Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Şanghay İşbirliği Örgütü 24'üncü Devlet Başkanları Zirvesi nedeniyle bulunduğu Kazakistan’ın başkenti Astana’da temaslarına devam etti. Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev'in ev sahipliğinde "ŞİÖ +" formatında zirve öncesinde liderler, aile fotoğrafı için bir araya geldi. Fotoğraf çekiminde Erdoğan'ın sağında Rusya Devlet Başkanı Putin, solunda ise Türkmenistan Milli Lideri ve Halk Maslahatı Başkanı Berdimuhammedov bulundu.
Ardından Bağımsızlık Sarayı'nda düzenlenen oturumda konuşan Erdoğan, zirve için belirlenen, “Sürdürülebilir Barış ve Kalkınma Arayışında Çok Taraflı Diyaloğun Güçlendirilmesi” temasının son derece isabetli olduğunu söyledi. “Kural temelli uluslararası sistemin sütunlarının sarsılmakta olduğu bir dönemden geçiyoruz” diyen Erdoğan, “Terörizm, İslam ve yabancı düşmanlığı, düzensiz göç, iklim değişikliği, enerji ve gıda güvenliğiyle tedarik zincirlerindeki aksamalar gibi meydan okumalar, yaşanan jeopolitik sarsıntıların şiddetini artırıyor. Bunun en son ve acı örneği hepimizin gözleri önünde Gazze başta olmak üzere işgal edilmiş Filistin topraklarında sergilenmektedir” ifadelerini kullandı.
Gazze'de ayrım gözetmeksizin gerçekleştirilen saldırılarda yaklaşık 40 bin masum insanın hayatını kaybettiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Yaklaşık 90 bin Filistinlinin yaralandığı, 16 binden fazla masum çocuğun altında can verdikleri yıkıntılar, esasen meşruiyetini kaybeden uluslararası sistemin enkazıdır. Bu yıkıma son vermek için İsrail'in durdurulması ve kalıcı ateşkesi kabul etmeye zorlanması lazım. Bunun için de İsrail yönetimi üzerindeki baskının arttırılarak sürdürülmesi gerekiyor. Elbette uluslararası düzenin karşı karşıya kaldığı tüm bu krizler karşısında karamsarlığa kapılmadan tüm samimiyet ve gayretiyle küresel adalet için seslerini yükselten ilkeli ülkeler de var. Türkiye olarak mütemadiyen mevcut uluslararası düzenin zafiyetlerine dikkati çekiyoruz.”
“Güçlünün haklı olduğu değil haklının güçlü olduğu, küresel adaletsizlikleri ortadan kaldıran, ekonomik eşitsizliklerin üzerine giden, barış, güvenlik, istikrar ve refah üreten etkili ve tüm insanlığı kucaklayıcı bir uluslararası sistemin inşası için tüm engellemelere rağmen çalışıyoruz. Amacımız insanı ve insani değerleri merkeze alan girişimci diplomasi anlayışıyla bölgemizde ve ötesinde bir barış kuşağı tesis etmektir. Dünya bu çalkantıları yaşarken aynı zamanda bir terör tehlikesiyle de karşı karşıyadır.”
Astana’da yoğun bir diplomasi trafiği de yürüten Erdoğan, ilk olarak Moğolistan Cumhurbaşkanı Ukhnaagiin Khurelsukh ile görüştü. İki lider, Türkiye ile Moğolistan ilişkilerini, bölgesel ve küresel konuları ele aldı. Erdoğan’ın ikinci görüşmesi Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani ile oldu. Görüşmede, Türkiye ile Katar ikili ilişkileri, İsrail'in Filistin'e yönelik saldırıları, Lübnan'a yönelik İsrail tehdidi, bölgesel ve küresel konular ele alındı.
Erdoğan görüşmede, İsrail saldırganlığının bölgeye yayılmasının tehlikeli olduğunu, İslam dünyası başta olmak üzere uluslararası toplumun buna izin vermemek ve İsrail'i durdurmak için bir an önce adım atması, ortak çalışma yürütmesi gerektiğini belirtti. Erdoğan daha sonra Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile bir araya geldi. Görüşmede Erdoğan, Türkiye’nin Çin ile ilişkilerinin her alanda geliştirilmesi için atılan adımların artarak devam etmesinin hedeflendiğini, bunun iki ülkeye de kazandıracağını ifade etti.
Erdoğan, Ukrayna-Rusya Savaşı ile İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarının bölgesel ve küresel düzeyde yayılma tehlikesinin son derece önemli olduğunu, buna karşı uluslararası toplumun etkin tedbirler alması gerektiğini belirtti. Belarus Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko ile de görüşen Erdoğan, Ukrayna-Rusya arasında devam eden savaşı durdurmak için atılması gereken adımlar bulunduğunu, Türkiye’nin barış için çaba göstermeye devam edeceğini belirtti. Erdoğan, Astana'daki son görüşmesini ise Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile yaparak muhatabıyla küresel gelişmeleri görüştü.
Türkiye'nin, geçici koruma altındaki Suriyeliler de dahil olmak üzere yaklaşık 4 milyondan fazla yerinden edilmiş insana ev sahipliği yaptığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Uluslararası toplumun da sorumluluk bilinciyle hareket etmesi gerektiğini her fırsatta dile getiriyoruz. İnsani yardımlar, bahsettiğimiz sorunlarla mücadelede temel araçlardan bir diğeridir. Gazze'ye gönderilen yardımların üçte birini Türkiye olarak biz üstlendik. Yaklaşık 620 ton insani yardım taşıyan 20'nci iyilik trenimiz, 12 Haziran'da Afganistan'a ulaştı. Keza yakın zamanda toplamda 24 tonluk gıda maddesi ve ilacı da Türk Hava Kuvvetlerimize ait bir kargo uçağıyla Afganistan'a ilettik. Bu bağlamda da sizlerle ortak bir sinerji oluşturmaya hazırız. Uluslararası toplumun sağduyulu, sorun çözücü ve ilkeli bir mensubu olarak Türkiye, küresel sınamalarla mücadelede önemli bir güç çarpanıdır.”
Türkiye, Çin’le ilişkileri geliştiriyor. Batı'nın küresel finans sistemi üzerindeki hakimiyetine meydan okumayı amaçlayan Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika'dan oluşan BRICS’e katılması için Türkiye’ye destek geldi. Geçen hafta bir heyetle Çin’de temaslarda bulunan Sırakaya, ziyarete dair bilgi verdi. Çin Komünist Partisi yetkilileri ile bir araya geldiklerini anlatan Sırakaya, BRICS konusuna dikkat çekti. Sırakaya, “BRİCS konusunda Türkiye’nin olmasını çok ciddi anlamda destekliyoruz, dediler. BRICS, Suudi Arabistan, Arjantin, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır katılması ile birlikte dünya nüfusunun yüzde 41’ne bir hitap eder. 56 trilyon dolar ile dünyadaki ekonominin yüzde 32’sine hükmeden bir yapı” diye konuştu. Sırakaya, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’i Türkiye’ye davetini ilettik. Çin Komünist Partisi’nin üst düzey yetkilileri de eylül ayında Türkiye’ye gelecek” diye konuştu.