İstanbul
Türk tiyatrosunda epik ve kabarenin öncülerinden Taner, 16 Mayıs 1915'te Meclis-i Mebusan'ın İstanbul milletvekillerinden hukukçu Ahmet Selahattin Bey ile Seza Hanım'ın oğlu olarak İstanbul Çemberlitaş'ta dünyaya geldi.
Henüz 5 yaşındayken babasını kaybeden Taner, annesiyle büyükbabası Matbaa-i Amire Müdürü İsmail Hamit Bey'in Saraçhanebaşı'ndaki konağında yaşamaya başladı.
Konakta büyükannesi, teyzesi ve 4 dayısıyla hayatına devam eden Taner, Türkçenin inceliklerini, aile terbiyesini ve çalışma disiplinini annesinden öğrendi.
Okul tatillerinde deneyim kazanmak için gittiği Hamid Matbaası, onun için bir hayat okulu oldu.
Çocukluk yıllarındaki bu tecrübesi, yazarlık hayatı için de dönüm noktası olan Taner, bütün zamanını dedesinin matbaasında makine sesleri içinde geçirdi.
Galatasaray Lisesinden mezun oldu
Daha sonra ortaöğrenimi için Galatasaray Lisesine (Mekteb-i Sultani) giden Taner, 1935'te mezun oldu.
Usta edebiyatçı ekonomi ve politika üzerine eğitim almak üzere 1935-1938'de devlet bursuyla Almanya'daki Heidelberg Üniversitesine gitti.
Tüberküloz nedeniyle eğitimini yarıda bırakıp Türkiye'ye dönen Taner, 1938-1942'de Erenköy Sanatoryumunda tedavi gördü, bir taraftan da Ankara Radyosu için skeçler yazmaya başladı.
Küçük yaşlarda tiyatroya ilgi duyan Taner, bir açıklamasında, "Hasan Efendi'yi, Naşit'i, Cemal Sahir'i, Darülbedayi'yi, dayımın sınıf arkadaşı Şadi Fikret'in oyunlarını o dönemde gördüm. İlk gördüğüm sinema, Saraçhanebaşı'ndaki Milli Sinema idi. Daha sonra Alemdar ve Ali Efendi sinemalarına giderdik." ifadelerini kullanmıştı.
Lisedeyken Fransızca edebiyatı öğretmeni Mösyö Dard'ın tavsiyesiyle kaleme aldığı skeçlerle edebiyat dünyasına adım atan Taner'in "Töhmet" adlı öyküsü, 1946'da "Haldun Yağcıoğlu" takma ismiyle Yedigün dergisinde yayımlandı.
Öykü, oyun, skeç, kabare, senaryo ve hiciv türlerinde eserlere de imza atan usta edebiyatçının yazıları, "Ülkü", "Yücel", "Varlık", "Küçük Dergi" ve "Yeni İnsan" dergilerinde de okuyucuyla buluştu.
"Şişhane'ye Yağmur Yağıyordu" kitabı New York'tan ödül aldı
Politik öykülerden oluşan "Yaşasın Demokrasi" kitabı 1949'da yayımlanan Taner, 1950'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi ve sanat tarihi kürsüsünde asistan olarak görev aldı.
Usta yazar, ilk evliliğini 1954’te yaptı ve Oyun dergisini çıkardı.
"Şişhane'ye Yağmur Yağıyordu" kitabında yer alan aynı adlı hikayesi New York Herald Tribune gazetesinin 1953'teki uluslararası yarışmasında birinci olan Taner, 1956'da Varlık dergisince "Yılın En Beğenilen Öykücüsü" seçildi.
Taner'in 1954'te yayımlanan "On İkiye Bir Var" kitabı 1955'te verilmeye başlanan Sait Faik Hikaye Armağanı'nı alan ilk eser olurken, aynı adlı öyküsü, İsviçre Atlantis Yayınevinin düzenlediği "Zaman Üstüne Öyküler" yarışmasında ödül aldı.
