Milliyetçilik maskesi altında ırkçı söylemlerle toplumun sinir uçlarına dokunan, algı operasyonlarıyla halkı tahrik eden karanlık mahfillerin Türkiye’deki etki ajanı Ümit Özdağ, en son Kayseri'de başlayıp ülkenin farklı şehirlerine yayılan 6-8 Ekim benzeri bir provokasyonun fitilini ateşledi. Yıllardır yaptığı gibi kendisine yönelik suçlamaları yine iftira ve hakaretlerle savuşturmaya çalışan Özdağ’ın suç teşkil eden eylemleri ne hikmetse hep cezasız kalıyor. İşte Ümit Özdağ’ın akıllarda kalan icraatları:
15 Temmuz’dan birkaç ay sonra Suriye'de başlatılan Fırat Kalkanı Harekatı’na halkın desteğini azaltmak ve operasyonu akamete uğratmak amacıyla, birliklerin sıkıntıları olduğunu iddia etti. Özdağ askerlerin beslenme sıkıntısı çektiği, kışlık çadır ve ısıtıcı verilmediği yalanını paylaştı.
16 Aralık 2019'da Türkiye’de okula gitmeyen 400 bin Suriyeli çocuğun ya selefi terör örgütlerine ya da Arap mafyasına katılacağını iddia eden Özdağ, daha da ileri giderek Suriyeli mültecilerin Türkiye’de kalması halinde iç savaş çıkacağını ileri sürdü. Göçmen ve sığınmacılar üzerine savaş söylemlerini sürdüren Özdağ hakkında Temmuz 2022’de İçişleri Bakanlığı suç duyurusunda bulundu.
29 Aralık 2021’de kendini devletin yerine koyan Özdağ, İzmir'de Suriyeli bir kuyumcuya giderek denetim yapmaya kalkıştı. Suriyeli kuyumcudan belgelerini ibraz etmesini isteyen Özdağ hakkında İzmir Emniyet Müdürlüğü suç duyurusunda bulundu. Özdağ'a “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme”, “nüfuzu kötüye kullanma”, “özel hayatın gizliliğini ihlal” suçlamaları yöneltildi.
Sosyal medyada 3 Mayıs 2022’de dolaşıma sokulan, mültecilere karşı halkı manipüle eden “Sessiz İstila” adlı kısa filmin, Özdağ tarafından yaptırıldığı ortaya çıktı. Filmle bağlantılı
2 kişinin gözaltına alınması üzerine Özdağ, “Belgesel benim tarafımdan sipariş olarak verilmiştir. Yapım masraflarını ben karşıladım. Senaryoyu ben onayladım” dedi. Filmin yayına girmesiyle yaşları 18’den küçük 3 Arap genç
8 Mayıs 2022'de ırkçıların hedefi oldu.
13 Temmuz 2022'de Bursa'da bir sitede yaşanan kavgayı, o sitede yaşamayıp havuza girmek isteyen Suriyelilerin çıkarttığını iddia eden Özdağ’ın yalanı kısa sürede patladı. Kavganın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bir iş insanı, Türk mühendislik öğrencisi, Alman doktor ve BAE'li iş insanı arasında yaşandığı ortaya çıktı.
5 Kasım 2022’de Türk vatandaşı Manar Alshami'nin kimlik bilgilerini “El Kaide lideri Türk vatandaşı oldu. Seçimin onun elinde” yazılı görselle “2023 seçimlerinde oy kullanacak. Kime oy atacağını tahmin ediyorsunuz” mesajıyla sosyal medyada paylaşan Özdağ hakkında, “iftira”, “özel hayatın ihlali” ve “kişisel verileri hukuka aykırı olarak yaymak”tan suç duyurusunda bulunuldu.
6 Şubat depremlerinden sonra bölgeye yardıma giden gönüllü Abdulbaki Bozdağ'ı Suriyeli diye lanse eden Özdağ, “Cumhurbaşkanı Yardımcısı sol tarafta konuşuyor, sağ taraftaki mavi yağmurluklu Suriyeli canlı yayında itfaiye erinin cep telefonunu çalıyor!” sözleriyle hedef gösterdi. Bozdağ Türk olduğunu ve telefonun kendisine ait olduğunu açıklayınca Özdağ paylaşımını sildi.
Özdağ, asrın felaketinde de provokasyon, yalan ve iftiralarına devam etti. Özdağ’ın “Suriyeliler Fenerbahçe TIR’ını yağmaladı” diye dolaşıma soktuğu haber bizzat Fenerbahçe Spor Kulübü yöneticileri tarafından yalanlandı.
27 Ekim 2023'te SGK'nın Suriyeli sığınmacılara enflasyondan etkilenmemeleri için 4 bin 600 lira ödeme yaptığını iddia etti. Paylaşımında kanıt olarak sunduğu WhatsApp yazışmasının ekran görüntüsünün yalan olduğu ortaya çıktı.
