı da hamdolsun oldukça iyi gidiyor. Son bir senede istihdam bir milyon kişi arttı. İşsizlik oranı yüzde 8,8'e düştü. 2025 yılında da Türkiye'yi yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla kaliteli büyütme stratejimizi uygulamaya devam edeceğiz. Ekonomi programımızın olumlu etkilerini önümüzdeki dönemde birçok alanda daha fazla göreceğiz." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son Kabine Toplantısı'ndan bu yana özellikle dış politikada oldukça yoğun bir gündemle çalışmaları sürdürdüklerini ifade etti.
Büyükelçiler Konferansı'nın 15'incisini, kritik başlıkların ele alındığı bir programla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde başarıyla gerçekleştirdiklerini aktaran Erdoğan, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin kabulünün 76'ncı yıl dönümü münasebetiyle düzenlenen Kardeşliğin Yüzü etkinliğinde Gazze ve Suriyeli çocuklarla bir araya geldiklerini anımsattı.
Erdoğan, 11 Aralık'ta Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud ile Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed'i Türkiye'de misafir ettiklerini, her iki liderle ve heyetleriyle 7 saati aşan görüşme yaptıklarını kaydetti.
"İki dost ülke arasındaki sorunları çözmek amacıyla 8 ay önce başlatılan Ankara sürecinde bir kritik eşiği daha aşmış bulunuyoruz." diye konuşan Erdoğan, "Doğu Afrika bölgesi uzun yıllardır gerilimle, açlıkla, terör saldırılarıyla ve emperyalist güçlerin böl, parçala, yönet politikalarıyla gündeme geliyor. Bu sinsi senaryoların halen devrede olduğunu çok iyi biliyoruz. Ankara Bildirisi ile atılan tarihi adımın Afrika Boynuzu'nda kalıcı barışın, sükunetin ve istikrarın tesisine yardımcı olacağına inanıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, Macaristan'la diplomatik ilişkilerin tesisinin yüzüncü yılı çerçevesinde ilan edilen kültür yılını başarıyla icra ettiklerini belirterek, "Türk Macar Kültür Yılı çerçevesinde ilan ettiğimiz kültür yılını başarıyla icra ettik. Türk Macar Kültür Yılı kapanış törenini Cumhurbaşkanı (Tamas) Sulyok ve Başbakan (Viktor) Orban'ın katılımıyla 12 Aralık'ta Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde gerçekleştirdik." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2024'ün "Emekliler Yılı" olarak ilan edildiğini hatırlatarak, emeklileri enflasyona ezdirmeme kararlılığı vurgusunda bulundu.
Erdoğan, "Bu sene boyunca Çalışma Bakanlığımız öncülüğünde emeklilerimize yönelik birçok proje hayata geçirildi. 16 Aralık'ta Türkiye Yüzyılı'nın emektarlarıyla bir araya gelerek hem kendilerine teşekkür ettik hem de hasbihal ettik. Ülkemizde sayısı 16 milyonu aşan emeklilerimizin her biriyle gurur duyuyor, hayat kalitelerini artırmak için samimiyetle çalışıyoruz. Emeklilerimiz konusunda bugüne kadar asla umut tacirliği yapmadık. Meydanlarda bol keseden söz verip, göreve gelince sözünü unutanlardan da değiliz. Yaşanan her sıkıntının, iletilen her serzenişin farkındayız. Emeklilerimizi enflasyona ezdirmeme noktasında kararlı olduğumuzu bu vesileyle bir kez daha vurgulamak istiyorum." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dost ve kardeş ülke Katar'la ilişkilerin derinliği ve yakınlığının herkesin malumu olduğunu belirterek, "Ana muhalefet partisi eski genel başkanının bu ilişkiyi yalanlarla dinamitleme girişimlerine rağmen iş birliğimizi her alanda geliştirdik, geliştiriyoruz." dedi.
Katar Emiri Şeyh Temim'in Türkiye'yi ziyaretinde başta Suriye'deki güncel meseleler olmak üzere pek çok konuyu ele aldıklarını aktaran Erdoğan, "13 yıllık savaşın ardından Suriye'nin yaralarını sarma, kendini toparlama, devleti ve toplumuyla tekrar ayağa kalkma gayretlerine destek vereceğiz." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, İsrail saldırılarının hedefi olan Lübnan'ın Başbakanı Necib Mikati'nin Türkiye'yi ziyaretine ilişkin "Bizim için son derece kıymetli." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sayın Mikati ülkesinin en zor dönemlerinden birinde ağır bir yükü alnının akıyla taşımaya gayret ediyor. Necib kardeşimin dirayetli ve basiretli liderliğiyle Lübnan'ı selamete ulaştıracağına inancım tamdır. Biz de bu süreçte ülkemize ve şahsımıza yönelik güveni inşallah boşa çıkarmayacak, tüm imkanlarımızla Lübnan'ın yanında olacağız." dedi.
Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Ursula von der Leyen ile görüşmesine değinen Erdoğan, görüşmenin oldukça verimli olduğunu belirtti. Von der Leyen'e Türkiye'nin AB'ye tam üyelik perspektifini güçlendirecek, yeni bir vizyona ihtiyaç duyulduğunu ilettiğini aktaran Erdoğan, "Avrupa Birliği ile bölgesel konularda da yakın temas halinde olacağız." diye konuştu.
Erdoğan, 18 Aralık'ta, TÜBA ve TÜBİTAK Bilim Ödülleri'ni takdim ettiklerini anımsatarak, ödül alan tüm bilim, kültür ve sanat insanlarını tebrik etti, başarılarının devamını diledi.
Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi'nin daveti üzerine, 19 Aralık Perşembe günü 11. D-8 Zirvesi için Kahire'ye gittiğini hatırlatan Erdoğan, "1997 yılında, merhum Erbakan hocamızın öncülüğünde kurulan D-8, üç kıtada temsil edilen ve 1 milyarı aşan nüfusuyla sağlam adımlarla yoluna devam ediyor. Can Azerbaycan'ın üyeliğe kabul edilmesiyle birlikte D-8 teşkilatı daha da güçlenmiştir" ifadelerini kullandı.
Zirve kapsamında Mısır Cumhurbaşkanı Sisi'nin yanı sıra katılımcı ülkelerin devlet ve hükümet başkanlarıyla da ikili görüşmeler yaptıklarına değinen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Mısırlı kardeşlerimiz özellikle Gazze krizinde ciddi zorluklarla karşılaştılar. Ülkemizin gönderdiği insani yardımların Gazzeli masumlara ulaştırılması noktasında da daima kolaylık gösterdiler. Türkiye ile Mısır arasında gelişen samimi diyaloğun olumlu etkisini başta ticaret ve diplomasi olmak üzere birçok alanda görüyoruz. Bundan sonra da Mısır makamlarıyla eşgüdüm içinde hareket edeceğiz. Gerek D-8 Zirvesi'ne başarılı ev sahipliği, gerekse sıcak misafirperverliği için Mısır Cumhurbaşkanı Sayın Abdülfettah es Sisi'ye teşekkür ediyor, Mısır halkını ülkem ve milletim adına bir kez daha hürmetle selamlıyorum."
Bir taraftan bu yoğun gündemde koştururken diğer taraftan partisinin il kongrelerine katıldığını anlatan Erdoğan, son iki haftada Sakarya, Kocaeli, Erzurum, Mardin ve Muğla kongrelerine katıldığını söyledi. Erdoğan, il kongrelerinde görev alan ve nöbeti devreden tüm partililere şükranlarını sundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 8 Aralık'ta Şam'ın düşmesi, Esed'in kaçması ve 61 yıllık Baas rejiminin yıkılmasıyla Suriye'de yepyeni bir dönemin başladığını söyledi.
Suriye devriminin ortaya çıkardığı yeni durumun, tüm dünyanın ilgisini tekrar bu ülkeye yönelttiğini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Suriye'nin komşusu ve kardeşi olarak yeni süreci en iyi okuyan, en iyi tahlil ve tetkik eden ülke konumundayız. 'Doğru duvar yıkılmaz' inancıyla Suriye krizinin ilk anından itibaren hep tarihin doğru tarafında yer aldık. Rabbim bizi önce Suriyeli mazlumlara, sonra da bize inanan ve itimat eden aziz milletimize mahcup etmedi. Bugün sadece Suriye halkının değil, Türkiye'nin adını duyunca gözleri parlayan 100 milyonlarca kardeşimizin yüzüne de vakarla bakabiliyoruz. Şüphesiz bu süreçte en ağır imtihanımız, 14-28 Mayıs seçimleri döneminde yürütülen alçakça kampanyaya karşı göğsümüzü siper etmemiz olmuştur. Esas meselenin seçim kazanmak değil, her şeyden önce gönül kazanmak olduğunu bir kez daha gördük. Rabbimizin yardımı ve milletimizin engin ferasetiyle hem seçimleri kazandık hem de Suriye halkının zaferine giden yolun taşlarını döşedik. Yeni yönetimde görev alan isimleri hepimiz gururlanarak takip ediyoruz. Türkiye'de eğitim almış, milletimizle gönül bağı olan kardeşlerimizi çeşitli makamlarda gördükçe Rabbimize bir kez daha hamd ediyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye devriminin lideri Ahmed Şara ile yakın diyalog halinde olduklarını vurgulayarak, "Talimatımız üzerine ilk önce MİT Başkanımız kendisini ziyaret etti. Ardından Şam Büyükelçiliğimizi süratle faaliyete geçirdik. Dün de Dışişleri Bakanımız Şam'daydı, geçici yönetimle son derece sıcak görüşmeler gerçekleştirdi." ifadelerini kullandı.
