15 Haziran Cumartesi günü Kurban Bayramı arefesi…
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısının ardından millete seslendiği konuşmasında. Bayram tatiline ilişkin: "Kamu çalışanlarımız için 16 Haziran Pazar günü başlayacak Kurban Bayramı sonrasındaki 2 günlük süreyi de idari izin kapsamına aldık. Perşembe ve cuma günlerini de bayram tatiline ekleyerek 9 günlük bir tatil imkânı sağlamış oluyoruz." dedi.
Buna göre; Kamu çalışanları, 15 Haziran Cumartesi ile 23 Haziran Pazar günleri arasında 9 gün izinli sayılacak…2024 yılı Kurban Bayramı takvimi şöyledir:
Arefe: 15 Haziran 2024 Cumartesi
Kurban Bayramı (1. Gün): 16 Haziran 2024 Pazar
Kurban Bayramı (2. Gün): 17 Haziran 2024 Pazartesi
Kurban Bayramı (3. Gün): 18 Haziran 2024 Salı
Kurban Bayramı (4. Gün): 19 Haziran 2024 Çarşamba
Kurban Bayramınızı şimdiden en içten dileklerimle kutluyor hepinize mutlu günler, mutlu Bayramlar diliyorum.
Kurban ve Ramazan Bayramlarının sosyal yaşantımız üzerinde çok büyük etkileri vardır.Önümüzdeki pazar günü kurban bayramı…
Kurban bayramının sosyal yaşantımızdaki etkileri göze görünür şekilde ortada…
Dini Bayramlar; Cumalar gibi, kandiller gibi, insan hayatında önemli dönüm noktalarıdır.
Bayrama ulaşan, Bayramla kucaklaşan mü’min, inanmış insan; Geçen bayramdan buyana yaptıklarının, gelecek bayrama kadar yapacaklarının genel bir muhasebesini yapar.
Yaptığı iyiliklerden sevinç, kötülüklerden pişmanlık duyar.
Manevi hayatının bu dönüm noktasında çevresine ibretle bakar.
Allah'ın verdiği nimetlere; Sağlıklı bir vücuda sahip olduğuna, temiz bir anne-baba veya evlada sahip olduğuna şükreder.
Türk milletinin bayram gelenekleri diğer Müslüman milletlerden daha renkli, daha zengindir.
Hatırlayınız…
Bu yıl Ramazan İftarı, sahuru, davulu, imsakiyesi, pidesi, radyo ve televizyon programları ile hayatımızda tam bir sosyal hadise olmuştu.
Yine Ramazanda Bahçesinde, tarlasında çalıştıktan sonra oruçlu oruçlu evine giden işçi ve işverenden,,.İşyerinde oruçlu olarak büyük bir hazla görev yapan memurdan…İftarı bekleyen tüccardan…
Televizyon programlarından, satış yapan esnafa varıncaya kadar bundan etkilenmeyen yoktu.
Bunun içindir ki; Teravihlerde camilerimiz sosyal mesafeye uyularak dolup taşmış, fırınların önünde kuyruklar oluşmuş, marketlerde satışlar artmış, lokantalarımız iftar ve sahur için özel hazırlıklar yapmış, ibadet alışkanlığı olmayanlar bile Ramazanda inançlı bir yaşayış içine girmişlerdi.Özel ve devlet televizyonu programlarının değişmesi, günlük gazetelerde Ramazan sayfaları düzenlenmesi, kuponlu-kuponsuz hediyeler verilmesi, büyük şehirlerde fabrika bacaları gibi yükselen minarelere asılan Mahyalar Ramazanı tam bir sosyal olay haline getirmişti.
Evde, çarşıda, pazarda, sokakta, okulda, devlet dairelerinde, basında, terminallerde, camilerde yaşanan manevi hava bayramla noktalanmıştı.
Bayramlar insanlarımızın sevinç günleridir.
Ramazan ve Kurban bayramlarının İslamiyet’ten önce Medinelilerin gülüp oynadıkları iki güne karşılık olmak üzere Allah’ın Müslümanlara bahsettiği daha hayırlı iki gün olduğunu Peygamberimiz haber vermişlerdir.
