Samaar senin gibi bir çocuktu. Onun hayalleri, rüyaları, çiçeklerle, arılarla doluydu. Çok çalıştı, hiç yılmadı. Ülkesindeki gri dumanlara rağmen çiçeklerle süslenmiş, balla tatlanmış bir dünya oluşturdu...”
Samaar Elba, Gazze’de yaşanan zorluklara rağmen yaşadığı yerde çiçekler açtırmayı başaran bir kahraman. Samaar ve babası arıcılık yaparken arılarla bereketlenmiş, balla tatlanmış, çiçeklerle süslenmiş bir dünya hayal ederler. Bulundukları bölgenin şartları çok zordur, bahçeleri, arıları kovanları defalarca tarumar edilir ama Samaar yılmaz. Yeniden başlamaktan korkmaz ve babasıyla birlikte kurduğu hayali yalnız da olsa gerçekleştirmeye çalışır. Her şartta hayallerin çiçek açabileceğini gösterir çocuklara. Hatice Özdemir Tülün’ün kaleme aldığı, Merve Ergenoğlu’nun rengarenk çizimleriyle “Gazze’nin Arıları ve Samaar” geçtiğimiz günlerde Düş Değirmeni etiketiyle okurlarıyla buluştu. Çocukların doğru ve iyi rol modellere ihtiyacı olduğunu söyleyen Tülün, “Bu anlayışla ülkemizde ve kültürümüzde başarısıyla, kahramanlığıyla, girişimiyle ya da tavır ve duruşuyla öncü olmuş kadın karakterleri çocuklarımıza tanıtmak istedik. Tüm çocuklara ilham olsun, tüm çocukların hayalleri çiçek açsın” şeklinde dile geEzber Bozan Kadınlar serisinin ikinci kitabı olan “Gazze’nin Arıları ve Samaar”ı konuştuk.
“Samaar benim ‘Ezber Bozan Kadınlar’ kitaplarımda andığım kadınlardan biriydi. Ekim’den çok daha uzun bir süre önce bu kadınları daha küçük yaş grubuna anlatmak istedim” diyen Hatice Özdemir Tülün, “Kitap, birbirinden farklı coğrafyalardan ve dönemlerden gelen cesur kadınların hikâyelerini içeriyor. Ezber Bozan Kadınlar serisi dünyanın dört bir yanından kadınların hayat hikâyelerini ve başarılarını içeren ilham verici bir kitap. Bu kitap, kadınların tarih boyunca ne kadar önemli ve etkili olduklarını hatırlatarak, gelecek nesiller için bir umut kaynağı olmayı amaçlıyor” ifadelerini kullanıyor. Tülün, serinin ilk kadını olarak Türkiye’nin ilk kadın pilotu Bedriye Tahir Gökmen’i seçtiğini söylüyor. Tülün, “Pervaneli Uçak ve Bedriye, yayınlandıktan sonra ikincisi için dünyadan bir kadın seçerken ilk istediğim Samaar’ı anlatmak oldu. Bölgedeki çocukların yaşadıkları zorluklar ve dayanışma içindeki güçlü ruhları beni derinden etkiledi. Bu hikâyeleri anlatarak, dünyanın farklı köşelerindeki çocukların Gazze’deki yaşıtlarıyla empati kurmasını ve onlara destek olmasını umuyorum” şeklinde açıklıyor. Kitabında çocuklara dayanışma, umut ve direnme gücü gibi değerleri aktarmak istediğini dile getiren Tülün, “Samaar, zorluklarla karşılaşsa bile cesurca mücadele ederek umudu yaşatmayı başarıyor. Minik okurlarımızın bu hikâyeden, hayatta karşılaşacakları zorluklar karşısında umudu ve dayanışmayı asla kaybetmemeleri gerektiğini, Filistin’in bizim tarihimizin, kardeşliğimizin bir parçası olduğunu öğrenmelerini umuyorum” şeklinde konuşuyor.
“Gazze’deki soykırımı çocuklara anlatırken, onların yaşlarına ve çağlarına uygun bir dil kullanmak ve hassasiyet göstermek çok önemli” ifadelerini kullanan Tülün, “Ben sanatı ve yapay zekayı birleştirerek eserler tasarladım bu süreçte. Filistin’in insanı, tarihi, doğal güzellikleri ile bir medeniyet olduğunu, oradaki insanların sayılardan ibaret olmadığını anlatmak istedim. Çünkü Batı bu manipülasyon ile normalleştiriyor bu soykırımı. Ayrıca, çocukların sorularını açık bir şekilde yanıtlamak, boykotun neden gerekli olduğu gibi sorulara ciddi yanıtlar vermenin de önemli olduğuna inanıyorum” şeklinde çocuklara Gazze’de yaşananların nasıl anlatılması gerektiğini açıklıyor.
