“Eyüpsultan’ın Ebedî Sakinleri” programı çerçevesinde gerçekleşecek olan anma programı, Yeni Dünya Vakfı Genel Merkezi’nde 7 Temmuz 2024 pazar günü saat 16.00’da başlayacak.
Araştırmacı yazar Hüseyin Yorulmaz, Erdem Bayazıt’ın hayatını, edebiyat dünyamızdaki ve fikir hayatımızdaki yerini anlatacak. Yakınları, dostları ve okuyucuları da, Erdem Bayazıt’la ilgili duygu ve düşüncelerini dile getirecekler. Katılımcılar, toplantıdan sonra Erdem Bayazıt’ın Eyüpsultan Mezarlığı’ndaki kabri başına giderek dua edecekler.
Kahramanmaraş’ta 1939 yılında doğan Adil Erdem Bayazıt, 5 Temmuz 2008 tarihinde vefat etmiş ve Eyüpsultan Mezarlığı’nda toprağa verilmişti. Mehmet Nuri Yardım’ın düzenlediği “Eyüpsultan’ın Ebedî Sakinleri” programında, Necip Fazıl Kısakürek, Ahmet Haşim, Bekir Berk, Nusret Özcan ve Ayşe Necla Pekolcay rahmetle yâd edildiler.
Şair ve yazar, siyaset adamı. 18 Aralık 1939’da Maraş’ta doğdu. Asıl adı Adil Erdem’dir. Maliyede memur olan babası Ökkeş Tahsin Bey’in aile kökleri, Yavuz Sultan Selim’in Çaldıran Seferi dönüşünde Doğubayazıt’tan getirerek Maraş’ta iskân ettiği Bayazıtlılar’a dayanmaktadır. Annesi Şerife Hanım Ârifoğulları’ndandır. İlk ve orta öğrenimini babasının memuriyeti dolayısıyla bazı kesintiler dışında Maraş’ta tamamladı (1959). Önce İstanbul ve ardından Ankara Hukuk fakültelerine devam ettiyse de (1959-1963) fakülteyi bitirmeden askere gitti. Askerlik dönüşü Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nin Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’ne kaydoldu (1964). Buradaki öğrenciliği sırasında Millî Kütüphane’de süreli yayınlar şube müdür yardımcılığı ve Millî Eğitim Bakanlığı basın büro memurluğu gibi görevlerde bulundu.
Erdem Bayazıt’ın çocukluk ve ilk gençlik yılları kışın Bayazıtlılar’dan Ahmed Paşa’dan kalan Maraş’ın Yörükselim mahallesindeki büyük konakta, yazları ise Güzlek ve Çağsak’taki yaylalarda doğayla iç içe geçmiş, daha ilkokul çağlarında iken dönemin popüler tarihî romanlarını okumuştur. Lisede Yusuf Ziya Beyzadeoğlu ve Mustafa Atatanır gibi öğrencilerine edebiyat zevki aşılayan öğretmenleri olmuş, ileride edebiyat dünyasında isim yapacak olan Cahit Zarifoğlu, Rasim Özdenören, Alaeddin Özdenören ve Mehmet Akif İnan gibi okul arkadaşlarıyla oluşturdukları bir edebiyat ortamı içinde bulunmuştur. Bu grup Varlık, Yedi Tepe, Türk Düşüncesi, Büyük Doğu, Pazar Postası gibi dergileri izlemiş, daha önce Nuri Pakdil tarafından çıkarılan okul dergisi Hamle’yi yeniden çıkarmış, Gençlik ve Demokrasiye Hizmet gibi mahallî gazetelerde sanat sayfaları hazırlamıştır. Bayazıt’ın ilk şiirleri adı geçen dergi ve gazete sayfalarıyla (1958) Şeref Turhan’ın Maraşlı Şairler Antolojisi’nde (1960) çıkmıştır. Üniversite yıllarında Yeni İstiklâl gazetesinin sanat sayfasında ve Diriliş dergisinde şiirleriyle görünmüş, 1968’de Nuri Pakdil’in yayımlamaya başladığı Edebiyat dergisinin kurucuları arasında yer almıştır.