Unutulmaz edebiyatçı, 1955-1957'de Viyana Üniversitesinde Prof. Heinz Kindermann'ın yanında ve Max Reinhardt Tiyatro Akademisi'nde felsefe ve tiyatro eğitimi gördü. Yeşilçam için senaryolar kaleme alan Taner, Viyana'da bulunduğu, klasik ve epik tiyatroyla da ilgilendiği yıllarda 700'den fazla oyun seyretti.
"Tuş" adlı öyküsü ve “Keşanlı Ali Destanı” oyunu filme uyarlandı
İstanbul Üniversitesinde 1957'de tiyatro tarihi ve dramaturgi dersleri veren Taner, aynı zamanda Tercüman gazetesinde Devekuşuna Mektuplar adı altında köşe yazıları kaleme aldı.
Haldun Taner, Türkiye’de epik tiyatronun ilk örneği sayılan "Keşanlı Ali Destanı" ile dünyaya açıldı. Bütün bu çalışmalarıyla bir Haldun Taner Tiyatrosu ekolü oluşturan yazarın 1955'te kaleme aldığı "Tuş" adlı öyküsü ile "Keşanlı Ali Destanı" oyunu filme uyarlandı.
İstanbul Üniversitesinde 1957'de tiyatro tarihi ve dramaturgi dersleri veren Taner, İktisat Fakültesinde 1 Mart 1960'da okutman olarak çalışmaya başladı, darbe nedeniyle görevi bırakmak zorunda kaldı.
Fransız Filolojisi Kürsüsünde 1962'den 1976'ya kadar öğretim görevlisi olarak görev yapan yazar, 1968'de kuruculuğunu üstlendiği Language and Culture Center Özel Tiyatro Okulunda (LCC) öğrenciler yetiştirdi.
Haldun Taner, 1960'tan itibaren tiyatro çalışmalarına yoğunlaştı. Güncel olayları konu alan eleştirel oyunları sunmak için kabare tiyatrosunun kuruluşuna öncülük eden Taner, Ahmet Gülhan, Zeki Alasya ve Metin Akpınar ile 1967'de İstanbul'da Devekuşu Kabare Tiyatrosunu kurdu.
"Sersem Kocanın Kurnaz Karısı" oyunu ödüle değer görüldü
Unutulmaz sanatçı Münir Özkul ile 1969'da Bizim Tiyatro, Ahmet Gülhan ile 1978'de Tef Tiyatro Grubunu kuran Taner, oyunlarında meddah geleneği ve tuluat tiyatrosunun özelliklerinden yararlandı. Tiyatrodaki ilk eserlerinde dramatik türün başarılı örneklerini veren yazarın kaleme aldığı "Keşanlı Ali Destanı" oyunu, Almanya, İngiltere, Çekoslovakya ve Yugoslavya'da sahnelendi.
"Sancho'nun Sabah Yürüyüşü" kitabı Bordighera Uluslararası Mizah Festivali'nde öykü ödülünü kazanan Taner'in "Sersem Kocanın Kurnaz Karısı" oyunu ise 1972'de Türk Dil Kurumu Tiyatro Ödülü'nün sahibi oldu.
Öykülerinde genellikle insan ve insani değerler, doğa, yaşam, zaman, psikolojik durumlar, seçme yetisi, seçicilik özelliği ve anormallik gibi başlıklara yer veren Taner, olayı ön planda tutan klasik örgülü hikayeler yazdı.
Entrikalı, sürprizli ve güldürücü durumlara eserlerinde yer ayıran yazar, Birleşmiş Milletler UNESCO kültür komisyonlarında da görev yaptı.
Haldun Taner, 7 Mayıs 1986'da kaldırıldığı Haydarpaşa Göğüs Hastanesinde hayatını kaybetti ve Küplüce Mezarlığı'na defnedildi.
Milliyet gazetesi tarafından 1987'den bu yana "Haldun Taner Öykü Ödülü" düzenlenirken, yazarın adı 1988'de İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosunun Kadıköy Sahnesi ile Caddebostan'da bir sokağa verildi.