Son zamanlarda Türkiye’de suç çeşitliliğinin, oranlarının ve de suçluların hızla artışının hız kazandığını görüyoruz. Nerede neyle karşılaşacağımızı bilmemek ve suçluların yaşamımıza temasının an meselesi olabileceğini düşünmekten kendimizi alıkoyamamak…
Her yeni güne bu düşünceyle uyanmanın zihnimizde ve bedenimizde yarattığı gerilim…
Nasıl bir dünya içindeyiz, neler oluyor?
İçimizdeki dünya, seçtiğimiz dünya ve değiştirebileceğimiz dünyayı etrafımızda tüm güzellikleriyle döndürürken ya kontrol edemediğimiz dış dünya!
İşte o dış dünyada etrafımızı çevreleyen madde bağımlıları, beyin kimyası bozuk psikopatlar, şizofrenler, tecavüzcüler, sahtekarlar, hırsızlar, ruhsatsız silahlar taşıyıcıları ,magandalar, bin türlü dolandırıcılığın kötü kahramanları, insanların canına kast eden katiller ve ruhunu emen zombiler…
Av olarak ne zaman ve kaçıncı sıradayız?
Hangimiz?
Ya bunda, Ya şunda…
Halbuki az önce aynaya bakarken “Seni Seviyorum. Mutlulukları fark et, bulunduğun anda kal.” diyordum kendime. Potansiyelimizi, hedeflerimizi güçlendirmenin öz kaynaklarımıza yönelmemizle mümkün olacağını, mutluluğun içeriden geldiğine, mutlu insanın başarılı olabileceğine ve insanlığa çok şeyler katacağına olan inancımı tazeliyordum. Anlamlı ve huzurlu bir yaşamın anahtarlarını çıkarıp sayıyordum bir bir.
Fırına, kasaba, manava giderken; araçta, metroda, otobüste, motosiklette, takside ,feribotta, mahallede, sokakta, balkonda hatta okulda, evde güvende miyiz? olduğumuzu hangimiz söyleyebilir?
Hey! Evine yorgun argın adımlarla ilerlerken tanımadığın birinin kafasına taşla saldırdığı Aslıgiz! Neden böyle bir şeyle karşılaştım? Ben ne yaptım ki diye kendine soruyordun ya…
Sen bir şey yapmadın saldırganın biraz canı sıkılmış da SEN denk gelmişsin hani öyle demiş yani. Basit yaralamadan ceza aldı bu zombi 3-4 ay sonra yine bir yerlerden çıkacak karşımıza.Hangi şehir, hangi cadde, hangi sokak,mahalle yakında ezberleriz zaten.
Ha bu defa mağdur yerine maktül kelimesini kullanmak zorunda kalmak durumu da yok değil; Saldırıya uğrayanın beyin kanaması, iç kanama geçirmesi durumunda olur da kasten adam öldürmeye girerse aldığı ceza, hepimiz 20-25 yıl sokakta rahatız demektir.
Yalnız kurban hayatta olmasa da bu rahatı ona borçlu olduğumuzu hatırlamak da kopmayan boynumuzun borcu tabikii ...
Bitmedi Biter mi! Kaçıncı yas? Saymaları atlayıp geldiğim…
Ah İbrahim hoca seni unuttuğumuzu sanma, mekanın cennet olsun…
Hızlı ve rahat bir şekilde ulaşılan silahlar, iyilik hali sağlıklı olmayan, kimlikte Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı yazan ancak vatandaş olma bilinç ve duygusundan uzak, milli değerlerden, örflerden, saygıdan, sevgiden, erdemli insan olmanın öneminden bir haberler.Size ne demek lazım!
İnsanlık erdemine sahip olan kişi öğretmene minnettar kalır. Bir eğitimcinin canına nasıl kastedilebilir? Öğrenci demeye insanın dili varmıyor ama her şey bir kenara da iyi insan olmak her dilde, her dinde, her ulusta her ırkta ortak bir evrensel ilke değil midir? Öğretmenlik vahşet ve zorbalığın karşısında olan yegane bir meslektir ki okul kapısından içeri ancak incelik zarafet, nezaket, saygı, sevgi girebilir. Harici can alıcıysa; Altta yatan sosyolojik, psikolojik, siyasi, sosyal, kültürel, ekonomik olarak arka plan okumalarını çok doğru okuyarak tedbir almak gerekir.Hem de jet hızıyla.
İÇ KARARTICI BİR TABLO
Bu iç karartıcı tablo karşında nasıl sistemler geliştirilebilir, sebepler nelerdir, nasıl baş edilir, ne gibi tedbirler alınır, olumsuz sonuçları nasıl giderilebilir?