1973’te neşredilen Sebep Ey adlı ilk şiir kitabındaki kitlelere seslenen yüksek perdeli şiirleri okuyucular arasında yaygınlık kazanmıştır. Şehir yaşantısından bunalıp çocukluğunun doğa ortamına çekilmek üzere döndüğü Maraş’ta bulunduğu bir sırada Cahit Zarifoğlu, Rasim Özdenören, Mehmet Akif İnan ve Alaeddin Özdenören tarafından hazırlıkları tamamlanan Mavera dergisi ve Akabe Yayınları’nın idaresini üstlenmek üzere Ankara’ya çağrılmış, 1976-1984 yılları arasında dergi ve yayınevinin sahipliğini ve idaresini üzerine almıştır. 1979’da Yeni Devir gazetesinde köşe yazıları yazmaya başlayan şair, Ajans 1400’ü kuran film ekibiyle beraber savaş şartları içindeki Afganistan’a düzenlenen bir seyahate katılmış (1981), İran, Hindistan ve Pakistan’dan Afganistan içlerine kadar uzanan bu seyahatin izlenimlerini önce Mavera dergisinde yayımlamış, daha sonra İpek Yolundan Afganistan’a adlı eserinde toplamıştır (Ankara 1982). 1997’den itibaren köşe yazılarını Yeni Şafak gazetesinde sürdürmüş, Ak Radyo’da “Şiir, Yalnızca Şiir” adlı bir program hazırlayıp sunmuştur. Şiirleri hakkında “barbar güçlerin, teknolojinin yıktığı, Tanrı’dan kopardığı insanın mânevî kurtuluşunu arayan”; “çağı, makine uygarlığını ve değerlerini yargılayan”; “müslümanların emperyalizme baş kaldırısını yansıtan” gibi değerlendirmeler yapılmıştır.
Erdem Bayazıt’ın şiirindeki anlam ilk olarak doğa etrafında öbekleşir. İçinde bir naiflik de taşıyan bu şiirler başlangıçta yüksek perdeli bir ses tonuyla konuşur; güneş, dağ, deniz gibi iri cüsseli imgelere yaslanır. Kitleler önünde seslendirilmeye yatkındır. Bazı imgeler ise savaş metaforu etrafında bir araya getirilmeye uygundur. Ancak bu şiirlerdeki savaş ve baş kaldırı poetik bir karakter taşır. Daha sonraki şiirlerinde bütün kabarmalar, fırtınalar, boğuşmalar Allah’ı anışta, kalbin ritminin evrendeki büyük ritimle buluşmasında anlamını bulur ve yatışır. Dışa doğru atılma ve yükselme arzuları içe doğru bir derinleşmeye evrilir. Şiir bir çeşit duaya dönüşür: “Birden her yerde her şeyde içimizde kımıldayan / Yürek vuruşlarıyla beliren zikir / Yeri ve göğü ve damarları dolduran / Ondan başka her şey yok olan yalan olan / rahman / ve rahim olan.”
Türkiye Yazarlar Birliği tarafından İpek Yolundan Afganistan’a adlı eserine basın ödülü (1982), Risaleler adlı kitabına şiir ödülü (1987) verilmiştir. 2003’te Strasburg’da yapılan Türkçe’nin V. Uluslararası Şiir Şöleni’nde Yahya Kemal büyük ödülünü almıştır. Hakkında Yedi İklim dergisi bir özel sayı çıkarmış (Şubat-Mart 2008), Murat Turna tarafından yüksek lisans tezi hazırlanmıştır (İstanbul 2004). Bazı şiirleri Mevlüt Ceylan tarafından İngilizce’ye çevrilmiştir. Bayazıt’ın şiirleri Sebep Ey (Ankara 1973, 1979), Risaleler (İstanbul 1987), Şiirler (İstanbul 1992, 2014), Gelecek Zaman Risalesi (toplu şiirler) (İstanbul 1998) adlı kitaplarda toplanmıştır.
Tesadüfen fark etti pençelerini kendi yaptırdı: Adanalı Wolverine görenleri şaşırtıyor