Avrupa Merkez Bankası (ECB), 12 Eylül'de açıkladığı para politikası kararlarıyla, mevduat faiz oranını yüzde 3,75'ten yüzde 3,50'ye düşürdü. Ayrıca, refinansman faizi ve marjinal borçlanma faizinde uzun zamandır planlanan teknik bir ayarlamayla 60 baz puanlık indirime gidilerek, refinansman faizi yüzde 3,65’e, marjinal borçlanma faizi ise yüzde 3,90’a çekildi.
Bankanın bu kararıyla ABD ile arasındaki getiri farkı da arttı. Fed Temmuz 2023'ten bu yana politika faizini yüzde 5,25 ila 5,5 aralığında tutuyor.
ECB söz konusu kararla, Avro Bölgesi'nde Ekim 2022’de yüzde 10,6 ile zirveye ulaşan yıllık enflasyonun ağustosta yüzde 2,2’ye düşmesine tepki vermiş oldu. Orta vadede yüzde 2'lik enflasyon hedefleyen ECB'nin tahminlerine göre bu hedef uzak değil.
Eylül 2023'teki toplantısında mevduat faizini yüzde 4'e yükselten Banka, ekim, aralık, ocak, mart ve nisan toplantılarında değişikliğe gitmedi. Bu durum tüketiciler için kredi maliyetlerini artırırken, imalat, inşaat ve diğer sektörlerdeki yatırımları daha pahalı hale getirerek ekonomiyi yavaşlatıyordu.
Küresel ekonomi Kovid-19 salgınından çıkarken enflasyon yükseldiğinde Fed, ECB’nin harekete geçmesinden 4 ay önce Mart 2022'de faizleri artırmaya başladı. Bugün ise Fed faiz indirimi için beklemede kalırken,
Karar metninde Bankanın yeni makroekonomik tahminlerine de yer verildi. Buna göre, ECB bu yıl ve gelecek yıl için manşet enflasyon tahminlerini korudu. ECB, manşet enflasyonun 2024'te ortalama yüzde 2,5, gelecek yıl yüzde 2,2 ve 2026'da yüzde 1,9 olacağını öngördü.
Avro Bölgesi'nde GSYH büyümesinin 2024'te yüzde 0,8, 2025'te yüzde 1,3 ve 2026'da yüzde 1,5 ile bankanın haziran projeksiyonlarından biraz daha düşük gerçekleşmesi bekleniyor.
Doç. Dr. M. Levent Yılmaz, küresel ekonominin dönüşümünü, büyük merkez bankalarının hamlelerini değerlendirdiği Yeni Şafak'taki köşe yazısında Merkez Bankası'nın alacağı pozisyona ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Yılmaz'ın yazısı şöyle:
"Küresel ekonominin son birkaç on yıl içerisindeki en kritik dönemlerine şahitlik ediyoruz. Doğru bildiğimiz pek çok şeyin değiştiği, dönüştüğü ve başkalaştığı bir dönemdeyiz. 2008 Küresel Finansal Krizi sonrası devam eden sürecin pandemi ve sıcak savaşların da etkisi ile yerleşik iktisadi anlayışta derin kırılmalara neden olduğu bir sorgulama dönemindeyiz. Bu dönem bir yandan kırılganlıkları artırırken diğer yandan da “yeni normal” olarak ifade edebileceğimiz bir yeniden yapılanma dönemi olarak da adlandırılabilir.
Elbette değişim ve dönüşüm uzunca bir döneme yayılan bir süreç. Bu süreç içerisinde de pek çok işi “eskiden olduğu gibi” yaparak eskiden elde edilen sonuçları elde etmeyi beklemek aşırı iyimser bir yaklaşım olarak düşünülmeli. Buna ekonomi politikaları da dahil.
Bu sancılardan bir tanesi de merkez bankalarının devam eden yüksek enflasyona rağmen faiz indirimi yapma zorunluğu doğurmasıdır. Geçtiğimiz Çarşamba günü ECB piyasa beklentileri ile paralel bir şekilde 25 baz puan daha indirime gitti. İndirim kararını açıkladığı metindeki şu ifadelere rağmen: “Yurt içi fiyat baskıları hala yüksek. Ücretler hala yüksek hızda artıyor.”
Diğer yandan ABD Merkez Bankası Fed’in de bu ayki toplantısında faiz indirimi yapması neredeyse kesinleşti. ABD yıllık enflasyonu son 3,5 yılın en düşük seviyesi olan yüzde 2,5’e gerilerken enerji ve gıda fiyatlarını içermeye çekirdek enflasyon ise yıllık yüzde 3,2 seviyesinde. Eğer sıra dışı bir gelişme yaşanmazsa
Peki böyle bir süreçte TCMB ne yapacak? Aslına bakarsanız bir süre bu yılın son çeyreğinde TCMB’nin de faiz indirimlerine başlayacağına kesin gözüyle bakılıyordu. Ancak Ağustos enflasyonu açıklandıktan sonra yayımlanan Aylık Fiyat Gelişmeleri Raporu’ndaki “enflasyonun ana eğiliminin kayda değer bir değişiklik sergilemediği” şeklindeki ifade beklentilerin farklılaşmasına neden oldu.
Bugün geldiğimiz noktada artık daha çok içerideki verilere odaklı değerlendirmeler yapmanın daha uygun olduğunu belirtmekte yarar var. Diğer yandan reel sektörün durumunu da göz önünde bulundurarak öneri seti geliştirmenin daha doğru olduğunu düşünüyorum. Hâl böyle olunca da
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu, Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan başkanlığında 19 Eylül Perşembe günü toplanacak. Aynı gün saat 14.00'te faiz kararı açıklanacak.
TCMB, reel ve finansal sektör temsilcileri ile profesyonellerden oluşan 64 katılımcıyla gerçekleştirdiği eylül ayı Piyasa Katılımcıları Anketi'ni yayınladı. Buna göre, politika faizine ilişkin cari ay sonu beklentisi yüzde 50 olurken 3 ay sonrası için beklenti yüzde 46,48'e düştü. 12 ay sonrası için politika faizi beklentisi de yüzde 33,30'dan yüzde 31,66'ya geriledi.
Rusya Merkez Bankası politika faizini yüzde 19'a yükseltti
İstanbul katılım finansın da merkezi olacak
Merkez Bankası faiz indirimi bekleniyor: TCMB faiz indirimi ev ve otomobil fiyatlarına etkisi…
Fed faiz toplantısı ne zaman yapılacak? Eylül ayı FED faiz kararı açıklanma tarihi
FED faizi indirirse altın, dolar, borsa ve kripto para nasıl etkilenir?