Terör devleti İsrail'in 2006-2009 yılları arasında 12. Başbakanlığını yapan Ehud Olmert, ABD merkezli yayın kuruluşu CNN televizyonuna röportaj verdi. Olmert, röportajında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Eski başbakan, İsrail için gerçek düşmanın Hamas, Hizbullah ya da İran'dan ziyade İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu olduğunu söyledi. Olmert'in bu ifadeleri, İsrail basınında da çokça yer alan uzun süreli siyasi tartışmalara ivme kazandırdı.
İsrail'in 12. Başbakanı Ehud Olmert, Amerikan CNN kanalına verdiği röportajda iktidardaki Binyamin Netanyahu'yu ağır ithamlarla eleştirdi. 7 Ekim 2023'te Hamas Hareketi'nin başlattığı Aksa Tufanı sonrası yaşanan kayıplardan Netanyahu hükümetini sorumlu tutan Olmert, "Bunlar Batı Şeria ve Gazze'yi ilhak etmek istiyor, asla gerçekleşemeyecek bir şeye inanıyorlar" ifadelerini kullandı.
Olmert, Netanyahu'nun partisi Likud'un içerisindeki Mesiyanik Yahudilere de sert çıktı. Orta Doğu'da giderek yayılan savaşın müsebbibi olarak bu Yahudileri işaret eden eski başbakan, "Bunlar kafayı yemiş aşırı radikal Yahudiler" sözlerini sarf etti.
İsrailli siyasetçi Ehud Olmert'in bu sözleri, aslında İsrail tarafından işgal edilen topraklarda yaşayan Yahudilerin temel sorunlarından birini açığa vuruyor. İktidardaki Likud partisi içerisinde gittikçe yayılan Mesiyanik Yahudilerin önünü bizzat Başbakan Netanyahu açmış, bu olay İsrail medyasında uzun süreli tartışmalara neden olmuştu.
Ehud Olmert ile Binyamin Netanyahu arasındaki siyasi anlaşmazlık ve diplomatik kavga da aslında bu radikal düşüncenin oluşturduğu kaosa dayanıyor. Olmert, İsrail'de 'ılımlı' tanınan siyasetçiler arasında ve bölgede bir Filistin Devleti'nin varlığını kabul ediyor.
Mesiyanik düşüncenin temelinde, Hz. İsa’nın bir Yahudi olduğu inancı yatıyor. Mesih’in dünyaya tekrardan gelip Yahudileri kurtaracağı düşüncesi hakim. Bu Yahudiler, sadece Filistin topraklarında değil, Arz-ı Mev’ud safsatası için bölgedeki tüm ülke toprakları üzerinde hak iddia ediyor.
Evanjelizm inancına da oldukça benzeyen bu inanış, içerisinde İsa Mesih’in yeniden zuhuru için Orta Doğu’yu kaosa sürükleme fikrini barındırıyor. Bu inanışa sahip Yahudiler, sürekli Batı Şeria'daki Filistin yerleşimlerine baskınlar düzenleyerek katliam yapıyor. İsrail hukukuna dahi aykırı bir eylem olmasına rağmen bu katliamlara Netanyahu hükümeti tarafından göz yumuluyor.
Yahudi ailelerin çocuklarıyla kurdukları ‘toprak iddiası’ diyalogları da iktidardaki Mesiyanik Yahudilerin oluşturdukları eğitim sistemiyle alakalı. 1960’larda bu ideayla büyütülen Yahudi çocuklar şimdilerde “Filistin bizim” derken, şu anda büyütülen Yahudi çocuklar ise “Lübnan bizim” diyor.
Peki, yarın büyütülecek Yahudiler hangi ülkenin toprakları üzerinde hak iddia edip “Burası benim” diyecek?
MHP lideri Bahçeli'den DEM'e tarihi çağrı: Terörist elebaşı Meclis'te silah bıraktığını ilan etsin