Bayram günlerinde Allah’ın AF kapısı açılır.
Allah’ın “af sıfatı” bağışlanacak gönüller arar.“Kulum bana bir karış yaklaşırsa ben ona bir arşın yaklaşırım. Kulum bana bir arşın yaklaşırsa, ben ona bir kulaç yaklaşırım. Kulum bana yürüyerek gelirse ben ona koşarak gelirim.” buyuran Cenab-u Allah; Kendisine bir karış yaklaşan, bir arşın yaklaşan, yürüyerek gelen bir kul arar, koşarak gelmek için…
Bayramlar insanlarımızın kardeşlik günleridir.
Küslerin barıştığı, barışanların kucaklaştığı mutlu günlerdir.
Kötülük yapana iyilik yapmak, zulmedeni affetmek, kalplerdeki kırgınlıkları kaldırmak, kul olmanın en güzel yönüdür.
Peygamberimiz ne güzel buyurmuştur:“Sana gelmeyene sen git. Sana vermeyene sen ver.. Sana zulmedeni sen affet.. Sana kötülük edene sen iyilik et. Kendi aleyhine de olsa hakkı söyle…”Milletimiz kavgalardan, gönül kırgınlıklarından, kardeşin kardeşi vurmasından, bize hiç yakışmayan cinayetlerden, sabotajlardan, anarşiden, gerçekleri çarpıtmadan, terör olaylarından büyük yaralar almıştır.
Geniş bir hoşgörüye, topluca birbirimizi affetmeye, millet olarak dost ve düşman karşısında saflarımızı sıkılaştırmaya, yakın ve uzak geçmişin yaralarını sarmaya muhtacız.
Geçmiş tarihimizde çok acı günler yaşadık.
Askeriyle, siviliyle, genciyle, ihtiyarıyla topyekûn seferber olarak ülkemizden düşmanlarımızı kovduğumuz günlerin canlı örnekleri hâlâ aramızda yaşıyor…
Bugünlere kolay gelmedik.
Bugün; Ufkumuzdan yavaş yavaş dağılmaya başlayan kavga, kırgınlık sislerini, şafaklara döndürerek kardeşlik hamlesini gecikmeden dalga dalga bütün yurt sathında gerçekleştirmeliyiz.
Her insan suç işleyebilir, kalp kırabilir, hata yapabilir.
Kötü olan; suç ve günahta ısrar etmektir.
Suçta ısrar etmemek, suçta ısrar etmeyenleri affetmek, mü’minin faziletidir.
Bayramda birbirinize sevgi kucaklarınızı açınız.
Kandil-kandil, mevlid-mevlid, bayram-bayram bir araya gelen gönüllerinizi sevgi çiçekleriyle doldurunuz.
Anne-babalar çocuklarına daha şefkatli davransın, daha anlayışlı olsun.Çocuklar anne, babaya karşı daha anlayışlı, daha saygılı davransın..
Komşular birbirine karşı olumlu davransın.
Maddi durumu iyi olanlar; Fakir durumda olanlara yalnız Ramazan ve Kurban bayramında değil, her an cömertlik kapısını açık tutsun.
Zekât ve fitre ile vermeye alışan gönüller…
Allah'ın size verdiklerinden, sizde başkalarına veriniz.
Tarihi ile milli kültürü ile nüfusu ile yeraltı-yerüstü zenginlikleriyle, coğrafi ve stratejik konumu ile büyük bir milletiz.
Bayramların, Hürriyetin, İstiklalin, bayrağın, Kur’an’ın, Ezanın, İstiklal marşının kıymetini biliniz…
Milletimizin, devletimizin değerini biliniz…
Bayramlar sevinçlerin paylaşıldığı, dertlerin unutulduğu, gönüllerin yıkandığı, istemesini bilenler için günahların affedildiği, ellerin dostluk için birbirine uzandığı, kalplerin sevinç-sevinç perçinlendiği, Allah'ın rahmetinin deniz-deniz üzerimizde gezindiği günlerdir.
Hepinizin Kurban bayramını tekrar kutluyor ve ailece mutlu yıllar geçirmenizi diliyorum.
Hoşça kalınız.