2010 yılında kurulan Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı (YEK) bugüne kadar başta İslam yazmaları olmak üzere çok sayıda eseri hem basarak hem de dijitale aktararak kültür dünyamıza kazandırdı. Başkanlık, geçtiğimiz yıl temmuz ayında açtığı dünyanın en geniş dijital yazma eser kataloğu ve sürdürdüğü protokollerle de İslam çalışmaları yapanların birincil kaynağı haline geldi. YEK’in Süleymaniye’deki binasında buluştuğumuz Başkan Prof.Dr. Ferruh Özpilavcı, Türkiye ve dünyadaki el yazmalarının izini nasıl sürdüklerinden dijitale aktarımına, yeni çıkacak eserlerden yapılan protokollerle genişleyen kütüphanelerini anlattı.
Yazma eserlerin dijitale aktarılması için yurt içinde bir seferberlik başlattıklarına dikkat çeken Ferruh Özpilavcı, şimdilik 24 kütüphanenin yanı sıra portalda 51 dilde 252 koleksiyon olduğunu söyledi. 607 bin yazma eserin 400 bin dijital görüntüsünün hizmet verdiğini söyleyen Özpilavcı, dijitalleşmeye verdikleri önemi şöyle anlattı: “Portalı açtıktan sonra hızlı bir şekilde Anadolu’daki koleksiyonları tarama işine giriştik. Arkadaşlarımızı Anadolu’ya yönlendirdik. Diyarbakır gibi şehirlerde; özel koleksiyonları, belediyeleri ve sahafları ziyaret edip; onları bağış ve satın almaya ikna ediyorlar. Hiç olmuyorsa acil restorasyon hizmeti vererek dijital görüntülerini alıp portalımızda hizmete açmak için çaba gösteriyoruz. Yazmalar, özel kuruluş, koleksiyon ve kütüphanelerde tabii ki dursun. Fakat böyle bir başkanlık etrafındaki bir veri tabanına en azından görüntüsü yüklensin.”
Dünyanın farklı bölgelerine dağılmış İslam yazmalarını edinmek ya da dijital kataloğuna katmak isteyen YEK, yurt dışında da titiz bir çalışma yürütüyor. Özpilavcı, Başkanlığın kurulduğu günden bugüne aldığı eser sayısının 16 bini geçtiğini ifade ederek şu cümleleri kurdu: “Kültür Bakanlığı Kaçakçılıkla Mücadele Daire Başkanlığı ve Dışişleri Bakanlığıyla irtibatlı şekilde, çalındığı belli olan eserlere ve müzayedelere müdahale ediyor, eserin satışını durduruyoruz. Genelde de iade alıyoruz. Bu eserler, böyle bir kurum ve bütçesi olmasa belki yurt dışına gidecek belki sahaflara satılacak.”
Yazma eserlerin tespiti, dijitale aktarılmasının yanı sıra bakımı ve korunması da bir hayli emek gerektiriyor. Başkan, yazma eserlere sahip kurum, kuruluş ya da kişilere, dijitale aktarmak şartıyla ücretsiz restorasyon hizmeti verdiklerinden bahsederek, “80’den fazla restoratörümüz var. Rami’deki restorasyon dairemizle bu kadar yıl gelmiş böceklenmiş, kurtlanmış, veya kırılmaları başlayan; nem, asit dengesi bozulmuş eserlere acil müdahale ediyoruz. Yoksa eser dökülüp, işlevini kaybeder. Özel kişiler ve koleksiyonlar, eserlerin bakımının zor ve maliyetinin yüksek olması nedeniyle yazmalarını genellikle kuruma bağışlıyor” diye konuştu.
Başkanlık, koleksiyonlarını restorasyon hizmetinin yanı sıra çeşitli protokollerle de genişletiyor. Protokol imzalanan kurumlardan İzmir Milli Kütüphanesi, Erzurum Atatürk Üniversitesi, Rodos Kütüphanesi, Ankara Üniversitesi ve Berlin Kütüphanesi’ndeki İslam yazmalarıyla 132 bine yakın eserin dijital görüntüsü daha portalda yer alacak. Tarihten tıbba, farmakolojiden şifrelemeye kadar farklı konularda yazmalara Türk vatandaşlarının bin varağa kadar ücretsiz erişim hakkı var.
Başkan Ferruh Özpilavcı, ilk kez yayınlanacak, yeni baskı yapacak ve tamamlanacak eserlerden de söz etti. O yazma eserler şöyle: Seyyid Şerif’in Mantık Risaleleri ve Mirek Taşkendi’nin Nevadirü’l-Emsal’i ilk kez yayınlanacak. Tarih-i Cülus-ı Sultan Mustafa Han-ı Salis’in latinize hali okurla buluşacak. Muhyiddin İbn Arabi’nin Fususu’l-Hikem’i ve Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır’ın Hak Dini Kur’an Dili yeniden basılacak, Dîvânu Lugâti’t-Türk ise yenilenmiş baskıyla ilgililerinin hizmetine sunulacak. Künhü’l Ahbar, Ensâbü’l-Eşrâf, Kıssa-i Anter ve Necmeddin Ömer en-Nesefî’nin Et-Teysîr fi’t-Tefsîr’inin yeni ciltleriyle serileri tamamlanacak.