Eski Ülkü Ocakları Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş'in öldürülmesiyle ilgili 22 sanığın yargılanmasına başlandı. Sincan Cezaevi Yerleşkesi’nde bulunan Ankara 32’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmada mahkeme başkanı iddianame özetini okuduktan sonra sanık savunmalarına geçildi. Cinayet günü motosikleti kullanan sanık Vedat Balkaya, olay tarihinden önce cezaevinden çıktığını, iş bulamadığını anlattı. Çep'in kendisine verdiği parayla motor aldığını söyleyen Balkaya, 1 gün sonra Çep'in kendisini aradığını ve Ataşehir'de buluştuklarını kaydetti. Balkaya, “Ankara'da birinden alacağım var, Eray'ı Ankara'ya götürecek araba var ama getirecek kişi yok” dedi. Bunun üzerine yardım amaçlı sabah 6 gibi Ankara'ya vardım” diye konuştu.
Tetikçi Eray Özyağcı ise savcılık ve Emniyet’teki ifadesini değiştirerek emri Doğukan Çep’ten aldığını söyledi. Özyağcı olay gününü şöyle anlattı: “Vedat'a, Doğukan abinin alacak meselesi için biriyle görüşeceğimi, silah sesi duyması halinde korkmayıp beklemesini söyledim. Sonra kafeye oturup Doğukan abimden haber bekledim. Arayıp 'Sinan Ateş'in yanında iki kişi var. Ayaklarından vur uzaklaş, diğerleriyle uğraşma' dedi. Yukarıdan aşağı 3 kişinin geldiğini gördüm. Ateş'in ayaklarına sağlı sollu ateş edip kaçmaya başladım. Bir kişi hedef gözetmeksizin ateş etmeye başladı. Ben de onlara ateş ettim. Daha sonra 'Reisi vurduk, reisi vurduk' diye bir ses duydum.”
Kendisini bekleyen motosiklete binerek, Çep'in daha önce gönderdiği Gölbaşı'ndaki konuma gittiklerini söyleyen Özyağcı, ifade verdiği savcıların, cinayeti “siyasi amaçla işlenmiş gibi göstermek için” kendisine baskı kurduklarını iddia etti. Özyağcı bazı isimler ve fotoğrafların onaylatılmaya çalışıldığını söyledi: “Üç tane savcı ifademi almaya başladı. Savcı ‘Bize hikaye anlatma. Bu işin siyasi olduğunu düşünüyoruz. Devlet Bey'den talimat aldıysan bizi uğraştırma. MHP'den iki üç yöneticinin ismini ver seni kurtaralım. Seni içeride de dışarıda da koruyacağız. Sana insan ve araç fotoğrafları göstereceğiz. Bunları onayla yeter’ dedi. Bana gösterilen fotoğraflardaki aracı bilmiyorum, kişileri tanımıyorum. Ülkü Ocakları mensubu olduklarını haberlerden öğrendim.”
Gezi olayları sonrası ceza aldığını, tutuksuz yargılandığını, dosyasının temyiz incelemesi için Yargıtay’da bulunduğunu ifade eden sanık Çep, bir gün sabah namazını kılarken Ateş’le tanıştığını ve hakkındaki temyiz sürecine ilişkin yardım istediğini anlattı. Sinan Ateş'in, “Dosyana yardımcı olacağım” dediğini, bir süre sonra da “Bir kanal buldum halledecekler, 1 milyon lira para istiyorlar” dediğini ileri süren Çep, o kadar parasının olmadığını ancak 200 bin lira verebileceğini söylediğini, bu parayı Taksim'de bir otelde kendisine teslim ettiğini iddia etti. Ateş'in daha sonra kendisinden 200 bin lira daha istediğini, Üsküdar'da bu parayı kendisine verdiğini iddia eden Çep, Ateş'in daha sonra kendisinden paranın tamamını istediğini, 250 bin lira daha ayarladığını öne sürdü.
Aradan geçen süreye rağmen Yargıtay’daki dosyanın sonuçlanmadığını söyleyen Çep şunları anlattı: “Aralık ayı başıydı. Aradım, 'Abi eli kulağındaydı, ne oldu 1 ay geçti' dedim. 'Kardeşim haber bekliyorum' dedi. 'Hani sonuna gelmiştik abi? Olmuyorsa paramızı geri alalım' dedim. 'Kardeşim çocuk oyuncağı mı, parayı verdim nasıl alayım' dedi. 4-5 gün sonra aradım 'Müsait değilim' deyip kapattı. Aramasını bekledim, aramadı. Ben arıyorum, açmıyor. Bir iki gün daha bekledim, sonra Eray yanımda 'Ben bunu ayaklarından vuracağım' dedim. Öldürmeye göndersem 'Öldürmeye gönderdim' derim. Ben ayağından 2-3 kere vurdurmaya gönderdim. Öldüğü için üzgünüm.”
Cinayet mahallinde keşif yapan sanık Suat Kurt ise kendini şu ifadelerde savundu: “(Çep), ‘En fazla ayaklarından vurulacak’ dedi. Ayın 26’sında Ankara’ya gittim. Kendi kimlik bilgilerimle otele yerleştim. Doğukan adres bilgilerini attı, giriş-çıkışını ilettim. İfademdeki her şey doğrudur. Ben cinayet işleneceğini bilsem kendi kimlik bilgilerimle otelde kalmam. Cezaevinden pandemi izninde çıkmışım, bir daha niye böyle bir şeyin içine gireyim. Yandı infazım, mağdur olduk. Ben silah falan görmedim hiçbir yerde.”
Sincan Cezaevi’nde görülen duruşmayı CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve TÜRKSAM Başkanı Sinan Oğan da takip etti. Salonda Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş ve Kılıçdaroğlu ile birlikte oturan Özel, “Bu işin peşini bırakmayacağız. Bütün hukuki süreci takip edeceğiz. Dava görüldüğü müddetçe CHP'den en az iki genel başkan yardımcısı, hukukçu milletvekilleri, davayı takip edecek. Ben de fırsat buldukça bu davayı takip edeceğim” dedi.
Müşteki sıralarında söz alan MHP avukatları, davaya katılma talebinde bulundu. Savcı, “suçtan doğrudan zarar görmedikleri” gerekçesiyle katılma talebinin reddine karar verilmesini talep etti. Mahkeme, “MHP'nin suçtan zarar gören sıfatı bulunmadığı” gerekçesiyle katılma talebinin oy birliğiyle reddine karar verdi.
Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş duruşma öncesi açıklamalarda bulundu. Ateş, suçluların adil şekilde yargılanmasından başka hiçbir talepleri olmadığını belirtti: “Eksik deliller var, halen gelmeyen, dosyaya eklenmeyen deliller var. Bizim beklentimiz ve isteğimiz şu: Ayrılan dosyadaki 17 kişi hakkında gerekli işlemlerin hızlı yapılarak, bu dosyanın da bizim dosyamıza eklenmesi, eksik olan bu iddianamedeki boşlukların tamamlanarak, yeni ve doğru bir iddianamenin yazılması ve yargılamanın hızlı yapılması.”
Sinan Ateş davası bugün başlıyor: 22 sanık ilk kez hakim karşısına çıkacak
Sinan Ateş davasında mahkemedeki ilk ifadeleri ortaya çıktı: Tetikçi ve azmettirici savunma yaptı