Suriye'ye ziyaretlerin bundan sonra da artarak devam edeceğini dile getiren Erdoğan, "Zalim rejime karşı savaşı kazanan Suriye halkının, zaferi de kazanması ve başarılarını kalıcı hale getirmesi için gereken her türlü desteği vereceğiz. En zor günler Allah'ın izniyle artık geride kalmıştır. Dökülen mübarek şehit kanları da Suriye halkının çektiği çileler de boşa gitmemiştir. 61 yıllık Baas karanlığına son veren Suriyeli kardeşlerimizin el ve gönül birliği içinde ülkelerini yeniden ayağa kaldıracaklarına eminim. Suriye'nin komşularının da şu önemli hakikati gördükleri kanaatindeyim. İstikrarlı bir Suriye tüm bölge için istikrar ve güven kaynağı demektir. Suriye huzura kavuştukça bölgedeki herkes kendini daha güvende hissedecektir." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, komşularının da istikrarlı bir Suriye'nin tüm bölge için istikrar ve güven kaynağı demek olduğu hakikatini gördüğünü belirtti.
Suriye huzura kavuştukça bölgedeki herkesin kendini daha güvende hissedeceğini kaydeden Erdoğan, "Bunun için toparlanma ve kapasite inşa etme çabalarında Suriye halkına özellikle hep beraber omuz vermeliyiz." dedi.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Suriye halkının da Arap alemi ve İslam dünyasından beklentisi bu yöndedir. Yeni yönetimin bu meyanda verdiği mutedil mesajları çok değerli ve anlamlı buluyoruz. Şunu da ifade etmek isterim, İsrail'in artan saldırganlığının gerisinde Suriye'deki devrimi gölgelemek, Suriye halkının umutlarını boğmak olduğu anlaşılıyor. İsrail fırsatçılık yapsa da er ya da geç işgal ettiği topraklardan çekilecektir. Buna mecbur kalacaktır. Daha önce söyledim, elinde 50 bin Gazzeli masumun kanı olan Netanyahu'nun tuttuğu yol, yol değildir. Daha fazla kan dökerek, daha fazla can alarak, daha çok toprağı işgal ve istila ederek varılacak yer sadece daha fazla güvensizliktir, huzursuzluktur. İsrail'de şayet bir devlet aklı varsa bunu ne kadar erken idrak ederlerse, o kadar iyi olacaktır."
Suriye'nin toprak bütünlüğü ve üniter yapısının her şart altında korunmasının Türkiye'nin değişmez çizgisi olduğunu anlatan Erdoğan, bundan kesinlikle geri adım atılmayacağını vurguladı.
Suriye'nin ve bölgenin geleceğinde DEAŞ ve PKK dahil hiçbir terör yapılanmasına yer olmadığını da belirten Erdoğan, "PKK ve uzantıları, ya kendilerini tasfiye edecekler ya da tasfiye edilecekler. Kürt kardeşlerimize zulmeden, çocuklarını kaçırarak ölüme gönderen, kendileri dışında hiç kimseye hayat ve söz hakkı tanımayan bu katil sürülerini bölgemiz için bir tehdit kaynağı olmaktan mutlaka çıkaracağız. Suriye'deki bölücü terör örgütü unsurlarına yönelik nokta operasyonlarımızı bir cerrah hassasiyetiyle, sivillerin kılına zarar vermeden sürdürmekte kararlıyız." şeklinde konuştu.
Suriye'deki yeni yönetimin bu konudaki kararlılığını memnuniyetle karşıladıklarını belirten Erdoğan, "Yakın zamana kadar bölücü örgütün arkasında duran Batılı ülkelerin de bu canilerden desteğini yavaş yavaş kestiğini görüyoruz." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Şunu rahatlıkla ifade edebilirim, PKK ve uzantıları için zaman kısalıyor, çember daralıyor, yolun sonu görülüyor. Kimin eteğine yapışırsa yapışsınlar, kimin tetikçiliğini yaparlarsa yapsınlar, hangi yabancı odağa sarılırlarsa sarılsınlar, şunu çok iyi bilsinler ki kendilerini bekleyen acı akıbetten kaçamayacaklar. Şairin dediği gibi 'Belki yarın, belki yarından da yakın' bir sürede 40 yıldır kanımızı emen bu beladan Allah'ın izniyle kurtulacağız. Terör duvarlarını da tamamen yıktıktan sonra Türkler, Araplar, Kürtler olarak hep beraber büyük bir kucaklaşmaya imza atacağız. Barışın, huzurun, refahın ve kalkınmanın, bölgemizin tamamına hakim olduğu çatışmalarla değil, kardeşlikle anılan bir iklimi inşallah tesis edeceğiz. Bu güzel günlerin şafağı artık sökmeye başlamıştır. Bu günümüz nasıl dünden daha iyiyse, yarınlarımız da bugünden çok daha iyi olacaktır. Milletimizden bize güvenmeye, bize dua etmeye özellikle özen göstermesini rica ediyorum."