Suriye Milli Ordusu’nun (SMO) 61 yıllık Baas rejimine son verip başkent Şam’ı ele geçirmesinin ardından Esed rejiminin yıllardır hapishanelerde işkence ettiği on binlerce masum insan da serbest kaldı. Muhalifler, Halep, Hama, Humus ve Şam’daki hapishanelerde adeta unutulan tutsakları özgürlüğüne kavuşturmaya devam ederken gözler, insanlık dışı işkenceleri yapıldığı hapishanelere çevrildi. Bu işkence merkezlerinden biri Sednaya Hapishanesi oldu. 2017 yılında Uluslararası Af Örgütü’nce ‘insan mezbahası’ olarak nitelendirilen hapishane, toplu katliamların yapıldığı bir merkeze dönüştü. Rejim güçlerinin sistematik şekilde işkence uyguladığı hapishanede, tutuklular gıda, su ve ilaçtan mahrum bırakılarak adeta ölüme terk edildi. Mahkumlar muhalifler tarafından kurtarılırken hapishanedeki güçlendirilmiş yeraltı bölümleri tespit edildi. Yeraltında 3 bölüm olduğunu tespit eden Suriye Sivil Savunması ekipleri Beyaz Baretliler, gizli bölmelere ulaşmak için yoğun bir çalışma başlattı.
Rejimin özel tekniklerle kilit vurduğu hücrelerin açılması için muhalifler geçici af kararı çıkararak gardiyanların hücreleri açmasını sağlıyor. Uzun uğraşlar sonucu ilk katı açan muhalif askerler, sadece buradan yaklaşık 30 bin esirin çıkarıldığını belirtti. Diğer katlarla beraber esir sayısının 100 bini bulacağı tahmin ediliyor.
Beyaz Baretliler Başkanı Raid Salih, X'ten yaptığı açıklamada, Sednaya'ya 5 uzman acil müdahale ekibinin gönderildiğini, bu ekiplere hapishanenin düzenine hakim 2 rehberin yardımcı olduğunu kaydetti. Havalandırma yetersizliği sebebiyle neredeyse boğulmak üzere olan tutsakların kurtulabilmesi için çabaların sürdüğü vurgulanarak, güvenlik kameralarında görülebilen tutukluları serbest bırakabilmek üzere yer altı katlarının elektronik kapılarının açılması gerektiği belirtildi. Bölgedeki yetkililer, devrik rejimin eski askerlerine ve cezaevi çalışanlarına kapıların şifrelerini vermeleri çağrısında bulundu.
Çalışmalar sonucunda yaklaşık 30 bin kişi serbest bırakıldı. Serbest bırakılanlardan biri de Murat isimli Azerbaycan vatandaşıydı. 6 yıl önce Halep’te bir arkadaşını ziyaret etmeye geldiği sırada rejim unsurları tarafından esir alındığını anlatan Murat, “Ben Suriye vatandaşı değilim, bir suçum da yok ama 6 yıldır görmediğim işkence kalmadı. Sol gözümü işkence altında kaybettim. Pes etmeyi, ölmeyi çok istedim ama bugünlere ulaşmayı başardım. Şimdi özgürüm ancak ne yapacağımı, nereye gideceğimi bilmiyorum. Türkiye’den beni alması için destek istiyorum” ifadelerini kullandı.
Tutsak ağabeyini bekleyen Halid Muhammed Ahmed, “Ağabeyim Hüseyin Muhammed Ahmed, Sednaya Hapishanesi’nde 10 yıldır esir. 2014 yılında evimize baskın yaptılar, onu alıp götürdüler. O günden bu yana haber alamıyoruz. Birilerine sorduk ve Sednaya Hapishanesi’nde olduğunu öğrendik. Sabah 8’den bu yana bekliyorum. 16 saat oldu. O gelene kadar da bekleyeceğim. Kim onların serbest kalmasına vesile olduysa ellerine sağlık. Daha önce hiçbir umudum yoktu, artık var. Yaşayıp yapamadığını bilmiyorum ama bize geleceğine inanıyorum” dedi.
Sednaya Hapishanesi'nden serbest bırakılanların arasında Kassam liderlerinden "Ebu Cafer el-Celudi" (Ebu Cevdet) da bulunuyor. Muhalif gruplar, onunla birlikte 67 Kassam komutanının ve 630 Filistinliyi buldu. Bunların bazıları kayıp, bazılarına ise yıllar önce ölüm belgesi verilmişti. Sadece Filistinli olduğu için tutuklanan binlerce Filistinlinin de olduğu belirtiliyor.
Sednaya Hapishanesi ve diğer işkence merkezlerindeki vahşetin izlerini araştıran Anadolu Ajansı ekipleri, öldürülen kişilerin hastanelerdeki izlerini sürdü. Başkent Şam'daki Harasta Askeri Hastanesi'ne giden AA ekibi, burada, kefenleri üzerine hapishanelerdeki kodlara uygun numaralar yazılmış ancak isimlerin bulunmadığı cesetleri görüntüledi. Bir odada istiflenen 30-40 kadar cesedin morluk ve eziklerle dolu olduğu dikkati çekti. İşkenceden geçirilerek öldürüldüğü anlaşılan kişilerin hastaneye yakın zamanda bırakıldığı tahmin ediliyor. Hastaneye araştırma için gelen bazı gruplar da çürümeye başlayan cesetlerin durumunu belgelendirip kayıt altına alarak, kimlik tespitlerini yapmaya hazırlanıyor.
