Türkiye’de gelişen girişimcilik ekosisteminde en büyük gelişmelerden biri de tarım alanında yaşanıyor. Özellikle yeni nesil üretim modellerine yönelik ülkemizde birçok farklı tarım girişimi ortaya çıkmaya başladı. Bununla sağlanan devlet destekleri de tarım girişimcileri için doping etkisi oluşturdu. Son yıllarda Türkiye genelinde bu alanda birçok başarılı örnek ortaya çıktı. Özellikle kırsala dönüş kapsamında üreticiler memleketlerine dönerek üretime başladı. Üretim aşamasında akıllı tarım uygulamalarını tercih eden girişimciler, yüksek verimlilikle yurt dışına ürün göndermeyi başardı. Gençlerin girişimcilik adına ortaya koyduğu başarılı örneklerle üreticinin yaş ortalaması da gerilemeye başladı. Devletin girişimci çiftçilere yönelik kapsamlı desteklerinin yanı sıra bankacılık sektörü de tarımsal girişimcilere önemli destek sağlıyor.
Tarım bankacılığı uygulamaları kapsamında bankalar tarafından üreticilere ekipman teşvikine kadar farklı birçok destek sunuluyor. Yine halihazırda üretim yapan çiftçilere tarımsal harcamalarını vadeli ödeme imkânı ve nakit akışını tahsilat dönemine göre ayarlama olanağı sunuluyor. Üreticiye yönelik finansman desteğinin hızla çeşitlendiği tarım bankacılığında ayrıca; tarım ve hayvancılık finansmanı, elektronik ürün senedi (ELÜS) teminatlı finansman, bitkisel üretim finansmanı, süt hayvancılığı finansmanı, besi hayvancılığı finansmanı, arıcılık finansmanı, traktör finansmanı, tarım ekipman finansmanı ve tarla alımı finansmanı gibi birçok farklı finansman çeşidi yer alıyor.
Küresel iklim krizinin en çok etkilediği alanlardan biri arasında tarım geliyor. Yaşanan iklim değişikliği tarımsal üretimi olumsuz etkilerken, bu noktada yüksek verimlilik sağlayacak üretim modelleri hayati önem taşıyor. Tarımsal girişimcilikle akıllı üretim modellerini bir araya getiren kişiler için ise bu alanda hala yüksek potansiyel bulunuyor. Bu dönüşüm sürecindeki ekipman ihtiyacı için bankaların sağladığı finansman büyük önem arz ediyor. Ayrıca tarım bankacılığı kapsamında söz konusu üreticilere danışmanlık hizmeti de sağlanıyor. Bu sayede, üretici hasattan depolamaya ve tedarik sürecine kadar işin birçok farklı aşamasında profesyonel destek alabiliyor.
Dünya tarımsal üretiminin yüzde 1,34’ünü oluşturan Türkiye’nin 2050’de yüzde 2,35’lik paya ulaşması bekleniyor. Bunun gerçekleşmesi ve tarımda sürdürülebilirliğin yolu ise teknolojiden geçiyor. Bu noktada modern üretim tekniklerinin yaygınlaşması daha da önemli hale geliyor. Sağlanan destekler çiftçilerin teknolojik dönüşüme ayak uydurmasını kolaylaştırıyor.
Paha biçilmez araba koleksiyonu: Trafiğe çıkarmaya bile kıyamıyor! Türkiye'de bunlardan çok az var
Benzin ve motorin fiyatlarına zam beklentisi
TÜİK 55 sözleşmeli personel alacak: İşte başvuru şartları ve detaylar