Özdağ kimi zaman hükümeti, devleti, hatta Türk Silahlı Kuvvetleri'ni, kimi zaman bir göçmeni ya da sığınmacıyı, kimi zaman da ülkemize sığınmış mazlumları koruyanları hedef aldı. Sosyal medyada yaptığı paylaşımlarla kitleleri provoke eden Özdağ, “suça azmettirme”, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama”, “nefret”, “suç ve suçluyu alenen övme”, “hakaret”, “nüfuzu kötüye kullanma”, “özel hayatın gizliliğini ihlal”, “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak” gibi ceza almasını gerektiren tüm suçlara imza attı. Ancak ne yargılandı ne de ceza aldı.
“Siyasi hayatını göçmen ve sığınmacı karşıtlığı üzerine inşa eden, kitleleri yalan-yanlış bilgilerle provoke edip toplum barışını zedeleyen Ümit Özdağ'ı kim koruyor?” sorusuna cevap aranıyor. Konuşmalarında, yazılarında, sığınmacılar üzerinden toplumsal barışı, düzeni, güvenliği hedef alıp kitleleri linçe sevk eden, Türk Ceza Kanunu'nda suç sayılan onlarca ifade kullanan Özdağ hakkında neden hâlâ bir işlem yapılmadığı merak uyandırıyor.
Özdağ hakkındaki etki ajanlığı, FETÖ ve dış güçlerle olan kirli ittifak iddialarına, ayrıldığı partisi MHP'den de teyit geldi. Konuyla ilgili 1 Mayıs 2024'te açıklama yapan MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir şu ifadeleri kullandı: FETÖ’nün siyaset ayağına müdahale edilmedikçe ve bu ayak deşifre edilmedikçe, Ümit Özdağ gibi tiplemeler toplum nezdindeki fitnelerini yaymaya devam edecektir. Bu şahıs, 15 Temmuz ihanetinden sadece birkaç ay önce partimize yapılan sistemli taarruz ve operasyonlarla alakalı durumu, bir geçmiş olsun ziyareti kapsamında konuşurken, MHP’nin bu tür operasyonlara ve fitneye karşı her zaman dirençli ve aşılamaz olduğunu ifade ettiğimde “Bu dönem önceki dönemlere benzemiyor, çok daha değişik ve çok daha başka şeyler olacak” söylemiyle cevaplamış, çok değil birkaç gün sonra da partimizden istifa edip gitmişti. Belki de aldığı talimat bu yöndeydi. Tıpkı 12 Mart 1971 muhtırasından 1 gün önce partimizden istifa ederek Başbuğumuzu yarı yolda bırakan babası gibi bu şahıs da böylelikle 15 Temmuz hain darbe girişiminden hemen önce MHP’den ayrılmıştı. Şimdiyse particilik rolü oynayarak, Türkiye’nin milli güvenlik açıkları üzerine yabancı başkentlere danışmanlık yaparak, psikolojik harekatlarla aynı çevrelere hizmet edip genç kardeşlerimizin sözüm ona akıllarını bulandırmakla meşgul. Oysa FETÖ’cü Emre Uslu başta olmak üzere bugün cezaevinde ya da yurt dışında kaçak olan ne kadar hain varsa hepsiyle fikirdaş olan da bu şahıstı. Abisinin bizzat ABD hükümeti adına çalıştığı hususu ise bir başka konuşulmayan hakikattir. Ve yine kendisinin ABD hükümeti adına, ABD’nin değer verdiği çok mühim hizmetleri vardır. Biz canımızla, kanımızla sadece Türk Milleti’nin hizmetindeyiz, Ümit Özdağ kendi itiraflarıyla 'Okyanus Ötesi'nin.
Boşanma davalarında karı-kocanın özeli, aile sırları, cinsel istismar haberleri ve küçüklerin korunması hassasiyeti gibi gerekçelerle mahkemeler sık sık yayın yasağı koyuyor. Ümit Özdağ ve adamlarınca yönetildiği anlaşılan 30 Haziran Kayseri provokasyonuna malzeme yapılan küçük yaştaki çocuğun cinsel istismarıyla ilgili haber ve görüntülere de yayın yasağı getirildi. Ancak Kayseri 2. Sulh Ceza Hâkimi Muhammet Faruk Özcan’ın, yayın yasağı gerekçesi dikkat çekti. Hâkim Özcan, kararında provokatörlerin eylemlerinden bahsederken şu ifadeleri kullandı:
Öfke ve hiddetin artarak, toplum arasında giderek büyüyen bir infiale neden olduğu.
Maşeri vicdanda makes bulan bu elim hadise.
Kitlelerin ruhi sükûnetlerinin korunması ve toplumsal öfkenin dindirilmesi.
Özdağ hedef gösterdi maşaları yaktı
Anıtkabir’e sığınsan da kurtulamazsın: Hukuk önünde hesap vereceksin