Sosyal medya ve bazı haber kaynaklarındaki görüntülerde Sednaya'yı basan göstericiler ile cezaevinden kurtarılanlar yer alıyor. Özgürlüğüne kavuşanların arasında annesiyle tutulan küçük çocuklar da bulunuyor. Görüntülerin bazılarında eski tutsakların işkencelerden dolayı yürüyemediği, cezaevinden "sürünerek" çıktıkları gözlemleniyor.
Sednaya Hapishanesi Tutuklular ve Kayıplar Derneği (ADMSP) tarafından paylaşılan videoda da Sednaya'dan serbest bırakılan kadınlar görülüyor. Görüntülerde kadınlara "Esed düştü, korkmayın!" denilerek güvende oldukları söyleniyor. Sosyal medyada paylaşılan başka bir görüntüde de Sednaya'dan salıverilenlerin arasında akrabalarının olup olmadığını görmek için cezaevi yakınlarında bekleyenler yer alıyor.
Şam sokaklarında çekildiği söylenen diğer kayıtta da özgürlüğüne kavuşanların sokaklarda koştuğu görülüyor. Görüntüde kurtarılan tutsaklardan biri yoldan geçen kişiye ne olduğunu soruyor ve aldığı "Rejimi devirdik." cevabını karşısında mutluluğunu gizleyemiyor. Sosyal medyada dolaşıma giren başka bir videoda da Suriyeli tutsağın, idamına saatler kala Baas rejiminin çökmesiyle özgürlüğüne kavuştuğunu, "İdamımız yarım saat önceydi. 54 kişi.. İdamımız bugündü" sözleriyle aktarıyor.
Yaşayanlara korkunç işkencelerin yapıldığı Sednaya Hapisha-nesi’nde, ölü bedenler de işkenceden nasibini almış. Hapishane içinden gelen görüntülerde işkencede ölen ya da infaz edilen mahkumların bedenlerini ezip preslemek için kullanılan pres makineleri olduğu görüldü. Esed rejimi askerlerinin ölen insanların cesedini bu makinede sonuna kadar ezip, kanını tamamen boşalttıktan sonra küçük bir kutu haline gelen kalıntıları işkence merkezinin civarındaki toplu mezarlığa gömdükleri kaydedildi.
Türkmen Nurettin İbiş, ağabeyinin ve amca oğlunun 11 yıldır kayıp olduğunu anlatarak, “Ağabeyim Faik ve kuzenim Ömer İbiş’i bekliyoruz. Onlar sadece TIR şoförlüğü yapıyorlardı. İşlerini yaparken tutuklandılar. Rejim, sırf Türkmen ve Azez ikametli oldukları için onları aldı. Çünkü muhalifler ilk olarak Deraa sonrasında Azez’de ayaklanmıştı. Tek suçu ikameti. Umarım yaşıyorlardır. 11 yıldır evimiz, canlarımız gitti. Faik ve Ömer’i geri almak istiyoruz. Rejim çok şükür ki düştü” diye konuştu.
Hapishanede esirlerin yerlerini tespit etme çalışmaları sürerken serbest kalan binlerce kişi otobüsler ve TIR dorseleriyle memleketlerine gönderildi. Humus ve Halep’te pek çok noktada binlerce Suriyeli, devrik Esed rejimi tarafından kaçırıldıktan sonra haber alamadıkları yakınları için otoyollara akın etti. Sabahın erken saatlerinden gece yarılarına kadar gözler her gelen otobüste sevdiklerini aradı. Araçlardan inen tüm tutsakların etrafını çeviren halk, yakınlarının fotoğraflarını göstererek, bilgi almaya çalıştı.
Oğlu Ahmed’in 5 yıl önce Şebbihalar tarafından tutuklandığını söyleyen İbrahim Mustavi yaşadıklarını şöyle anlattı: “Oğlumu bekliyorum. 5 yıl önce rejim güçleri muhalif olduğu için onu aldılar. Aldıkları zaman henüz 18 yaşındaydı. Sednaya Hapishanesi’nde olduğunu tahmin ediyoruz. Ondan hiç haber alamadık. Oğlumun geleceğini düşünüyorum. Buraya gelecek, öldüğüne inanmıyorum. Esirlerimizi kurtaran tüm adamlarımıza teşekkür ediyorum, bizi çok mutlu ettiler.”
Bedrettin Ermeli ise ağabeyi Enver Ermeli için 16 saattir umutla beklediğini söyledi: “Ağabeyimin 2017’den bu yana nerede olduğunu bilmiyoruz. Muhalif saflarında olduğu için rejim tarafından alındı. Sednaya Hapishanesi’nde olduğunu duyduk. Bir rapor çıktı onunla ilgili ve raporda aşırı kilo kaybından öldüğü belirtildi. Cenazesini bize vermediler. Biz de bu yüzden öldüğüne inanmıyoruz. 1 ayda olsa 1 yıl da olsa burada beklerim onu."
Kaçak Esed Rusya'da: Putin'e sığındı
Bütün geliri Captagon'dan: Esed rejimi Suriye'yi narko-devlete dönüştürdü
Esed'in 'affına' güvenip Suriye'ye dönmüştü: Ünlü aktivistin cesedi Seydnaya'da bulundu