* Sosyal çözülmeler, ahlaki dejenerasyon, yüksek enflasyon, ekonomik eşitsizlikler, yoksulluk, işsizlik, evsizliğin artması ,dışardan alınan göçlerle birlikte demografik yapı değişiklikleri buna paralel toplumsal yapının belirsizleşmesi, çeşitli din dil kültürel ve yapıya sahip insanların ülkemizde toplumsal sorumluluklardan kendilerini soyutlamaları ve uyum sorunu, İstihdamdaki istikranın sağlanamaması.
Bir çok unsur var ki bazısını saymadan geçemeyeceğim.
Bu tablonun psikolojik boyutu;Travmalar ve çeşitli nedenlerle dizginlenemeyen bireylerin sorunları, ruh sağlığındaki bozulmalar, madde ve alkol bağımlılarının artışı…
Nedenleri çoğaltabiliriz. Artık suçu meydana getiren koşulları, suçun topluma telafi edilemez zararlar verdiğini toplumda sarılamaz yaralar açtığını da biliyoruz.
Yalnız bilmek yetmiyor.
Suç ve suçlularla etkin bir mücadele nasıl gerçekleştirilebilir, öncelikli olarak Anayasa’da yer alan temel hak ve özgürlüklerinin başında gelen yaşam güvencesinin ve can- mal güvenliğinin sağlanmasının birincil gereklilik olduğunu hatırlatalım.
Bunun için yapacak çok şeyin olduğu kesin,
bazılarını sıralayalım;
*Ceza kanunları Ceza politikalarının gözden geçirilmesi, yasaların caydırıcı nitelik taşıması, yaptırımların artırılması.
*Siyasi, sosyal ve kültürel politikalar gözden g,eçirilmesi , ekonomik alanda eşitsizliklerin giderilmesi, enflasyon oranlarının düşürülmesi işsizliğin, yoksulluğun ve evsizliğin minimum düzeye indirilmesi.
*Kitle iletişim araçlarının kontrolleri daha sıkı yapılarak suça özendirici film ve dizi programlarının yapılmasının önüne geçilmesi ve bu araçların daha çok kültürlenme bilgilendirme, yönlendirme, rehberlik etme mahiyetli olması.
*Başta aile olmak üzere okul, meslek grupları, sosyalleşme ve kültürlenme grupları, akraba toplulukları, sokak mahalle ahenkleri, dernek ve vakıf gibi dayanışma grupları vs. olmak üzere temelde birbirinde etki bırakan ve birbirinden öğrenmeyi sağlayan unsurları barındıran mekanizmaların artırılması iyi modeller oluşturulması. Sosyal kontrolün de toplum yararına olacak şekilde düzenlenmesi. Toplumsal refah için herkese düşen görev ve sorumluluklar olduğunu bilerek yurttaş olma bilincinin oluşturulması.
*Ruh sağlığını koruyucu kuruluşların sayısının arttırılması, çerçevesinin geliştirilmesi, rehabilite ve takiplerinin yapılması konusunda ihtiyaçların hızlıca giderilmesi.
*Bağımlılıkların altında yatan sebeplerin incelenmesi ve problemlere dönük önlemlerin alınması.
*Türkiye’ye ziyaret yerleşim ve Türk vatandaşlığı konusunda sıkı önlemlerim alınması.
*Türkiye’ye hangi sebepten olursa olsun göç konusunun ivedilikle ele alınması ülkeye denetimli göçlerin koşullarının zorlaştırılması kontrollü ya da kontrolsüz göçler konusunda gerçekçi adımların daha fazla atılması.
*Koruyucu önlemlerin artırılması.
*Ateşli silahlara erişim kolaylığının ortadan kaldırılması. Savunma amaçlı kullanımın artabileceği izlemler sonucunda şiddete dönük eylemleri gerçekleştirme ihtimali göz önünde bulundurularak silaha erişim engelinin konması. İhlali durumunda cezaların caydırıcı olmasının önemi.
*Maganda cezalarının artırılması.
*Ahlaki düzlemin sağlamlaştırılması, dayanışma ve yardımlaşma konusunda örnek çalışmaların ödüllendirilmesi.
*Topluma örnek olabilecek geniş kitlelere sahip çeşitli alanlardaki kişilerin yakın mercek altına alınarak toplumsal çöküntüye sebep olacak tüm söylem ve eylemlerin önüne geçilmesi.
Hırsızlık, yankesicilik, sahtekarlık, güveni kötüye kullanma, çeşitli dolandırıcılık içerikleri, siber saldırılar ve dolandırıcılık çeşitleri konusunda bilinçlendirme projeleri geliştirme; bilişimsel tedbirlerin alınması.
İyi de zaten bunları hepimizin biliyorduk.
Nasıl mı
Yaşayarak
Her gün başımıza oldukça unutulmaz
Oldukça kendini hatırlatan
Yüksek düzey tekerrür muhteva ile hayat sahnesinin sokak ve caddelerinde canlıyız ve yayındayız.
Ömrümüz bir nefes,
Her nefes en güzel çağ olsun,
Mızrabımız şevk,
Sazımız umutlu türküler dolsun…